LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Yapışır yalnızlık denilen şey insanın üzerine...
Bir koku gibi siner.
Kalçanda bir doğum lekesi gibi.
Onunla mı doğmuşsundur nedir?
Uluorta görünmez tabii.
Saklarsın, gizlersin.
Ama sen bilirsin, taa derinlerinde hissedersin.
Bazen gitti, bitti zannedersin, salak gibi sevinirsin.
Bir yerde bir gece aniden dikiliverir karşına.
‘‘Ben hiç gitmedim ki hep seninleydim’’ der.
Sarı dişleriyle pis pis gülümser.
Oradan oraya, bir hayattan diğerine, bir aşktan ötekine, kendinle birlikte taşırsın onu.
Seni sarıp sarmalayan bir ailenin, güvendiğin insanların ya da çok sevdiğin bir adamın varlığı durumu değiştirmez.
Aşk, biraz hafifletir belki.
Ama yok etmez.
Edemez.
***
Böyle şeyler düşünüyordum.
Hatta kafamda bir yalnızlık yazısı döşeniyordum.
En sevdiğim yazıları kafamda yazıyorum zaten.
Sonra sinir oldum.
Hem kendimi yalnız hissettiğim hem de hissettiklerimi kelimeleri dökmeye çalıştığım için.
Dikkatini yola versene bu kadın!
Gecenin bir yarısı işten çıkmışsın, hala yazı düşünüyorsun.
Kurduğum bütün cümleleri, yan yana getirdiğim kelimeleri fırlatıp attım.
Yalnızlığımı da siyah bir çöp poşetine koydum ve sıkı sıkı bağladım.
Yanımdaki koltuğa gelişi güzel bıraktım.
Hem benim bekleyenim vardı.
Birazdan 10 numaralı zili çalacaktım.
‘‘Geldin mi aşkım!’’ diyen uykulu bir erkek sesi duyacaktım.
Hayali bile inanılmaz mutlu etti beni, bir düğüm daha attım yanımda duran siyah çöp poşetine.
Tek istediğim bir an önce şu yokuşu inmek, eve ulaşmak ve sevdiğim adama sarılmaktı.
O benim yalnızlığımı alacaktı.
Yokuşun tam ortasında gördüm onu.
Üzerinden geçmemek için aniden direksiyon kırdım.
Yere yatmıştı.
Kafasından kan akıyordu.
Yapayalnız Bebek Yokuşu'nun ortasında duruyordu.
Hangisini önce yaptım?
Önce ağlamaya mı başladım, yoksa arabayı stop edip dörtlüleri mi yaktım?
Bilmiyorum.
Ama dikiz aynasından gördüğüm o resmi hayatım boyunca unutmama imkan yok.
Yerde kanlar için yatan bir kedi.
Ve onun yanı başında bir başka kedi.
Resmen onunla konuşuyor.
Olan biteni anlamaya çalışıyor.
‘‘Hadi kalk oradan, niye yatıyorsun yolun ortasında öyle’’ diyor.
Patisiyle dokunuyor.
Kafasıyla onu yolun kenarına itmeye uğraşıyor.
Yanıtlarını alamayacağı sorular soruyor.
Nereden bilsin hıyarın birinin az önce küüüüt diye sevdiğine çarptığını...
O kadar şaşkın ki...
O kadar üzgün ki...
O kadar çaresiz ki...
O kadar yalnız ki...
***
Eve gidinceye kadar ağladım.
Evde de ağladım.
O iki kediye, kendime, her şeye...
Allahtan kafamı okşayan ‘‘Geçecek, geçecek!’’ diyen biri vardı.
O gece sevdiğim adama her zamankinden daha sıkı sarıldım.
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Yazarın Tüm Yazıları