Paylaş
Bir-iki tuşa basarak sandık gözetmeni oldum. O kadar kolay yani. 30 Mart sabahı 06.30’da sandığımın başında olacağım. Erken-merken gideceğim valla. 5 yılda bir oluyor. Ölür müyüm yani 06.30’da Şişli’de bir okulda olsam... Ölmem! Çıkacağım yatağımdan ve sevgilimin sıcak kollarından, gideceğim sandığın başına... Yanıma şarj aleti ve yiyecek bir şeyler de alacağım... Oh be! Bu kararı verdim ve içim rahatladı. Ben de bu yaşananlar karşısında sessiz kalmamak için kendi adıma bir şey yapmak istedim, bir sandık bir sandıktır, 33 bin kişi benim gibi düşünürse... Bütün sandıklarda 33 bin “gözlemci” olacak. Kazara ya da bilerek bir takım hataların yapılması önlenecek! Şu an 7 bin kişiye ulaştık. Siz yoksanız bir eksiğiz! Siz de sandık gözetmeni olun. Bu, “Oy ve Ötesi”yle ikinci röportajım. Yine Sercan Çelebi karşınızda...
Son görüşmemizden bu yana ne tür gelişmeler oldu?
O zaman 1000’e yakın gönüllümüz vardı, şu anda 7000! 7000 kişi Oy ve Ötesi’nden sandık gönüllüsü olmak için başvurmuş durumda...
E şahane haber bu!
Evet öyle. Her gün yüzlerce insan sayfamıza giriyor, gönüllü oluyor ve her gün de artıyor...
Toplam kaç sandık var?
33 bin. Hedefimiz de 33 bin sandıkta 33 bin gönüllü. Şubat sonu 20 bine ulaşırız diye düşünüyoruz. Organizasyon anlamında da, son görüşmeden bu yana epey yol kat ettik. İstanbul’un bütün ilçeleri için, ilçe sorumlularımızı belirledik. Onlar, okul sorumluları üzerinde çalışıyorlar. 10 gün sonra sandık gönüllülerimize ulaşıp, hangi sandıkta görev alacaklarını ve seçim günü ne yapmaları gerektiğini anlatacağız...
‘OY’UNA DA SAHİP ÇIK!
Seçime 46 gün gibi kısa bir süre kaldı...
Evet doğru. Herkesin yapması gereken artık seçime odaklanmak. Ülkede pek çok şey yaşanıyor, sistemler, kurumlar tartışılıyor. Çözmenin tek yolu da, gidip oy vermek. Ama tabii oy vermek de yetmiyor, o oya sahip çıkmak da gerekiyor. “Oy ve Ötesi”nin gösterdiği bütün bu eforun, 33 bin kişiye ulaşma telaşının altında yatan da bu...
İstanbul Barosu’ndan da destek alıyormuşsunuz...
Evet. 1600 okulda, en az bir gönüllü avukat olacak. Yasal gereksinimler için çok iyi oldu...
#oyver
Aslında “Oy ve Ötesi”nin en önemli hedeflerinden biri, daha fazla insanı, özellikle gençleri sandığa göndermek. Bunun için “oy ver” hashtag’li kampanyalarımız ve videolarımız var. Önümüzdeki günlerde bunlardan sıkça göreceğiz. İkinci misyonumuz da, aday videolarıyla insanlara oy verecek kişileri tanıtmak. Üç soru soruyoruz: “Aday olduğunuz bölgede sizce en büyük sorunlar ne? Bu sorunları nasıl çözeceksiniz? Şeffaflık ve katılımcılıkla ilgili ne gibi somut adımlar atmayı düşünüyorsunuz?” Bütün bu videolar yan yana bizim sitemizde yayınlanacak. İzleyenler interaktif bir biçimde yorumlarını paylaşacaklar ve oy verecekler.
HERKES SANDIĞA!
Geçen seçimde, 10 milyon geçersiz ya da kullanılmayan oy söz konusuydu diyorsunuz. Bu ne kadar büyük bir oran? Yüzde olarak ne kadar etkiler?
Evet, Türkiye genelinde 10 milyon, İstanbul’da ise 2 milyon. 2009 yerel seçimlerinde, 8.8 milyon seçmen varmış İstanbul’da, bunun yaklaşık 2 milyona yakını, yani yüzde 20’sine gelen kısmı oyunu kullanmamış ya da oyları geçersiz sayılmış. Yüzde 80 katılım oranı, aslında hiç de fena bir rakam değil. “Türkiye’de sandığa gitme oranı düşüktür” diyemeyiz. Ama şunu diyebiliriz: Türkiye’de tartışılan konuların ciddiyetine bakılırsa, bu oran yüzde 99.9 olmalı. Adalet ve hukuk sistemden söz ediyoruz. Özellikle bu seçimlerde, 750 bin yeni, genç seçmenden bahsediliyor. Bu gençlerin mutlaka sandığa gitmeleri, inşallah uzun yıllar yaşayacakları şehirleriyle ilgili tasarrufta kullanmaları lazım...
OY VERMEYEN ADAMI SEVME
Sevgililer Günü için de, “Oy vermeyene gönül vermem...” sloganınz var! Bu ne demek? “Oy vermeyen adamı sevme” mi?
Sevme tabii! Çünkü yaşadığın dünyaya müdahil olman için çok net bir şansın var. Ama adam diyor ki, “Amaaan, kim kalkacak sabahın köründe!” Sevme bu adamı çünkü bu adam, yeri geldiğinde senin için de kullanmaz oyunu, üşenir, gelmez, sorumluluk üstlenmez!
SİZ YOKSANIZ BİR EKSİĞİZ
Ben de gözetmen oldum ya şimdi... Seçim gününden önce ve seçim günü neler yapmam gerekiyor?
10 gün içinde, kayıt olduğun ilçeden bir okul sorumlusu telefon açacak ve diyecek ki, “Ayşe merhaba ben, ‘Oy ve Ötesi’nin şu okulundaki sorumlu görevliyim. Senden ricamız, şu okulda, şu sandıkta sandık gözetmeni olman!” Seçim öncesi de bir tanışma toplantısı olacak. Sandık görevlileri birbirini tanıyacak ve onlara seçim günü yapılacaklarla ilgili bilgi verilecek...
Esas olarak beklediğiniz? Sen bana önceden söyle ki başıma gelecekleri bileyim...
(Gülüyor) Senden ve bütün gönüllülerden beklediğimiz, seçim günü, en geç 7’de, hatta 6 buçukta sandıklarının başında olmaları. “Kahvaltı yapayım da 11 gibi giderim” bir bakarım değil! Evet, çok erken ama 5 yılda bir oluyor, lütfen o gün 06.30’da gidin ve orada dikilin. “Ben sandık gözlemcisiyim, bu da yaka kartım” deyin...
Telefon şarjı götürmek gerekir mi?
Çok iyi olur!
Bütün gün orada olmamız neyi sağlıyor olacak...
O sandığın, herhangi bir parti tarafından domine edilmemesi lazım. Çünkü olası bir dominasyon durumunda, kötü niyetli insanlar orada kendileri çalıp oynayabilirler. Kötü niyetli olmayan ama süreci iyi yönetemeyen insanlar da, sonucu etkileyecek hatalar yapabilirler. Bizim amacımız, müşahitlerle bunun önüne geçmek...
YEMEĞİNİZİ YANINIZDA GETİRİN
Aç susuz mu kalacağız orada?
Hah iyi ki sordun. İnsanlardan yanlarında yemek getirmelerini istiyoruz. Geçenlerde bizim büyüğümüz, eski Boğaziçi Üniversitesi öğretim görevlilerden biri, “Sercan, ben yaşlandım artık, bütün gün orada duramam. Ama en azından Beşiktaş’taki gözetmen ve görevli gençlere 500 tane sandviç yaptırayım... ” dedi. Bu tür desteklere açığız. Dolayısıyla sabahtan akşama kadar orada olacakları düşünülürse, gözetmenlerin yanlarında yemek getirmeleri iyi olur...
Paylaş