Paylaş
Ali Ağaoğlu’nun “Ortanca Hanım’la…” diye başlayan ve facia silsilesi olarak tamamladığı konuşmasında vatandaş olarak beni ilgilendiren tek durum “Taksim’e zenginlik işareti olarak bıraktığı güllerdir”. Yaşadığı ülkenin insanına mülk satıp kendini ondan üstün görmenin mantıksızlığını anlamasını ve özür dilemesini bekliyorum.
Zira bu ülkede sadece "Gül" grubu yok "Karanfil" grubu da var. Ticaret insanı ayrıştırıcı olmamalı.
Ali Bey’in kaç eşi var bilmiyorum, açıkçası beni de ilgilendirmiyor. Bir kadın olarak, “Eşim” dediği kadından “Ortanca” diye bahsetmesini aşağılayıcı buldum bulmasına da, bu hitabın benden ve diğer kadınlardan önce, bahsedilen “Ortanca Hanım”ı rahatsız etmesi gerekliliğine inanıyorum.
Yalnız Ali Bey’e haksızlık yapmadan önce bir şeyden emin olmak lazım. Kimbilir belki eşine “Ortancam” diye hitap ediyordur (!)
Ortancalar 1-2 metre boylanabilen, gözalıcı çiçeklere sahip çalı formlu süs bitkileridir. Çiçeklenme zamanı Haziran-Ekim aylarıdır.
KARAMAN’DA YAŞANANLARIN SORUMLUSU KİM?
Karaman’da yaşanan 10 küçük çocuğa tecavüz ve cinsel istismar haberi, insanım diyen kimsenin kabul edemeyeceği, midesinin kaldıramayacağı bir haber.
Zamanla detaylar daha çok netleşecek ama gerek eşinin gerekse arkadaşlarının beyanları, tehlikeyi işaret etmiş.
Nedense toplum olarak küçük detay gördüğümüz ayrıntıların üstüne gitmeyerek veya görmezden gelerek büyük bir tehlikeye zemin hazırlıyoruz.
Bir kişinin yaptığı rezillik, ne ailesini ne de içinde bulunduğu kurumu suçlu yapmaz elbette ama zamanında yapılan uyarıları dikkate almamanın da sorumluluğundan kimse kaçamaz.
Yaşananları kimsenin tasvip etmediğinden şüphem yok. Ne kişinin içinde bulunduğu kuruma istinaden suçu bir camiaya atfetmek çözümdür, ne de kurumu sahiplenmek adına suçu hafifletmek.
Artık şiddet ve tecavüz olaylarında kişiyi değil suçu baz alarak hareket etmek durumundayız.
Devlet, yaşananlardan yola çıkarak kamu ve özel yurtlarında denetleme mekanizmasını düzenli olarak yapmalı.
Vatandaş olarak kimliği ne olursa olsun çocuklarımızı emanet edeceğimiz kişi ve kurumlara karşı daha sorgulayıcı olmamız gerekiyor. “Bu insandan bana zarar gelmez” görüşü günümüz koşullarında çok lüks kalıyor maalesef.
Son olarak iğrenç suçun faili, Muharrem B.’nin suçunu itiraf ederek “Tedavi olmak istiyorum” ifadesinin iyi hâl indirimi olarak kabul edilmeyeceğini umut ediyorum.
Paylaş