Paylaş
Alya çıldırmış vaziyette.
Çünkü bir kostüm dükkanının içindeyiz. Aklınıza gelebilecek bütün kahramanların kostümü orada. Sıra, sıra, renk, renk.
Oradan oraya koşuyor.
Kendine kostüm seçiyor.
“Bir tane” diyoruz, “Bir tane hakkın var. Her önüne gelene saldırma, birini seç...”
Bu telaşın sebebi doğum günü.
Artık 7 oluyor.
Sonunda seçiyor, bir de peruk alıp deneme kabinine giriyor. Üzerini değiştirmesine yardım ediyorum.
Artık hazır. Kapıyı açıp çıkıyor.
Babası ve ablası acayip tezahürat yapıyor!
Bambaşka biri oldu! Çok tatlı oldu!
ÖNCE BABAYA VE ABLAYA
Doğum günü kutlamasında okul arkadaşları eve gelecek.
Tabii onlar da kendi kostümleriyle…
‘Kostümünü kap gel partisi’...
Günlerdir hazırlanıyor.
Heyecan zirvede.
Biz artık kostüm dükkanından çıkmaya hazırlanıyoruz, Alya’nın yüzünde şaşkın bir ifade…
“Eee sizin kostümleriniz nerede?” diyor.
Eyvah!
Ne kostümü!
“Biz de mi giyeceğiz?”
“Evet” diyor, “Hem de ben seçeceğim…”
Ne yalan söyleyeyim, bir an içimden “Ya abuk sabuk bir şey seçerse?” diye geçiyor ama sonra “Amaaan boş ver, kızın doğum günü, ne seçerse giyeriz…” diyorum.
Önce babasınınkini seçiyor.
Baba kabine bir giriyor, bir çıkıyor acayip karizma!
Alya koşup sarılıyor, “Çok yakışıklı oldun baba” diyor.
Sıradaki ablası… O da çok güzel oluyor.
Geriye ben kaldım bekliyorum.
Bana da güzel bir şey seçer diye.
Bütün dükkanın altını üstüne getiriyor.
Bakıyor, bakıyor.
Mini Mouse var, itiraz etmem ama seçmiyor. Pamuk Prenses, Kül Kedisi... I ıhh yaşı geçti, artık onlarla ilgilenmiyor. Harry Potter’daki tipler... I ıhh…
101 Dalmaçyalı karakterleri, keşke bir Dalmaçyalı köpek olsam mesela…
Ya da hayvanlar var…
Kurbağa olsam, ördek olsam…
Hollywood karakterleri…
FİONA KİMDİ YA
Hayır istemiyor.
Sonunda kararını veriyor, “Sen bu ol…” diyor.
- Bu kim?”
Fiona.
- Fiona da kim?
Bir yerlerden tanıdık geliyor ama çıkartamıyorum.
“O kimdi ya?” diyorum.
“Aaaa nasıl tanımazsın Shrek’in karısı” diyor.
Birden o küçük, sevimli ama patates gibi tombiş tombalak, yeşil renkli, kırmızı saçlı kadın canlanıyor gözümün önüne.
“E ama baba Shrek değil, nasıl olacak” demiyorum tabii…
Sadece aklımdan geçiriyorum.
Siyahtan başka bir şey giymiyorum şişman göstermesin diye, başıma gelene bak! Çocuğumun tercihi, boynum kıldan ince, “Peki” diyorum.
Gidip kabinde Fiona kostümünü giyiyorum.
Çıktığımda herkes kahkaha atıyor.
Ben dahil… Komik oldum gerçekten de…
Dün akşam yatakta kıpırdanıyor.
“Nen var?” diyorum.
“Şimdi” diyor “Sen partide Fiona olacaksın ya…”
- Evet...
Düşündüm de, arkadaşlarım senin gerçekte neye benzediğini bilmeyecek. Seni hakikaten öyle biri öyle zannedecek…
- Nasıl zannedecek?
Yeşil ve komik.
- Kötü bir şey değil ki komik olmak?
Ama Fiona şişman..
- E ne olur. Ben de çok zayıf sayılmam.
Ama senin saçların güzel. Sen güzel annesin. Sen aslında Fiona gibi değilsin. Acaba hem o kostümü giysen, sonra da çıkarıp normal haline dönsen…
Ah aşkım, önce beni Fiona yaptı…
Şimdi pişman…
Vicdan yapıyor…
Bir taraftan da, beni güzel gösterme çabası beni eğlendiriyor. Bazen okula giderken de kıyafetlerime karışıyor. Üzerimde eşofman oluyor mesela, “Onu giyme” diyor, siyah elbiselerden birini gösteriyor, şık ve bakımlı durmamı istiyor.
Ama ben Alya’yı iyice şoke etmeye kararlıyım!
- Ben o gün kendimi yeşile boyayacağım…”
Neeeee?
- Fiona’nın vücudu yeşil…
Birden paniğe kapılıyor, “Olmaz!” diyor, “Öyle yapma… Gerekmez, şart değil…”
Aslında ben ona seçimlerinin bedellerine katlanmasını öğretmeye çalışıyorum.
Bir şeyi seçiyorsan bedeli var.
Madem Fiona olmamı istiyorsun, güzel durabilmem mümkün değil. Ama komik olabilirim…
“Peki” diyorum, “Gel anlaşalım, ben yeşile boyamayayım kendimi. Ama normal anne de olmayayım, bütün gün Fiona gibi dolaşayım…”
“Emin misin?” diyor.
- Eminim...
FOTOĞRAFI BEKLEYİN
Siz bu satırları okurken…
Arkadaşları gelmiş olacak.
Ve biz, kızımın 7 oluşunu kutlayacağız.
Ama tabii hava şartlarından dolayı gelebilirlerse…
Söz, Fiona halimin fotoğrafını sizinle paylaşacağım!
Meyhanem geldi Suzan Kardeş dinlemek istiyorum
Yarın size bir süprizim var!
Farklı ve eğlenceli bir pazar röportajı.
Umarım seversiniz.
Çok çok sıkı bir kadınla röportaj yaptım. Hepimizin sevdiği ve saygı duyduğu biri.
Hem çok güzel hem çok yetenekli. Yıllardır bir türlü denk gelmemişti, kısmet bugüneymiş.
Benim aklımda prodüksiyon yoktu.
Onun geldi.
Ben de söylediği fikri çok sevdim, üzerine balıklama atladım. Daha fazla detay vermek istemiyorum, yarın göreceksiniz.
Biz yaparken çok eğlendik, dileğim sizin de elinize gazeteyi aldığınızda eğlenmeniz…
Makyajımızı da Suzan Kardeş yaptı. Sezen’in makyözü diye tanıdığımız Suzan, artık biliyorsunuz ‘sahnelerin yıldızı’.
“Dört yılda altı albüm, vay be!” diyorum o bana takma kirpikleri yerleştirirken.
“Evet ya” diyor, “Sezen ittirdi, gerisi geldi. Meğer benim göremediği görmüş, adı gibi seziyor kadın… Kızıma hatıra diye başladı, Sezen ‘Bunları bunları da söyle’ dedi, ilk albüm çıktı. Sonra bugünlere geldik. Aslında Sezen’inki, ‘Ben senin hikayeni biliyorum, başkaları da öğrensin’ gibi bir durum...”
Suzan’ı en yakın zamanda ben de sahnede izlemek ve dinlemek istiyorum. Çarşamba günleri Beyoğlu’nda Zarifi’de çıkıyormuş, cumartesi günleri de Suadiye Gazinosu’nda, ayda bir de Hayal Kahvesi ve Bodrum Mandalin Bar’da…
Hayal Kahvesi’ndeki daha çok genç tayfa için, Zarifi ve Suadiye Gazinosu meyhane tadında.
Birden canım nasıl meyhane çekti anlatamam.
Paylaş