Paylaş
Ağır bir yıl geçirdik.
Neşeli bir final röportajı yapalım dedik.
Ve yaptık.
Daha doğrusu Tolga Çevik yaptı.
Tolga Çevik, ben oldu, Ayşe Arman yani.
Çekimler sırasında inanamadım.
Bir ben daha vardı, benden dışarı.
Sadece fiziken değil, enerjisi de bendi.
Mimikleri, Jestleri, tedirginliği, mahcupluğu, hafif yılanlığı...
İnanılır gibi değildi.
Var ya, adam beni paketledi, bir kenara koydu, bana bir basan bir kadın ortaya çıkardı
Üstelik benim çok daha dişi ve seksi olanım!
Fikir Selma Semiz’den çıktı.
Alkışlıyorum Selma’yı.
Dedi ki, “Tolga, Hopi’de 30 Ayrı karakter oldu, şimdi de Ayşe Arman olmak istiyor ne dersin?”
Ne derim?
Ne diyebilirim?
Allah derim!
Ama yemin ederim bu kadarını beklemiyordum.
Maslak’taki stüdyoya geldiğimde, Tolga’nın tırnaklarına French oje sürülüyordu.
Gülmeye başladım.
Ve çalışma tarzına, işini bu kadar ciddiye almasına hayranlık duldum
“Altı üstü bir gazete röportajı, yapalım bir şeyler gitsin işte” diye sallamadı, inanılmaz özenliydi...
“Tırnaklarımın French olup olmadığını kim görecek” demedi, benim dolma tırnakların aynısı yapıldı ona.
Bir de tabii Suzan Kardeş faktörü var.
Onlar müthiş ikili.
Birlikte harikalar yaratıyorlar.
Benim gözlerim kısık olduğu için makyaj öyle yapıldı, Tolga’nın yüz hatları bana benzetildi.
Hafif dişlek olduğum için, damak ve diş takıldı.
Ve tabii benim saçımdan peruk takıldı.
O Suzan, resmen o peruğu benim saçım gibi kesti, hatta rengini aynı hale getirdi.
Ve koskoca Tolga Çevik, bu röportaj için tam 5 saat uğraştı.
Benim gibi memeler taktı.
Tabii dalgalarını da geçtiler benimle.
“Bak sen böyle giyiniyorsun, böyle yürüyorsun, böyle gülüyorsun, böyle poz veriyorsun” diye.
Bir de styling yapmışlar.
Benim kıyafetlerimin aynısından bulmuşlar, buluşturmuşlar.
Takılar aynı, ayakkabılar aynı, bileğimdeki bileziklere kadar aynı.
Valla şapka çıkardım.
Helal olsun.
Eddie Murphy, Çatlak Profesör’de 8 ayrı karakteri oynadı diye kıyamet koptu, Tolga Çevik, Hopi reklamında 30 farklı karakteri canlandırdı.
Gerçekten komik ve tatlı bir adam.
Ve çok hoşuma giden bir şey söyledi.
Pazar günü detaylı okursunuz.
“Sürekli aile babası olduğunu söylüyorsun, neden bunun altını çiziyorsun?” dedim.
“Öyleyim de ondan” dedi.
Ve şöyle bir şey anlattı, “Hani sanatçılar özel insanlar ya, biz de onları öyle kabul ediyoruz ya, onlar da aile babası olmak gibi sıkıcı kavramlarla uğraşmazlar ya, kendi bohem dünyalarında yaşarlar ve yaratırlar ya, ben onlardan değilim” dedi.
“Evet ben sanatçıyım ama sabahları çocuklarıyla kalkan onlara yumurta yapan, pijamalarım üzerine pardösüsü geçirip, onları servise uğurlayan bir sanatçıyım ben...”
“Evde de sanatçı manatçı değil, aile babasıyım” dedi.
Çok hoşuma gitti anlattıkları.
Neyse ben kaçıyorum, pazara Tolga Çevik röportajına beklerim.
Bakalım fotoğrafları beğenecek misiniz?
Evet, bacakları da memeleri de benden güzel!
Paylaş