Nazlıgül haberleri üzerine

ASKILI TİŞÖRTLÜ FOTOĞRAF HATA

Böyle trajik bir olayda, Nazlıgül’ün askılı tişörtle çekilmiş bir fotoğrafının konması şart mıydı? Bu fotoğrafın yayınlanması bazı kafalarda, “Bak işte kadın açık saçık giyiniyormuş, iddialar da doğrudur” kanısını doğurmaz mı? Kadıncağız zaten ölmüş gitmiş, ailesi perişan, iddialar ispatlanmamış. Kanımca bu fotoğrafın yayınlanması çok gereksiz. (Y.H)

-  İkiyüzlülük ideolojisinin en güzel örneklerinden birini görüyorsunuz! Tişörtü uzun kollu olsaydı Nazlıgül haklı olacaktı ama askılı olunca, Nazlıgül haksız duruma düşecek öyle mi? Sorun, askılı tişört giyen kadını “hafif kadın” olarak değerlendirenlerde. Onların kendilerini düzeltmeleri gerekiyor. Omuzdan tahrik oluyorlarsa, hastalar demektir! İşte bu anlayış yüzünden bu ülkede kadınların hayatları kaydırılıyor.

İNTİHAR ÇÖZÜM DEĞİL

Sizce intihar etmek çözüm mü? Oğlunu, anneni arkada bırakıp, gitmek doğru mu? Genelkurmay suçlu olduğunu kabul etse bile ne olacak, Egemen’in annesini geri getirebilecek mi? İnanın Türk milletinin hafızası çok zayıftır, siz yazdığınız sürece hatırlanır sonra unutulur gider ve o erkek çocuğu ve anneanne hayatları boyunca bu acıyı yaşarlar. Asıl her şeye rağmen kalmak, mücadele etmek, sesimizi duyurmak gerekli diye düşünüyorum, kendi canına kıymak belki de bu oyunun en kolay yanı. (Esra C.)

-  Tabii ki intihar bir çözüm değil. Nazlıgül’ün yaptığı yanlış. Aslolan yaşamak, mücadele etmek. Haklısınız oğlu Egemen bu acıyı hayat boyu unutmayacak. Annesi Nevin’in içinde kocaman bir delik açıldı, hiç kapanmayacak. Son cümleye kadar her şey tamam. Amaaaaaa, “Kendi canına kıymak belki de bu oyunun en kolay yanı.” Öyle olduğunu düşünmüyorum. Cesaret ister. Yürek ister. Nazlıgül’ü suçlamak yerine, onuruyla oynayanları, ona başka bir seçenek bırakmayanları suçlayın.

TSK’NIN KURALLARINA UYMAYAN  DIŞARI ATILIR

Defne Joy Foster ile Ahmet Altan’ın oğlu bir barda gece saat 03.00’te tanışıyor. İlk defa orda karşılaşıyorlar ve 20 dakika sonra bir taksi çağırıp, delikanlının evine pul koleksiyonunu incelemeye gidiyorlar. Bu haberi, sizin gazetenizden “pul koleksiyonu” kısmı hariç aldım, ben uydurmadım yani. Sizin camianızda, 20 dakika önce tanıştığınız biriyle, pul koleksiyonu incelemesi yapıyor olmanız çok doğal olabilir. Ne var ki, ordu içinde bu tür ilişkiler hoş karşılanmaz, karşılanmamalı da. Nazlıgül’ün seks hayatına kimsenin karıştığı yok. Arzularının derecesini de bilemeyiz. Ama TSK’nın kuralları vardır. Kurala uymayan dışarı atılır. Ve istediğini de yapar. Anlaştık mı Sayın Arman? (Atilla K.)

-  Anlaşmadık Sayın K! Ama sevindim bu maili yazmanıza. İnsanlara, tam da bu anlayışı göstermek istiyordum. “TSK böyledir” dediğinize göre, demek ki TSK’da uygulanan anlayış da bu: “Benim istediğim gibi olmazsan, yok olursun! İnsanların kişilik hakları diye bir şey yoktur, ordunun kuralları vardır!” Kusura bakmayın ama anlayışınız çok faşistçe! Ve fevkalade demode! Artık sizin gibi insanları istemiyoruz!

ORDUDA YAŞANDIĞI İÇİN DUYDUK

Homofobik’iz, dulkadınfobik’iz, başarılıinsanfobik’iz, gerçeksanatçıfobik’iz! Ne kadar riyakârız Allahım, ne kadar kompleksliyiz, ulaşamadığımız ciğer, mundar olunca derin bir “Ohhh!” çekeriz. Ama bu olay, orduda olduğu için duyduk, daha nice bekar kadınlar küçük kasabalarda, şehirlerde, bağnaz mahallelerde aynı kaderi yaşıyor. (Ayşem A.)

-  Haklısınız. Diyecek, yazacak bir şey yok. Tüm bunlar, bu toprakların gerçeği. Acı gerçeği.

ASKER DÜŞMANLIĞI MODA

Lafı uzatmadan yazmak istiyorum. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne çakmayan bir tek siz kalmıştınız, şimdi mezhebinize göre bir konu buldunuz ya, vur babam vur. Şu aralar moda olan asker düşmanlığı. Ama moda, bu kadar da yakından takip edilmez ki! (Yalçın G.)

-  Yalçın Bey, derdim askerle değil, ben yanlış ve sakat ahlak anlayışı yüzünden bir kadını ve hatta başka kadınları köşeye sıkıştıran erkek ideolojisini deşifre etmek istedim. Herkes anlamış, bir siz anlamamışsınız. Askere zararı dokunur diye bir kadının göz göre göre intihara itilmesine ses çıkarmamak mı gerekiyordu? İstediğiniz bu mu?

BU ÜLKE KADINLARLA GELİŞECEK

Biraz önce Nazlıgül’ün annesiyle yaptığınız söyleşiyi okudum ve ne kadar önemli bir iş yaptığınızı düşündüm. Bu ülke gelişecekse kadınlar sayesinde gelişecek. Sivilleşecekse de önce bu tür olumsuzluklardan kurtulmamız gerekiyor. Son yıllarda gittikçe artan kadın cinayetlerinin üzerine gitmek gerekiyor, kadınlara uygulanan görünür görünmez şiddeti sergilemek gerekiyor. Bu bakımdan, erkek olmama rağmen size çok teşekkür ederim. Mobing üzerine de duyuru yapsanız, neler çıkar neler.  (İbrahim T.)

-  Haklısınız. Gerçekten de bu ülkede kadınların seslerini daha fazla duyurmalarının zamanı geldi de geçiyor bile. Bu yüzden kadınların birlik olması ve varlıklarını daha yüksek sesle duyurması gerekiyor. İbrahim T. haklı, bu vesileyle yaşadığınız mobing sıkıntılarını bana yazın...