Bugüne kadar yazılarınızı okurken, kah saçımı yoldum, kah harika buldum.
Ama Adanalı olmanız nedeniyle size hep torpil geçtim, laf aramızda fiziğinizi de sevdim. Aşktı yani benimki. Taa ki siz Hakan Şükür'le ilgili o yazıyı yazıncaya kadar! Size duyduğum aşk pazartesi günü itibariyle sona ermiştir! Üzüldüğüm, aşkımızın bitmesine Hakan Şükür'ün sebep olması! (Aykut. Ö)
ONA SÖVMEK MODA
Okudum ve şöyle dedim: ‘‘Helal olsun! Bu karıda iş var’’ Her ne kadar eski eşinizin size aldığı iç çamaşırları bizimle paylaşma cesaretinizi, boşandıktan sonra bir başka adamla uçağa binip yabancı ülkelere gidip gelmenizi onaylamasam da, pazartesi yazınızı okuyunca, ‘‘En azından ‘ahde vefa' ilkesine sadıkmış Ayş'anım’’ dedim. Tamam, Şükür’ün performansı felaket, oynayamıyor ama adam hakkında yazılanlara da ancak çüş denir! Neymiş namaza gitmiş. Aynı namaza Emre de gitti, birilerinin oğlan kılıklı dediği İlhan Mansız da. Hristiyanlar kiliseye gidiyor, İtalyanlar Vatikan'dan kutsanmış özel su getiriyor, sahada Brezilya kalecisi 5 dakikada bir istavroz çıkarıyor, hiç bir dünya ülkesinden en ufak bir ses çıkmıyor. Ama bizimkilerin namaz kılması suç oluyor. Neden? (Yusuf T. Y.)
BİR ANNEDEN
Hakancığım. Bazı annelerin sevinci de tıpkı seninki gibi buruk. Takım için seviniyoruz ama nankör ve çok bilmiş erkeklerin seni dillerinde paralamasından da rahatsız oluyoruz. Ama sanma ki, sana dil uzatmalarına izin veriyoruz. Sevgili Hakan, bu ülkenin bütün vefalı anneleri sana yöneltilen her kötü söze karşı çıkıyor ve kötü söz sahibini anında susturuyor. Bilirsin ki, biz anneler futboldan erkekler kadar iyi anlamayız. Ama şundan eminiz, Hakan Şükür her zaman Hakan Şükür'dür. O hiç beklenilmeyen anlarda bir güneş gibi parlar ve takımına hayat verir. Bunu hiç unutmadık, sen de asla unutma. Korkmadan pasını ver, şutunu at, kafanı vur. Gol atamasan da, yerin, yine başımızın üstü ve yüreğimizin en sıcak köşesi. Hepimiz duygulu kafanın ve ayaklarımının açılması için dua edeceğiz. Kimbilir, belki de Allah seni yarı final ve final maçı için saklamıştır? (Didar A.)
İMANLI ATAMADI
Evet, Hakan kaçırdığı gollerle hepimize saç baş yoldurdu fakat normal profesyonel futbolda bu tip durumlar, ‘‘Adam çok kötü oynadı, berbattı, çıkardık ve sonuca gittik’’ deyip geçiştirilir. Ne futbolcu çıkarıldığına isyan eder ne de millet ona küfreder. Bizim gibi toplumlarda ise, oyuncu duygusal, izleyici iki kat duygusal. Medya ise eyyamcı. Haliyle ortalıkta ‘‘İmanlı atamadı, İ. Mansız attı’’ gibi manşetler cirit atıyor. (Fezullah E.)
MEHTABI SEYREDİYOR
Sayın Ayşe Ablam. Hakan abim parayı alınca, gol atmayı unutuyor. Millet de ne zaman ona güvense yolda kalıyor. 5 net gol fırsatı var. Abim ağzı açık, sanki sandaldan mehtap seyrediyor! (Mehmet S.)
Hocam meseleye açıklık getiriyor
Milliler finale kalırlarsa Hasan Şaş gibi saçlarını kazıtacaklarmış! Resmen dehşete düştüm okuduğumda. Bu bir şaka ise ne álá, yok eğer ciddiyse vay canına. Bu kararı her kim(ler) aldıysa zerre kadar psikoloji bilmiyor demektir.
1. Herkesin bir kendilik imajı (self image) vardır. Ve herhangi birine ya da bir takım arkadaşına öykünerek saçlarını onun gibi kazıtmak bu imajı bozar ve kendine güven duygusunu zedeler.
2. Uluslararası arenada prestijlerini ve fiyatlarını yükseltmek isteyen oyuncuların bu şekilde homojenize edilmesi, yani kimliksizleştirilmesi onları olumsuz yönde etkiler.
3. Eğer ulusal bir simge olarak saçların belli bir şekilde kesilmesi amaçlanıyorsa, bunun ancak ulusal bir sembol şeklinde yapılması düşünülebilir: Ay yıldız tarzında kesilmiş saçlar gibi. Ama bu da nereden baksanız, komiklik olur ve bütün futbolcularımızın gizli saklı sosyal çekingenliklerini fena halde açığa çıkarır. Baştan 1-0 mağlup çıkarlar sahaya!
Onun için bu gibi saçmalıklarla uğraşacağımıza, çıkıp futbolumuzu oynayalım. Motivasyonu ve gücü zaten yeterince güçlü olan bir takıma böyle abuk sabuk ve fazladan şeyler yaptırmanın alemi hiç mi hiç yok! (Prof. Dr. M. Kerem Doksat. İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi. Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi)
HAMİŞ: Psikaytr değilim ama erkeklerin de en az kadınlar kadar, beden imajlarıyla ilgili olduğunu düşünüyorum. Özellikle de futbolcuların. Onlar boru değil, birer star! Yani siz İlhan Mansız'ın o güzelim saçlarına kıyabileceğine inanıyor musunuz? Yooo! Bence mümkün değil. Ama meseleye parmak basan Kerem Doksat hocama teşekkür ediyorum...