Paylaş
Bir hayaliniz daha gerçekleşti. Nedir bu “1 Milyon Kitap Projesi?” Hangi ihtiyaçtan doğdu?
Türkiye’de her yıl 1.3 milyon çocuk dünyaya geliyor. Bu çocukların 300 bini, doğduğu gün kitapla tanışıyor. Geriye kalan 1 milyon çocuğunsa evinde kitaplık yok. O çocuklar, kitapla okula gittikleri gün tanışıyor. Bu iki grup arasında daha hayatlarının başında derin bir uçurum var. “1 Milyon Kitap Projesi”, işte bu uçurumu ortada kaldırmak için yola çıktı. Hedefimiz, evinde kitap olmayan 1 milyon çocuğun ilk kitaplığını kurmak ve o çocukların anne ve babalarına çocuklara kitap okumanın önemini anlatmak.
Sizin aklınıza bu proje ilk ne zaman düştü?
Kendi çocuklarım dünyaya geldiğinde! Onlara piyasadan Türkçe bebek kitapları ararken, şaşkınlıkla fark ettim ki bizde böyle bir pazar yok. O zaman kendisi de bir psikolog doktor eşimle oturduk, kendi çocuğumuz için bir çocuk kitabı yazdık. Bu dediğim 10 yıl kadar önce. O kitap piyasada da epey satıldı ama bir gün Türkiye’de kitapçıda fark ettim ki bizim okulöncesi seti çok pahalı. Bebek kitapları da öyle. Bir karton kitap 20-30 lira. 5 tane alsan, eder 150 lira. Türkiye’de çocuğuna okula başlamadan önce kitap okunması gerektiğine inanan, kitapçının yolunu bilen ve cebinde bu iş için parası olan ailelerin oranı en fazla yüzde 20, ama geriye yüzde 80’in böyle bir şansı yok. O da 1 milyon çocuk ediyor! Hal böyle olunca, baktım ki ben okulöncesi kitaplarımla Türkiye’de bu iki grup arasındaki makasın açılmasına katkıda bulunuyorum. Bu yüzden oldukça rağbet gören okulöncesi setimin yayınını durdurdum. Depodaki kitapları da alıp ücretsiz olarak köy çocuklarına dağıttım. Hâlâ sosyal medyada sıkça soruyorlar “Nerede hocam- okulöncesi kitaplarınız?” diye. Pek çok yayınevi de geldi tabii bu arada, “İlle de basalım bu kitapları!” diye. Kabul etmedim. Çünkü benim derdim bu makası açmak değil, kapatmak!
Sürekli bebeklerin ilk 36 ayını vurguluyorsunuz. Neden önemli bu 36 aylık dönem?
Çünkü insan beyninin en hızlı geliştiği, bizim duygusal gelişimimizin kodlarının yazıldığı dönem bu ilk üç yıl. Tıpkı yeni dikilen bir fidana can suyu vermek gibi bir şey bu dönemde kitap okumak. Daha çok diyalog kurulan çocuklar daha sağlıklı gelişiyor. Kitaplar işte bu diyaloğun aracı. Çünkü okulöncesi dönemde, “zekâ” demek, “kelime haznesi” demek. Bu cümle çok önemli.
Bize okumadılar, ne oldu? Bizdeki yanlışlık nedir?
Okuduğunu anlamayan, kendisini ifade edemeyen bir nesil olduk! Bakın MEB’in bu sene açıkladığı verilere göre 8. sınıftaki çocuklarımızın yüzde 66’sı okuduğunu anlamıyor. Bu oran, yetişkinlerde yüzde 90’ları geçiyor. Yani çocuklarımız anlamıyor ama yetişkinler hiç anlamıyor! Doktorda derdini anlatamadığı için yanlış teşhis koyulan bireylerden, işyerinde yönergeleri anlamadığı için yapılan hata ve kazalara, hatta eşler arası şiddetten sosyal medyadaki kavgalara kadar hayatımızın her alanında karşılaştığımız problemlerin kökeninde yatan bir sorun bu.
Peki, yeni nesil aileler bu ilk 36 ayın öneminin farkında mı?
Valla işte farkında olsunlar diye koşturuyoruz. “Her ile bir üniversite açacağınıza, her mahalleye kaliteli bir kreş açın!” diyorum. Güzel olan, bu çağrı karşılığını buluyor. Son yerel seçimlerde pek çok başkan adayı bu kreş meselesini gündeme aldı. Artık bu konu benden çıktı, herkese mal oldu. Bence önümüzdeki birkaç yıl içinde, bir daha kimse “Bebeklere de kitap mı okunur abi!” demeyecek.
Ama siz aslında, “Bebeklere kitap okuyun!” demiyorsunuz, “Bebeğinizle kitap okuyun” diyorsunuz. Bebeği olaya dahil etmekle ne kast ediyorsunuz?
Evet. Çok önemli bir ayrıntı bu. “Kitap okumak” diyorum ama aslında kitaplar üzerinden, bebekle “duygusal diyalog” kurmaktan söz ediyorum. Biz buna literatürde “diyaloğa dayalı okuma” diyoruz. Bebeğin dahil olduğu, yönlendirdiği bir okuma pratiği. Zaten bizim hazırladığımız set de bu amaçla, kitaptan ziyade bir nevi resim albümü. Bizim sitede bir bebek kitabında olması gereken özellikleri ve diyaloğa dayalı okuma pratiğini detaylıca anlattık.
HAZIRLAMAK YILLARIMIZI ALDI
6 kitaptan oluşan bu sette ebeveynler ve bebeklerini nasıl içerikler bekliyor?
6 kitaptan oluşan setin her bir kitabı, 6 aylık dönemler için çocukların gelişim aşamaları dikkate alınarak hazırlandı. Örneğin setin ilk kitabı -ki adı İlk Kitabım- siyah beyaz ve karton baskı çünkü bebekler doğduklarında renklerden ziyade kontrastları görüyor. Karton, çünkü o yaşta bebeğin eline aldığı her şey, doğrudan ağzına gidiyor. Kitabın köşeleri bombeli, çünkü keskin köşeler yeni doğmuş bebeğin elini yüzünü tahriş edebilir. Sonraki her bir kitap, giderek hem renkleniyor hem de anlatım örgüsü yaşa göre zenginleşiyor. Son kitaba geldiğimizde, artık fotoğraflarla baştan sona bir hikâye var çünkü 3 yaşındaki çocuk artık sebep-sonuç ilişkisini rahatlıkla kavrayabiliyor. Bu setleri hazırlarken hem yurtdışındaki uzmanlardan hem de Türkiye’deki anne-babalardan epey fikir ve öneri aldık. Zaten setteki kitaplardan birinde yer alan tüm resimleri, ebeveynlerle yaptığımız anketlere dayanarak seçtik. O nedenle seti hazırlamak yıllarımız aldı.
DESTEK İÇİN
Biz bu harika projeye nasıl destek olabiliriz?
Üç şekilde destek olabilirsiniz. Parası olan siteye girsin ve ya kitap alsın ya da havuza kitap bıraksın. Parası olmayan siteye girsin ve ücretsiz talep formunu doldursun. Bir de kurum ve markalarda yetkili olan arkadaşlarımıza seslenmek istiyorum. Bu projenin sadece bireysel satışlarla 1 milyona ulaşması zor. Şu an bizim siteye başvurup kitap bekleyen on binlerce aile var. Türkiye’nin her yerinden talep var. O nedenle kurum ve markaların toplu sponsorluğuna ihtiyacımız var. Bu işin bir toplumsal seferberlik boyutuna ulaşması lazım!
Paylaş