Paylaş
Ben söyleyeyim: 100.
Kim bilir bu son 2 ayda bu sayıya kaç kadın daha eklendi...
En yakınındaki erkekler tarafından katledilen bu kadınlar, öldürülmeden önce erkek şiddetinden kurtulmak için her yolu deniyor.
Ama işte aile, toplum ve devlet tarafından elbirliğiyle kadınların bütün kaçış yolları kapatılıyor.
Geriye, 3. sayfa haberlerinde birkaç satıra sığdırılan hayat hikâyeleri kalıyor!
*
Son 4 ayda kadınlar, şiddetine ve işkencesine maruz kaldığı 13 erkeği öldürdü, 12’sini yaraladı.
Bu, çıkış yolu bırakılmayan kadınların son seçeneği.
Sanık sandalyesine oturanlardan biri de Yasemin.
Yasemin, öldürmeseydi öldürülecekti!
Evlilik hayatı boyunca kocası Özkan Kaymaklı’nın şiddetine maruz kaldı. Çocuğu doğduğunda, çocuğuyla birlikte şiddet gördü. Dayak yedi, kocası üzerine bıçakla saldırdı. Aile mahkemelerinden uzaklaştırma kararları alındı. Yasemin karakola gitti. Karakolda doldurduğu aile içi şiddet formunda, “Kocanız sizi öldürmeye teşebbüs etti mi?” sorusunu, “Evet” diye cevapladı. Ama işte, pek çok kadına olduğu gibiYasemin’e de hiçbir çıkış yolu bırakılmadı.
Olayın olduğu gün kocası, Yasemin ve çocuğunu gece boyunca bir odaya kilitleyerek aç susuz bıraktı. Sabah olunca da şiddet uygulamaya devam etti. Yasemin bu şiddete artık dayanamadı, kendisini ve çocuğunu savundu.
Öldürülmemek için öldürmeyi seçmek zorunda kaldı.
Ama Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Yasemin’in meşru müdafaa nedeniyle tahliye talebini reddetti.
Erkekler kravat takıp ağladıklarında bir sürü haktan yararlanıyorlar. Kadınlar yaşama haklarını savunsalar bile hiçbir işe yaramıyor.
Bu nasıl iş? Bu nasıl bir haksızlık! 24 Haziran’da Yasemin’in duruşması var...
Bu konuda yazmaya devam edeceğim. Bugün avukatı Duygu Eroğlu’yla sizi baş başa bırakıyorum...
Yasemin Kaymaklı ve oğlu şu an cezaevinde.
Genel algı mahkemeye yansıyor
Nasıl başlıyor Yasemin’in hikâyesi...
- Yasemin, doğulu biri ailenin kızı. Eşi İstanbullu, zengin bir ailenin tek erkek çocuğu. Özkan’ın ailesi Yasemin’i istemiyor. Evlendikleri için maddi yardımı kesiyorlar. Özkan o güne kadar çalışmak zorunda kalmamış, zaten çalışmayı da sevmeyen biri. Maddi sıkıntılar başlıyor. Özkan da bütün bu yaşananların sorumlusu olarak Yasemin’i gördüğü için, her gün sistematik olarak şiddet uyguluyor. Yasemin’i defalarca, ağzı burnu kan içinde kalacak şekilde dövüyor. 7. kattan atmaya çalışıyor. Hamileyken kaburgasını kırıyor. Eve kilitliyor. Daha bir sürü vahşet...
Peki olay günü ne oluyor?
- Yasemin, bebeklerine bez almayan eşiyle tartışıyor. Özkan, kemeriyle Yasemin’i boğmaya çalışıyor. Bebeğe vurmaya başlayınca, Yasemin masadaki bıçağı alıp saplıyor. Olaydan yaklaşık on-on beş dakika sonra ölüyor. Yasemin şokun etkisiyle dışarı çıkıp bağırarak kocası için yardım istiyor. Yargılama, yakın akrabayı öldürme suçundan Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor...
Sizce Yasemin’in yaşadıkları neden meşru müdafaa sayılmıyor?
- Çünkü toplumun genelinde olan algı sorunu, mahkeme heyetine de yansıyor. Yasemin’in ilk duruşmasında mahkeme heyeti, deliller dahi toplanmadan bir dahaki celse savcının mütalaa vereceğini bildirmişti. Yani mahkeme, yargılama başlamadan hükmünü vermişti! Mahkemeler erkeğin kadını öldürmesine birçok yasal indirim uygularken, kadının erkeği kendini savunma amacıyla öldürmesine yasal indirim uygulamıyor...
Mahkeme heyetinin sizce gerekçesi ne?
- Kanaatimce, o günkü olayda öldürücü nitelikte yara izleri bulunmadığı için meşru müdafaa incelemesine gerek duymuyor. Oysaki Yasemin’in boynunda hâlâ kemer izleri bulunmakta, el parmağında kırıklar var.
Meşru müdafaa konusunda sizin kanıtlarınız nedir?
- Evliliklerinin başından beri uygulanan şiddet, buna ilişkin raporlar, tanıklar ve sığınma evi kayıtları, hastane kayıtları...
İNSAN OLMAYI ÖĞRETİN
Kadınlar Yasemin’e destek olmak için ne yapabiliriz?
- Daha yüksek sesle ve hep birlikte haykırarak farkındalık yaratmamız gerekiyor. Ve sadece Yasemin için değil, diğer tüm kadınlar için, oğullarımıza erkek olmayı değil başta insan olmayı öğretmek gerekiyor!
Paylaş