Nazlıgül öldüğüyle mi kalacak?

Bu ülkede ne yazık ki insan, “öldüğüyle” kalıyor!

Nazlıgül’ün intiharından bu yana bir arpa boyu yol alınamadı.

Nazlıgül’e ne oldu, ne soruldu, ne cevap alındı, kim şikâyet etti, neden şikâyet etti,o adamlar kim, şimdi neredeler, görevlerine devam ediyorlar mı, ediyorlarsa neden...

Bunların hiçbiri bilinmiyor.

Her şey bir sis perdesinin arkasında.

Perişan durumdaki ailesi de acısıyla baş başa.

*

Nazlıgül’ün işten atıldığı gün, silahının elinden alınması gerekmiyor muydu?

Soruyorum size; o silahı onda bırakanların hiç mi sorumluluğu yok?

Nasıl olur da, Kayseri Savcılığı, “Yeterli şüphe yok” diye, takipsizlik kararı verir?

Böyle bir şey olabilir mi?

Bir insanın canı gitti.

Ötesi mi var?

Yok!

Öldü bu kadın!

Toprağın altında şu anda.

Geride 4 yaşında çocuğu kaldı.

Çok açık değil mi, “ahlaksız” olduğu gerekçesiyle işten atıldı diye, gitti ertesi gün intihar etti, başka bir açıklaması olabilir mi?

Nasıl oluyor da hiç kimsenin “dahli yoktu” deniyor.

Basbayağı var.

İnsaf!

Bizim de vicdanımız var.

Unutmayacağız, yok saymayacağız, gerekli yanıtlar alınıncaya kadar bu davanın takipçisi olacağız.

En azından ben olacağım.

Nazligül Daştanoğlu’nun avukatı Müşir Deliduman’a neler olup bittiğini sordum, birlikte okuyalım...

Nazlıgül teğmenin davasında son durum ne?
- Nazlıgül ordudan atıldı ama usulüne uygun bir tebligat yapılmadı. Neymiş disiplinsizliği, ahlaksızlığı? Meçhul! Ailesine de yazılı haber verilmedi. İster yargı, ister idare, bir karar verdiğinde, o kararın bir gerekçesi olmalı. Bize bildirilen henüz yazılı bir karar yok. Haliyle gerekçe de yok. Bir insan, disiplinsizlikle itham ediliyorsa, bunun da hukuka uygun delillerle irtibatlandırılması lazım. O da yok. Bütün bunlar yan yana gelince, bizim kanaatimize göre, ortada Nazlıgül’ü ahlaksızlık ve disiplinsizlikle suçlamak ve ordudan atmak için yeterli hukuki delil yok. Genelkurmay, Nazlıgül’ün neden ordudan atıldığının gerekçesini ve delillerini yazılı olarak bildirildiğinde, biz de, Yüksek Askeri İdare Mahkemesi’nde karşı bir iptal davası açacağız...

Peki Kayseri Cumhuriyet Savcılığı’na şikâyette bulunmadınız mı?
- Bulunduk. Şikâyetimiz “intihara sürükleme, intiharı kolaylaştırma” şeklindeydi (TCK 84). Ama Kayseri Savcısı, “Başkasını intihara azmettirme, teşvik etme, başkasının intihar kararını kuvvetlendirme” konusunda yeterli şüphe bulmadığı gerekçesiyle “takipsizlik kararı” verdi. Biz de itirazda bulunduk.

Nasıl olur da Savcı, intihara bir başkasının sürüklemediğine karar verdi? Çok açık değil mi, intiharı işten atılmasıyla ilgili, ordudan atıldığının ertesi günü canına kıyıyor...
- Evet, biz de hayretle karşıladık. Etkin ve derinlemesine bir soruşturma yapılsaydı, durum farklı olacaktı. Nazlıgül’ün ordudan atılmasına delil teşkil eden sözlü ve yazılı ifadeler tekrar alınsaydı, eski eşiyle arasında telefon görüşmelerine ve annesinin bilgisine başvurulsaydı, etkin bir soruşturma olurdu. Ama bunlar yapılmadı.

İşine son verildiği gün, silahının alınmamış olması savcının dikkatini çekmedi mi?
- Biz de çekmesi gerektiğine inanıyoruz. En azından yetkililere “Neden silahı almadınız?”  diye sorulmalıydı.

Peki şimdi ne olacak?
- İtirazımızın sonucunu bekliyoruz. Kabul edilirse dava açılacak.

Siz bir sonuç alınabileceğine inanıyor musunuz?
- Eğer objektif bir yargılama yapılırsa sonuç alırız. Biz hukuki zeminde mücadelemize devam edeceğiz. Bu konuda, basının ve sivil toplum örgütlerinin davayı sahiplenmesi elimizi güçlendirir...

BU DAVADAKİ YANLIŞLAR

1- Sorgu, hukuki anlamda usulüne uygun yapılmadı.
2- Yetkili kişiler görevlerini kötüye kullandılar.
3- Aleyhe bilgi verenler, “iftira” ya da “özel hayatın gizliliğini ihlal” suçunu işlediler.
4- Mahkeme kararı olmadan telefon dinlemesi suç. Bu verilerin kayıt edilmesi ve kullanılması da suç (TCK 133, 135 ve 136). Ama Nazlıgül davasında bunların hepsi yapıldı.

İŞ BULAMADIĞI iÇiN MARKETTE ÇALIŞAN YÜZBAŞI

Erkeklere niye bir şey olmuyor?
- En vahimi de o! Erkekler halen görevlerine devam ediyor. Üstelik Nazlıgül tek değil. Aynı durumda olan başka kadın subaylar da var. Onların görevine son veriliyor, birlikte olduğu erkek görevine devam ediyor. Dilerseniz, o müvekkilimle de konuşabilirsiniz. Kendisi yüzbaşı ama iş bulamadığı için şu anda bir markette çalışıyor.

GENELKURMAY’DAN ÇIT ÇIKMIYOR 

Genelkurmay, aileyi davet etti, görüştü. Ama herhangi bir gelişme sağlanamadı. Acının paylaşılmasına yönelik bir görüşmeydi. Nazlıgül’ün en yüksek notları alan başarılı bir subay olduğu konuşuldu, o kadar. Soruşturmanın gizliliği gerekçesiyle soruşturmanın seyrine dair herhangi bir bilgi verilmedi. Oysa haklı olarak neler olup bittiğini öğrenmek istiyorlar, dağ gibi kızlarını kaybetmişler ama tık yok. Yakında bu konuda yazılı bir talebimizi olacak.