Paylaş
*
28 yaşındayım, avukatım. Başkalarından çok da farklı bir hayatım yok. Belki en büyük farkım, sürekli olarak kendimi saklamak, korumak, hep gardını almış bir vaziyette dolaşmak.
En keyifli akşamlarda bile, içkiyi fazla kaçırmamaya çalışmak, sarhoş olduğum zamanlarda bile otokontrol sağlamaya çalışmak, asla ama asla açık vermemeye uğraşmak.
Çünkü bu ülkede, bu koşullar altında, gay olduğumun bilinmesine imkân yok. Bunun bilinmesi halinde, benim normal bir hayat sürmem mümkün değil. Yaşadığım evi, şehri, arkadaşlarımı, işimi, her şeyimi değiştirmem, dahası hayatımı altüst etmem gerekir. O şekilde de yaşamam mümkün değil. Şimdiden yorgunum, gereğinden fazla gerginim, nedensiz yere öfkeliyim.
Yok aslında kimseden bir farkım.
Ben de Kürt sorununa üzülüyorum, kredi kartı borcunu denkleştirmeye çalışıyorum, sürekli bırakmaya çalışıp sigara içmeye devam ediyorum, herkesin alışveriş yaptığı yerlerden alışveriş yapıyorum, işten yorgun argın gelince kanepede uyukluyorum, bayramları hem seviyor hem de çok sıkılıyorum, spor yapmaya karar verip yarıda bırakıyorum, dünyanın geleceği için endişeleniyorum, çocuklar mutlu olsun istiyorum, iş arkadaşlarımla gereksiz rekabetlere giriyorum, ufacık şeyleri büyütüp abartıyorum, sonra ‘Üzülmeye değmez rahat ol’ diyorum ama yine kendimle kavga ediyorum, küsüyorum, kızıyorum...
Bunlar aynı olan şeyler
Farklı olansa, beğendiğim biri için, ‘Ne yakışıklı çocuk!’ diyemiyorum, birinin elini tutamıyorum, beraber tatile çıkamıyorum, geleceğe dönük planlar yapamıyorum. 28 yaşındayım ama şimdiye kadar hiç ilişkim olmadı ne duygusal ne de cinsel anlamda. Bir erkekle birlikte olamıyorum, içine sıkışıp kaldığım koşullar gereği. Hiçbir kadına ilgi duymuyorum hissettiklerim nedeniyle. Yalnız ve mutsuzum mecburen.
Ahlaksız değilim, yoldan çıkmış değilim, kimseye zarar vermeye niyetim yok. Kimseyi suçlamıyorum ama suçlanmak, dışlanmak, ötekileştirilmek de istemiyorum. İnsanlar, bu durumu garipsese de söylüyorum işte, yok aslında kimseden bir farkım. Hatta belki sizden de sıradanım. Ama en sıradan şeyi yaşamak için bile, çok büyük bir efor sarf etmek zorundayım. Yorgunum, bu şekilde yaşamak istemiyorum.
Biliyorum, bir günde hiçbir şey değişmez ama inanın yok sizden bir farkım, yok kötü bir niyetim. Bırakın kendim olayım. Bunları söylemek istiyorum ama dedim ya bu koşullar altında çok zor... (Birol G.)
Mehmet Ali Birand’ı sevmek
O benim kahramanlarımdan biri. Onun da iyi haberlerini bekliyorum. Her gün gazetelere ve internet sitelerine bakıyorum, yeni bir şey var mı diye. Zımba gibi ayağa kalkacağından eminim. Sevgili MAB, herkes gibi ben de sizi çok seviyorum, bu hastalık haberlerini okuyunca, ne kadar çok sevdiğimi bir kere daha anladım. Bir an önce iyileşin, bizi o sonsuz enerjinizden mahrum etmeyin.
Hürriyet’in faydaları
Eşim Rus ve 11 aylık bir bebeğimiz var. Ben de 1.90’ım, saçlarım kumral ve klasik Türk erkek tipini temsil etmiyorum. Türkiye’ye tatile geldiğimizde eşime pazar göstermek istedim, Türk’e benzemediğimden ve eşimle Rusça konuştuğumdan, pazardaki insanlar, bizi Rus sandı. Pazarda dolaşırken eşimin vücudu hakkında söylenenleri duydukça, az kalsın katil oluyordum!
Eşim de gayet derli toplu giyinmişti, buna rağmen.
Duyduklarımın bir kısmını yayınlasanız, herhalde gazetenizin başı belaya girer müstehcenlik yasasından dolayı.
Şu anda maaile yine Türkiye’deyiz, bol güneş, deniz ve taze meyve sebzenin tadını çıkarıyoruz ve pazara gitmeye devam ediyoruz. Nasıl mı? Yanıma Hürriyet alıyorum ve görülecek pozisyonda tutuyorum. Gazeteyi gören benim Türk olduğumu anlıyor ve hemen, “Buyur abi, ne verelim” diyor ve eşim hakkında artık yorum duymuyorum. Kafalarından ne geçiriyorlarsa geçiriyorlar ama en azından çenelerine vurmuyor! (Onur Ç.)
- Ne söylesem az, öyle bir şey anlatıyorsunuz ki, üzülsem mi, sevinsem mi bilemedim. Ama çalıştığım gazetenin bu işe yaramasına da ayrıca sevindim!
Kadın olmanın dayanılmaz ağırlığı
Nedir bu Engizisyon işkencesi?
Siz, bir tane erkeğin biraz göbeklice fotoğrafının altında, “Bu sene de kendini saldı, fazla yemek yiyor, çevresi de bunu doğruluyor, yediklerine dikkat etmeli, bu kadar iştahlı olmamalı, bu yıl da zaten doğru dürüst çalışmadı, dizi de, film de bir yerlerde oynamadı, sadece reklam filmi çekti” diye yazdıklarını gördünüz mü hiç?
Ben görmedim.
Erkeklerin istedikleri kadar göbek salma özgürlüğü var.
Ama kadınların biraz ölçünün dışına çıktılar mı doğru giyotine.
En son Naz Elmas gitti.
Neymiş, Çeşme’de denize girerken görüntülenmiş, her zamankinden biraz daha kiloluymuş.
Hadi ordan! Herkes kendine baksın!
Nazcım, sen şahaneliğinden bir şey kaybetmiş değilsin, fıstık gibisin.
Sakın kulak asma.
Lütfen erkeklere gösterilen hoşgörü, kadınlara da gösterilsin!
Herkesi ısırasım var
İmanım gevremiş durumda. Bugün, meşhur iyimserliğimden eser yok. Valla bıktım bu taşınma faslından. Amma zormuş. Kutu, bavul, koli ve koli bandı görmek istemiyorum. Dönemedik yurda bir türlü. Hani otele taşındık eşyaları Türkiye’ye yolladık ya, bugün de oteldeki eşyaları Türkiye’ye yolladık. İnsan, otelden taşınır mı? 15 bavulu, kutuyu kargoya verir mi? 6 yaşında çocuğunuz varsa oluyor. Sinirlenmek istemiyorum. Sinirlenmeyeceğim. Neyse bitti gitti. Biz de inşallah bu cumartesi kalan 4-5 bavulumuzla yurda döneceğiz.
Herkes, “Çok üzgünsün değil mi, 7 yıl yaşadığın yerden ayrılıyorsun” diyor. “Artık tatillerde gelirsin.” Bir şey itiraf edeyim mi? Bir süre Dubai lafı duymak istemiyorum, çünkü taşınamadım gitti, bu da canıma tak etti. Tek istediğim cumartesi kapağı İstanbul’a atmak.
Kendimi 47. kattan atasım var
Bir de haber gelmesin mi? Emirates, kedi, köpek ve kuş alıyor uçağın arkasına, tavşan almıyor diye. Kendimi şu 47. kattan atasım var. Ne yapacağım ben bizim tavşanı? Sağlık karnesi var, fotoğrafı var, belediyeden onaylı her türlü zartu zurtu var, uçağın kablolarını yemesin diye, suntadan kutusu var, almazlarsa ne halt edeceğim? Bırakacak halim yok, karayoluyla gelirim artık. Emirates yetkililerinden rica ediyorum, sevgili Bahar duy sesimi, kargoda gidemez, 3 gün nasıl kafeste kalsın, telef olur gider. Herkesi ısırasım var şu anda. Hani Sezen, “Bakarsın umduğumdan daha iyi geçer bu yaz” demişti ya. Geçmiyor. Baharcım, gözünü seveyim, Hımm’la ilgili iyi haberler ver bana.
Paylaş