Paylaş
Zannediyorlar ki...Sadece genç dizi oyuncuları, genç starlar ilgi çekiyor, onlar merak ediliyor. Onları tanıtmak ve hayatlarından parçalar sunmak gerekiyor. Gençler, yaşlılarla pek ilgilenmiyor, merak etmiyor.Hiç de öyle değil!Geçtiğimiz pazar gördüm ki, Gülriz Sururi ve Engin Cezzar’ın 55 yıldır süren zor şartlardaki aşkı büyük bir çoğunluğun ilgisini çekti. O kadar çok insan fikir belirtti, yorum yaptı ki... Bir röportajcı olarak çok mutlu oldum. Hepinize teşekkür ederim!!!
Gençlik tapınması her zaman doğru değil
Ben, milföy hamuru gibi katmanları olan iş yapmayı seviyorum. Zenginliği, derinliği olan röportajlar. Öyle röportajlar için de “yaşanmışlık” gerekiyor.20’lerinde, hatta 30’larında birileri de genellikle bunları anlatamıyor.Takdir edersiniz ki, yeteri kadar yaşamamış insanın, yeteri kadar anlatacak şeyi de olamıyor. O yüzden insanlardaki bu gençlik tapınması her zaman doğru bir tespit değil.İtiraf ediyorum, artık birbirine benzeyen 20 yaşındaki dizi oyuncuları okumaktan “böğğğ” geldi.Tabii ki onlar da önemli bir iş yapıyor, estetik duygularımıza hitap ediyor ama bunu, bir tapınma haline getirmek bence yanlış...
Gülriz Sururi’nin sosyal medya aşkı
Sosyal medya Gülriz Sururi için çok önemli. Bu beni etkiledi...Çünkü ben 80 yaşında hayatta aktif çok insan gördüm ama onlar e-mail’le, internetle, sosyal medyayla çok haşır naşır değildi.“Genç işi” olarak algılıyorlar, “İşim olmaz!” deyip vınlıyorlar.Ama işte Gülriz Sururi öyle değil, ona da takmış.Çünkü birileri mail adresi istemiş, önce “Ben kullanmıyorum” demiş, ama sonra utanmış, “Niye her şeye ayak uyduruyorum da buna uyduramıyorum?” diye.Ve öğrenmiş.Instagram takipçisi 5700’dü.İnanır mısınız, Instagram’a onunla ilgili iki post koydum, “Destek olalım, takip edelim...” diye.Neredeyse 15 bin kişi takip etmeye başladı.En son baktığımda 19 bin olmuştu.Bu, neden biliyor musunuz?Gülriz Sururi’yi sevmekten, onun hayat tercihlerinin onaylanmasından...Sevdiği adamı, zor durumunda onu kucaklamasından, sarıp sarmalamasından...Yoksa kimse kimseyi öyle havadan sevmiyor, beğenmiyor, takip etmiyor.Dün konuştuğumda yeni arkadaşları olduğu için çok mutluydu, onun adına da teşekkür ederim.
70 üstüne internet dersi
Ben teknoloji firması olsam, sadece gençlere değil, yaşlılara da oynarım. Mesela “70 üstüne sosyal medya” diye bir kurs açarım.Ve onlara internet, sosyal medya öğretirim.Siz yapın, ben gönüllüyüm, gelip haberini yazacağım, daha pek çok gazetecinin de geleceğinden emin olabilirsiniz.Teknoloji sadece gençlerin tekelinde olmasın. Ve yaşlıların kafasındaki o “Ben yapamam!” fikrinden kurtulmalarını sağlayın. Gülriz Sururi’nin dediği gibi, “Bulmaca çözmek yerine buna sardırsınlar!”Hayatı müthiş kolaylaştıran bir şey, yaşlılar neden eksik kalsın?
50. evlilik yıldönümlerini sahnede kutlasalar
Şöyle bir yorum okudum, çok hoşuma gitti...“Bir tiyatro oyunu düşündüm... Sahnede bir koltuk, Engin Cezzar oturuyor. Diğer koltukta Gülriz Sururi. Dekor onların evi... Seyirciye, yani bize Gülriz Hanım, birlikte geçirdikleri o 55 yılı anlatıyor... Engin Bey, hiç konuşmuyor ama ikisi yine aynı sahnede. Hem gerçek hem gerçeküstü... Hem biraz oyun hem biraz hayat...”Murat Asuroğlu yazmış.Valla, bence çok iyi fikir.Keşke hayata geçirilse.Siz izlemez misiniz böyle bir oyunu?Ben izlerim.Bir de röportajda Gülriz Sururi, Engin Cezzar’ın hastalığı yüzünden 50. evlilik yıldönümlerini kutlayamadıklarını söylemişti. İşte bu da vesile olur, sahnede kutlamış olurlar...Gülriz Sururi’nin değerlendirmesi dileğiyle...
Gülriz Sururi’nin sağlıklı yaşam formülü
87 ama 50’lerindeki bir kadın enerjisi fışkırıyor.Çok da dinç.“Nasıl oluyor?” diye sordum. “Bir kere genetiğin büyük etkisi var” dedi. “Benim ailemde hemen herkes uzun yaşadı ve son ana kadar dinçti. E bir de fazla kilolu insan yoktu. Sonra tabii beslenme önemli. Ben Akdenizliler gibi besleniyorum. Sabah mutlaka beyaz peynir. ‘Kibrit kutusu’ kadar denir ya ondan. Mutlaka yeşillikler, fesleğen, nane, roka, maydanoz, salatalık, domates. Bir yeşillik cümbüşü yiyoruz sabahları. Ve zeytin ve zeytinyağı. Neredeyse yarım çay bardağı. Ama hakikisini buluyoruz. Bak, onlara dikkat ediyoruz. Ekmeğin de işlenmemişini alıyoruz, eski zamanların köy ekmeği gibisini. Sonra sebze pişer bizde çok ve et, balık tüketilir. Akşamları da mutlaka bir kadeh şarap.”“Ya spor?”“Sürekli hareket halindeyim. Hiç durmam yerimde. Yıllardır bacak hareketleri yaparım. 20 dakika yatakta. Vücudu taşıyan bacaklar. Çok kuvvetlidir benimkiler. Kalça protezi takıldıktan sonra bu kadar çabuk ayaklanmama şaşırdı doktorlar. Meğer onların fizik tedavi diye verdiği hareketleri ben bir ömür boyu yapmışım zaten. Sonra sevdiğim şeylerle uğraştım. Ve dostlar... Pozitif olmak... Hayatı sevmek. Ve tabii birlikte olduğu insanı sevmek... Ölesiye sevmek... İşte benim sağlıklı yaşam formülüm!”
Paylaş