Sevişmek kafaca anlaşamadığın bir kadınla tatmin edicidir
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Nokta yıllarından tanışıyoruz. Ercan Arıklı onun için "Ondan etkilenmeyecek kadın yoktur yeryüzünde!" derdi. Etrafındaki kadınlara onu şiddetle tavsiye ederdi, "Yavrucuğum bu Haşmet kimselere benzemez!" diye. Ki takdir edersiniz ki, erkeklerin erkekleri beğenmesi zordur. Mutlaka bir kulp bulurlar. Orası öyledir, burası böyledir. Ama işte Haşmet söz konusu olduğunda, akan sular durur. Bilgisini, derinliğini, hoşluğunu teslim ederler. Belki de çaresizlikten!..
İlk aşk sizin için ne ifade ediyor? İlk aşkınızdan geriye kalan ne?
- Bak, eğer yalnız kalma korkusuyla birine bağlanmaktan, hoşlanmaktan, sevmekten değil de basbayağı aşktan söz ediyorsak; insan zaten ya çocukken ya da çocukça aşık olur! O yüzden de "ilk aşk"ı ben "çocukluk aşkı" olarak anlıyorum. Şimdi bakıyorum da, ömrüm boyunca kadınlarla ilişkilerimdeki en küçük ayrıntıları bile o çocukluk aşkım belirlemiş. Şaşırıyorum ama gerçek!
Platonik miydi, gerçek aşk mıydı?
- Platonik değildi ama sevişecek yaşta da değildik, o yüzden durmadan güreşirdik! İlkokuldaydık. O okula gitmeyi sevmezdi; sabahları formasını giyip evden çıkmakta zorlanırdı... Hálá okul yolunda ağlarkenki hali rüyalarıma giriyor; çıplak ayaklarına mokasenlerini geçirmiş, şoset çorapları avucunda terden sırılsıklam... Her seferinde onu bir kaldırıma oturtur, önünde diz çöküp çoraplarını giydirirdim. Gözyaşlarını siler, elimi tutardı. Yola devam ederdik. Hoyrat bir öğretmeni vardı. Ona zarar verecek diye korkardım. Ama kısa sürdü. Taşındılar. O günden beri sevmek ayrılık olup çıktı benim için.
Aşık olduğunuzda kendinizi ne kadar kaptırırsınız?
- Aşk ilişkisinde bir taraf hep daha çok aşıktır. Ben daha çok öteki taraftaydım. Ayrılıktan korkanlar kapıya en yakın yerde dururlar ya, öyle galiba!
Aşk sizin için ne?
- Özlem... Dinmek bilmeyen özlem duygusu. Yanındayken bile özlüyorsan onu, sadece sevmiyorsan, apaçık biçimde ona aşıksın demektir. Yaşayan bilir bunu... Ama aşk aşk deyip duruyoruz ya, yanılıyoruz. Şarkılar türküler, medya kandırıyor bizi. İnsanlar zırt pırt aşık olmazlar; belki bir kez, belki ilk aşkın açtığı yaraya merhem olsun diye ikinci kez... Gelirse aşk, gökten zembille gelir. Gelmezse de zorlamamalı! "Şıpsevdi"ler ve zamparalara gelince, çok kadın hiç kadın, çok erkek hiç erkektir! Onların bu işle ilgisi yok!
Kadınlarla aranız oldum olası iyi miydi?
- Kadınlar arasında büyüdüm. Ergenlik ve delikanlılığımda bile onların arasında olmayı, sokağa tercih ettim. O kadar ki, "erkek muhabbeti"nin farklı tadını eşek kadar adam olduktan sonra tanıdım. Ama Allah’tan uygun bir çağda şunu da fark ettim; kadınlar kendilerine çok yakın erkekleri seviyor ama arzulamıyorlar. Çünkü arzuyu kışkırtan şey aramızdaki mesafe ve engeller!
Siz kendini düzgün ifade edebilen, hoş, yaratıcı, esprili konuşan, bilgili, derin bir adamsınız. Bunlar mı sizi kadınlar nezdinde avantajlı kılan?
- Bir kere varsa böyle avantaj, ben pek hayrını görmedim. Ayrıca kendimi düzgün ifade edebiliyorum belki ama hiç esprili biri değilim. Üstelik bildim bileli yalnızlığını çok seven melankolik biriyim. Neden hoş bulunuyorum, anlamıyorum. Yalnız eski Haşmet’le şimdiki arasında bir tek olumlu fark var, o gelişmeyi seviyorum: Çok huysuzdum eskiden, hatırladıkça kendime sinir oluyorum; şimdi çok usluyum.
Her şeyi bilen adam olmak zor değil mi?
- Bir ilişki daha başlamadan nasıl başlayacağını ve daha ortasındayken sonunu görmek... davranışların arka planını okuyup durmak... Bu feci bir şey. Bunu kastediyorsan, haklısın. Neyse ki, aşk biraz daha başka! Çünkü aşkta gönül bilmiyor, seviyor. Hiç değilse, başlangıçta...
Ne kadar şefkatli bir adamsınız?
- Bana zarar verecek kadar! Ama ne yapalım! Kaderle kavga edilmez.
Bir kadına salata yapar mısınız, ya da sandviç hazırlar mısınız? Yumurta alternatifleriniz var mıdır? Sürpriz notlar koyar mısınız? Ipod’una şarkılar yükler misiniz? Ya da sizin kendinize özgü şeyleriniz nedir?
- Bir kadınla ister evde, ister dışarda yemek yemek, onu sevmek, onunla sevişmek gibi bir şeydir. Yemeklerle arası kötü, mırın kırın eden, ne sevdiğini, ne seçtiğini bilmeyen kadınları beğensem, istesem bile ruhum uyuşmaz. Benim için makarna pişirmek özeldir, bazen olağanüstü mahremdir... Sevdiğin kadınla mutfağa birlikte girmek! Ah, bundan güzel bir şey var mı?
"Aşkım", "bir tanem", "canım" gibi herkesin kullandığı sevgi sözcüklerini duyduğunuzda tepkiniz ne oluyor? Sizin farklı hitap biçimleriniz var mı?
- Birbirine "aşkım" deyip duranlara hep sinir olurdum. Ama hayat benimle dalgasını geçti ve son ilişkimde bana sürekli "aşkım" denmesine alışmak durumunda kaldım. Bundan sonra da artık ses çıkarmam sanırım. Ama ben "aşkımmm" diyerek hitap edemem. Fakat "bir tanem" demek çok güzel titreşimler yaratıyor insanın içinde. O ayrı.
Bir kadını etkilediğinizde mi, ondan etkilendiğinizde mi daha çok mutlu oluyorsunuz?
- Vay canına! Daha önce hiç düşünmemiştim bunu! Galiba şöyle... Bir kadından etkilendiğimde heyecan ve hatta bazen sıkıntı basıyor içimi. Bir kadını etkilediğimde ise bir tür ferahlık, hatta huzur hissi duyuyorum!
Kadınlardan neler öğrendiniz?
- Korkusuzca sevmeyi öğrendim. Sonra... Sevgi kadar sevincin de çok değerli olduğunu; sevincin gerçekten "Tanrı’nın güzelim kıvılcımı" olduğunu öğrendim. Ama ihaneti de onlardan öğrendim; ihanetin biz erkeklerin sandığının tersine sıradan bir gerçek olabileceğini...
Kadınlarla ilişkinizde hiç iki yüzlülük yaptığınız oldu mu? Yapmadım diyene inanır mısınız?
- Yapmadım diyene inanmam! Zaten bu röportajlarda bizim gibi adamların rahat rahat atıp tutmalarına; kendilerine hep yüksek perdeden ve gayet olgun bir hava vermelerine bazen çok kızıyorum! İlişki başlangıçtaki coşkusunu kaybetmiş, solmaya başlamışsa insan o kadar kolayca ikiyüzlü, üç yüzlü falan olabilir ki! Ama ben dahil böyle yapan kimseye de "olsun canım, ne önemi var" deyip geçmem. Aşk meşk, ahlaki ölçülerimizi ve dürüstlüğümüzü bir yana bırakmamızı meşrulaştırmamalı!
Bir erkeğin monogam olabileceğine inanır mısınız?
- Ne erkeğin ne de kadının libidosu monogamdır. Arzular sınır tanımaz, sayı hesabı yapmaz! Ama insan kararlıysa ve tabii hayat da ona yardımcı olursa pekálá monogam yaşayabilir.
Kadınların en çok hangi özellikleri başınızı döndürüyor?
- Gözleri... Hiçbir şey gözlerden daha etkili değildir. Bakmasını bilen kadın baş döndürür. Ama asıl olan şu; biz erkekler her kadın için kafamızda bir hikaye yazarız ve kendi yazdığımız hikayeden etkileniriz.
Kafaca anlaşamadığınız bir kadınla sevişebilir misiniz?
- İnsan kafasıyla sevişmez ki! Kaldı ki sevişmek altan alta "boyun eğdirmek", karşındakinin kimliğini teslim almaktır. Böyle bir sevişme zaten ancak kafaca anlaşamadığın bir kadınla tatmin edicidir.
Seksi, insanların başına bela olan bir musibet olarak değerlendirenlerden misiniz?
- Dünya sekssiz daha güzel olmazdı ama daha huzurlu olacağı kesin...
Bir kadının zekası karşısında baştan çıkabilir misiniz?
- Zekanın baştan çıkartıcı olduğunu söylemek palavradır. Bazen çarpık bir ağız, yüzdeki yara izi, hatta safça sarf edilmiş bir söz zekadan kat be kat baştan çıkartıcıdır.
Azgın teke olabilmeniz mümkün mü?
- Hayatın hiçbir alanında azgın olmadım ki, "azgın teke" olayım! Ama böyle konular büyük söz kaldırmaz. Hayat adama tükürdüğünü yalatır.
Ne kadar kıskançsınız?
- Kıskançlık çok yorucu bir duygu. En iyisi uzak durmaktır. Ama insanlık hali işte. Ne yapar yapar yapışır yakasına insanın.
- Hayatıma giren kadınların sık sık onları kıskanmadığıma dair kuşkulara kapıldıklarını hatırlıyorum da, demek ki gizliyormuşum.
Cep telefonunu aşk mesajı yazmak için kullanır mısınız? Yoksa yanlışlıkla başka birine yollarım diye korkar mısınız?
- Cep telefonu mesajı yazmayı değil de mesaj gelmesini severim. Gecenin bir yarısı ekranın aydınlanmasından ve içinde minicik bir aşk mesajı saklamasından daha güzel kaç şey vardır? O "bip bip" sesi insana bülbül sesinden hoş gelir.
Kamusal alanda ünlü olduktan sonra kadınlarla ilişkinizde bir değişiklik oldu mu?
- Garip şey ama ben hep "ünlü" gibiydim. Belki şu fark etti; benim istediğim, hoşlandığım kadınlar daha mesafeli yaklaşmaya başladı.
İnsan kendini ne zaman erkek hissediyor?
- Babamın tuttuğu takıma değil de, rakibine gönül vermeye karar verdiğimde "erkek" hissetmiştim kendimi... İlk sevişmenin ertesinde bir de...
En son neye ağladınız?
- Alerjim ağır basıp kedimi geri vermek zorunda kalınca...
Herkesin önünde aşk yaşamak nasıl bir şey? Her önüne gelen yazıyor, yorum yapıyor...
- Hiç iyi bir şey değil. İnsan gözetlenirken yemeğini bile doğru düzgün yiyemez, aşk nasıl yaşasın!
Ayrılıkları nasıl yaşarsınız? Hemen bir başka vagona atlayabilir misiniz?
- Gençken kötü yaşıyordum. Ayrılıklar da aşka dahil ya, artık buna hazırlanıyor ve kabulleniyorum. Ama zaten bir vagona zor binen biri olarak hemen başka bir vagona atlamak hiç bana göre değil.
Şu anda nasıl bir ruh halindesiniz?
- Şükür, iyiyim. Hayatı seviyorum fakat bu kadar yaşamış olmak bile epey uzun geliyor. Ölebilirim.
Evliliği kaldıracak ruh halinin kırıntısı bile yok artık bende
Uzun bir evliliğiniz oldu. Evlilik sizin için ne ifade ediyor?
- Başlarda çok güzeldi evliliğim. Ama sonlara doğru çok uzadı. Bu kadar uzaması gerekmiyordu. Çocuk yapmayan çiftler sonunda bir türlü evden ayrılmayı göze alamayan kardeşlere dönüşüyorlar. Sanırım "aşığız, öyleyse evlenelim" mantığı bir çok çiftin işini bitiriyor. Evliliği aşkın son istasyonu olarak görmek büyük hata. Aşıksan evleneceksin, evleneceksen aşık olacaksın diye bir mantık her yana egemen oldu. Oysa insanlık binlerce yıl boyunca evlilikle aşkı ayrı tutmuştu ve bunda bir hikmet vardı. Şimdi ne oldu? Görücü usulüyle evlenenlerin bile birbirlerine sırılsıklam aşık olması bekleniyor. Yahu ne alakası var! Evlilik bir proje ve bir kontrat. Bu projenin yürümesi için güven, sevgi ve saygı gerek ama aşk değil! Aşk asosyaldir. Evlilikse mecburen sosyaldir. Aşk biraz bile olsa deliliktir, evlilik ise akılcılık ister. Bunları birbirine karıştırmak ikisine de haksızlık!
Bir daha evlenmem diyenlerden misiniz?
- Evlenmem. Evlenmedim de zaten. Evliliği kaldıracak ruh halinin kırıntısı bile yok artık bende! Ama insan bilerek, tasarlayarak, hazırlanarak evleniyorsa, evlenip çocuk yapması çok doğru bir seçim. Bence bir erkeğin başına gelecek en güzel şey bir kız babası olmasıdır. Bundan eminim ama bir kızım yok. Pişmanım, alınyazım!