Paylaş
UYANIŞ, BULUŞMA, SEKS
Hala nefret ettiğim ve hala aşık olduğum, şu anda evli olan eski sevgilimin senden nefret etmesinden dolayı hep senden nefret etmiştim.
Ama konu sağlam, yazmak istedim.
Yaklaşık 5 senedir chat yapıyorum. Bir çok şey yaşadım. Şimdi Ahmet Karcılılar'a karşı olduğumu düşünebilirsin ama ben tüm kalbimle onun tarafındayım. Nedeni ise Gülay Çiçek gibi bir çok kadın tanımam.
Kadınları; birlikte oldukları kişilerle ilişkileri ‘‘normalken’’ chat yapanlar ve ilişkileri ‘‘anormalken’’ chat yapanlar diye ikiye ayırabiliriz.
Ama her iki kategorinin de bir süre sonra ‘‘Virtual Affair Sendromu’’ yaşayacakları kesindir. Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun dersen, binlerce yaşanmış örnek sayabilirim.
İyi bir ilişki yaşadığı sırada chat'e başlayan kadınlardaki ilk etkileşimler, ‘‘kıyaslamayla’’ başlar. Chat'te tanıştıkları adamları sevgilileriyle kıyaslarlar. Belirli bir arayış evresi sonucunda ellerindenden daha iyi olduğuna inandıkları birilerini mutlaka chat'ta bulurlar ve bomba tiklemeye başlar.
İkinci grup ise zaten kötü olan ilişkilerinden dolayı ‘‘sanal dert’’ ortağı sıfatıyla başlayan, ‘‘sanal dost’’ ve derken ‘‘sanal sevgili’’ olarak devam eden bir ilişkiye girerler.
Bu sıra kanun gibidir, hiç değişmez: Uyanış, buluşma, seks.
Chat yaparak tanışılan kadınların değişimi de bir gerçektir.
Gülden Kale'miz belki çok çıtı pıtı, şirin birisiydi ama eminim ki, chat, onu da vahşi yapmıştır.
Bakınız: Gece uyanıp dağcılık fantezisi yapmak gibi!
Bu sistemin akıntısına kapılan kadınların değişimine örnek verildiğinde aklınız uçar: Bir dolu insanın çocuklarını emanet ettiği bir ilkokul öğretmeninin bir anda seks manyağına dönmesi. Evli bir kadının kendi evinde çocuğu uyurken sevgilisiyle fantazilerini gerçekleştirmesi. Yıkılmaz kurallara sahip olgun bir kadının, hayatında görmediği bir erkek için okyanusu aşıp buralara gelmesi gibi, bir sürü örnek gösterebilirim.
Kitabı okuduktan sonra Ahmet Bey hayallerini yazmış diyebilirim.
Eğer Gülay Hanım, kahramanın yaşamını kıskandıysa ya da onu bir şekilde kendisiyle özdeşleştirdiyse bu tamamen onun problemidir. O hatasını aldatarak en başka yapmıştır. Onun için en doğru hareket karşısındaki erkeğin hayatında ve gözünün önünden en seri şekilde kaybolmasıdır.
Tekrar belirtmek isterim ki, ben de aynı şeyi yapardım ama yazardan farklı olarak gizleyerek değil, açık açık... Onur
HAYAT ROMAN DAHİL
‘‘Şaarin hayatı şiire dahil’’ demişti Cemal Süreyya. Elbette buna ‘‘Romancının hayatı da roman dahil’’i de eklemek mümkün. Başka türlüsü da olanaksız. Her eser bir kurgudur ama yaşantılardan da izler taşır.
Zaten Gülay Çicek bence özel bazı şeyleri açığa vurma konusunda Karcılılar'ı geçmiş gibi. Bazı şeyleri açıklamasaydı, biz okurlar da onları bilmeyecektik, değil mi ama? Mustafa
YAZIN EY İNSANLAR
Aman Tanrım! Ne yapacağız şimdi? Adam oturmuş, bir kitap yazmış, karısını anlatmış. Ne var bunda? Karısı ortalığı ayağa kaldırmasaydı, bu kitaptaki gerçekliği yalnızca üç kişi bilecekti. Oysa şimdi tüm Türkiye biliyor. Ne büyük mutluluk, ne büyük şeref. İşte günümüzdeki çarpık ilişkilere bir örnek!
Eski kocam (ki benim de bir tane var) bir kitap yazıp başarılı olacak ve ben onunla gurur duymayacağım?
Keşke yazsaydı be!
Yazın ey insanlar, yaşadıklarınızı da yazın, yaşamadıklarınızı da! Hayallerinizi de, gerçekleri de. Edebiyat bu değil mi zaten?
Bence Ahmet devam etmeli. Gülay'a gelince, Ahmet'in silahıyla Ahmet'i vurabilecek durumda değilse, köşesinde oturmalı ve sesini kesmeli. Sevinç
Paylaş