Paylaş
75 KİLO OLDUĞUMDA İNSANLARIN İKİYÜZLÜLÜĞÜNDEN NEFRET ETTİM
- Hayatınızda kaç kere rejim yaptınız?
Çok kere. Ama bir kere gerçekten yaptım. Ve 45 kilo verdim.
- Vayyyyy...
Evet. Bir süre Amerika’da yaşadım. Krizde işsiz kalıp gittim. Her şeyimi satarak. Orada çocuk baktım, yerleri temizledim, bu arada 45 kilo verdim ve Türkiye’ye 75 kilo olarak döndüm. Hayatım öyle bir değişti ki nefret ettim her şeyden.
- Nasıl yani?
Ben aynı insandım, bildiğin Rahşan ama bir anda herkesin gözdesi oldum, birçok şey renkleniyor tabii. Normalde kapılar, şişman kadının üzerine çarpar, zayıf olduğunda, adamlar o kapıları açıveriyor. O zaman seni fark ediyorlar. Ama bu ikiyüzlülük sinirime dokundu.
- Sonra neden geri aldınız?
Depresyon galiba. Bir de metabolizmam doğru çalışmıyor. Sürekli rejim yaparak yaşamam gerekiyor ki bu da çok zor!
- Ne kadar süre 75 kiloda kaldınız?
2000-2005 arası, sonra tekrar aldım. Maddi durumum da iyi değildi. Zayıflamak aslında pahalı bir şey. Biz kuru fasulye-pilav insanlarıyız, o mönüleri hazırlamak, dengeli beslenmeler, balıklar, mantarlar, iyi güzel de ucuz değil...
- Peki şu anda savaşıyor musunuz kilolarla?
Evet, çünkü sağlımı kaybetmekten korkuyorum. Hayatta en korktuğum şey, hastalanmak. Onun için kilo vermem lazım. Taylan Kümeli’yle çalışmaya başladım. Onun yanında kendimi şişman hissetmiyorum. Taylan senden sevdiğin ve sevmediğin şeyleri öğreniyor, karnın aç olsun da istemiyor, çünkü o zaman da sinir sistemin çöküyor...
BALON TAKTIRDIM ACİLEN ÇIKARTTIM KELEPÇEYİYSE GÖRÜNCE VAZGEÇTİM
- Balon?
Denedim. Beni bir doktor aradı, “Böyle bir şey getirdim Türkiye’ye, takıyoruz midede şişiriyoruz, çok az yemek yenebiliyor. Ozan Orhan böyle zayıfladı. Size de takalım” dedi. Gittim, taktılar. Kolay bir operasyon, hiçbir şey hissetmiyorsun. Ameliyat yok, dikiş yok. Endoskopiyle takıp, içinde şişiriyorlar. Miden sanki dolu oluyor. Ama ben uyandım, nasıl bir sancı. Birkaç saat sonra kusmaya başladım. Doktor diyor ki, “Normal, bunlar olacak, mideniz alışacak!” Geceyi çok kötü geçirdim, sabah hastaneye geri gittim, “Hâlâ canım acıyor” dedim, yalvara yalvara doktora çıkarttırdım.
- Anneniz manneniz yok mu yanınızda...
Böyle şeyleri annemle yaşamayı sevmiyorum. Çünkü annemle uğraşmak zorunda kalıyorum, benimki telaşlı bir anne. O yüzden her şey olup bitince haber veriyorum. En son bir bilgisayarcı çocuk mide kelepçesi taktırdı ve hayatını kaybetti. İşte o doktor da beni çağırdı, “Gel sana kelepçe takalım” dedi, kendi hastanesi var, operasyonu izlemek için gittim. Valla ne diyeyim, bana çok vahşi geldi. Böyle bir yöntemle zayıflamak istemediğime karar verdim.
- Aşk hikâyelerinde kötü giden bir şeyden kendinizi mi, karşınızdakini mi suçluyorsun?
Bu konuda bir şey söylemek istemiyorum. Aşk, seks konuşmam abi! Daha doğrusu tüm bunları şişmanlıkla bağdaştırmak istemiyorum.
Köşe yazarı olana kadar güzel kadınların daha çabuk yükseldiğini düşünüyordum
- İş hayatınızda kilo problem oldu mu?
Köşe yazarı olana kadar oldu. Güzel kadınların daha çabuk yükseldiğini düşünüyordum. Ama yazar olduktan sonra bu düşünceler kalmadı. Belki de insanlar sızlanmak için neden arıyorlar kendilerine. Olabilir. Ben de insanım ve çok zor zamanlar geçirdim. İstanbul’a geldiğimden beri yapmadığım iş kalmadı: Tarkan’ın basın danışmanlığıyla başladım. Dergilerde çalıştım. Türkiye’nin ilk kadın otomobil test pilotuyum. Esquire dergisine otomobil yazıları yazdım. Otomobil dergisi yönettim. Otomobil programı yaptım. Dünya Ralli Şampiyonası’nı takip ettim. Dağlarda bayırlarda keçi gibi kamera taşıdım. Öyle bir hayatım oldu. Haliyle iş gelip gelip, şişmanlığa takıldığında çok ağlıyordum. Şöyle oluyordu mesela, televizyon programındasın, arabaya bilen sensin, ama seni konuşturmuyorlar, çünkü sen şişmansın, ekranda daha da büyük görünürsün. Arabadan zerre kadar anlamayan bir hanımefendi çıkıyor. E yani, sinir olmaz mısın?
ŞİŞMAN MANKEN KULLANIN ŞİŞMANIMSI DEĞİL
Dizilerde ve sinema filmlerinde şişman kadınları, hafif toplu kadınlar oynuyor. Faruk Sönmez mesela, Evans mesela, ürünlerini mi tanıtacak? Katalog mu hazırlıyorlar? Onlar bile korkuyor şişman manken kullanmaktan, gidiyor hafif şişman kadınları kullanıyorlar. Hiç kimse şişman insan istemiyor. Oysa sen elbiseni şişmana satıyorsun!
Yazılarımdaki vicdan ve empatide şişman olmamın da payı var
Bir yandan da memnunum şişman olmaktan. Hayatı, çok başka bir yerden görmemi sağlıyor. İnsanların köşe yazılarımda sevdiği bu empati kabiliyeti, vicdan, hep buradan geliyor. Çünkü önce kendime empati yapıp, kendimi sevmem gerekiyor. Ki kolay bir şey değil. Zor bir hayat yaşadığım için, şişmanlık da her şeyi bir parça zorlaştırdığı için, hayatım kendimi affetmekle, sakinleştirmekle geçiyor. Bu da insana vicdan öğretiyor. Kendin gibi olmayanlara, sana benzemeyenlere anlayışlı olmayı. Çünkü bu sensin, tesis bu, bunu sevmek zorundasın! Başka da çaren yok, yarın öğleden sonra birdebire 50 kilo verip, gidip Zara’dan alışveriş yapacak halin yok. Ancak kendini kabul ettiğin ve affettiğin zaman işler biraz düzeliyor. İşte bu toplum sana bunu yapıyor, senin kendini suçlamanı sağlıyor. Bu en acısı. Bunun çözümü de, eğer güçlü bir karakteri yoksa yok. Fasih bir daire içinde ölene kadar zayıflamaya çalışıyorsun...
Paylaş