Paylaş
Toplumun her kesiminde.
Kiminle konuşsanız tepkili.
Genci, yaşlısı, örtülüsü, örtüsüzü...
Gerçi başkalarının ne düşündüğü Başbakan’ı ilgilendirmeyebilir ama...
İnsanların itiraz ettiği de bir gerçek.
Artık neredeyse herkes, bu söylenenlerin hayat tarzına müdahale olduğu konusunda hemfikir.
İnsanlar bu dayatmalardan, baskılardan yılmış durumda.
Bugün, bu konu üzerine bana gelen okur yorumlarını sizinle paylaşmak istiyorum.
Tonlarca mail’in, sadece çok küçük bir bölümü...
Her kesimden yükselen bu itirazlar umut verici.
Muhafazakârlığın üzerine giyilen “demokrasi ceketi” artık iktidarın üzerinde durmuyor. Sırmalar bir bir dökülüyor...
Kızlı erkekli oturanlar suçlu Tecavüzcüler serbest!
HÜKÜMETİN yeni gündemi “öğrenci yurtları”.
Arınç, konuyla ilgili, “Kaybeden, kızlar oluyor!” dedi.
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!
Bizim alnımızda “salak” mı yazıyor?
Kızlar kaybediyorsa, bundan sorumlu olması gereken iktidar değil mi?
Bu ülkede yüzlerce kız çocuğu, erkek çocuğu tecavüze uğruyor, binlerce kadın şiddete maruz kalıyor, öldürülüyor. Ama suçlular serbest! Yan yana duran kızlar ve erkekler, “suçlu” öyle mi?!
Madem kızların hisleri bu kadar değerli, neden onları tecavüzcülere karşı korumuyorlar? Neden tecavüzcüler sokaklarda ellerini kollarını sallaya sallaya serbestçe dolaşıyor? Neden eşeğe tecavüz etmenin cezası bile daha fazla? Bunların cevabı ne?!!
Türk gençliğinin en büyük derdi, kızlı erkekli aynı evde kalmak mı?
Kadına şiddet davaları yazılıyor, daha da çok yazılmalı. Yoruma bile gerek yok, sadece sonuçlar, iktidarın bu konudaki tutumunu göstermeye yetecektir!
Herkes kör mü oldu? Sağır mı oldu? Hafızalarını mı yitirdiler! Ama artık yeter! Haykırmak istiyorum. (Selin S.)
- Al benden de o kadar! Yüzde yüz sizinle aynı fikirdeyim! Anlayış budur: Tecavüzcüler serbest, kızlı erkekli aynı bankta oturanlar ve aynı evde kalanlar suçlu!
MEDENiYET EŞiTTiR KADIN ÖZGÜRLÜĞÜ
SAYIN Başbakanımız, kürtaj, sezaryen derken, şimdi de “Öğrenci evlerinde kız-erkek kalamaz!” demeye başladı! Bizde de bir asabiyet...
Başbakanımızın, en önemli konuları, bir kızın bekâreti nerede, nasıl bozuluyor? Kaç yaşında sevişmeye başlıyor? Bu sevişmeden hamile kalıyor mu? Kalıyorsa, ailesi-kocası biliyor mu? Kürtaj yaptıracak mı? Yaptırmazsa nasıl doğuracak!
Mevzunun, sürekli kadın cinselliği olmasından yıldık! Affedersiniz ama bu ülkenin daha ciddi sorunları yok mu?
DAYATMALARA SON
Bıraksa da herkes özgürce ne isterse yaşasa ve kendi doğrusunu kendi bulsa, kimse “Bu doğru!” diye dayatmasa.
İşin en canımı yakan kısmı, ben tesettürlüyüm. 7 ay önce böyle bir karar verdim ve tesettüre girdim. “Can yakan” kısmı dedim, çünkü toplum o kadar kutuplaşmış ki ve önyargılı ki, başım kapalı olduğu için beni de halk tabiriyle, “AKP’ci” zannediyorlar. Oysa ben, onlara karşı isyan başlatmak istiyorum!
Başımı kapattığım günden beri, bazı insanların gözünde birkaç sıfır geriden başlıyorum maça, kendimi o insanlara tanıtmak için daha fazla zaman harcamam ve daha çok laf etmem gerekiyor. Başbakana, bizi bu duruma getirdiği için de ayrıca teşekkür ediyorum!
Oysa ben, tamamen Allah rızası için kapanmıştım, diğer ibadetleri yaparken, bunu göz ardı etmek istememiştim. İleriliğin ya da gericiliğin sadece bir kadının saçlarının gözüküp gözükmediğine bağlanmasını hiçbir zaman anlayamadım ve anlayamayacağım.
Namus, ahlak, edep, modernlik, bunlar, saç açıp-kapamayla olmuyor; bunlar kişilik özellikleridir, giyinme şekli değil. Bir toplumun medeniyet seviyesi, üniversite sayısından vesaire de anlaşılmaz. O ülkede kız çocukları istediği yerde, istediği eğitimi alabiliyorsa, eve kapatılmıyorsa, hiçbir platformda ayrımcılığa uğramıyorsa, kıyıda köşede tecavüze uğramıyorsa, taciz edilmiyorsa, istediği gibi yaşayıp, çalışıp, sevişebiliyorsa, çocuğunu yetiştirebiliyor ve istediği gibi giyinebiliyorsa,
o ülke medenidir.
Medeniyet, kadın özgürlüğüdür. (Özlem)
- Kendini çok güzel ifade etmişsin Özlem, teşekkür ederim. Haklısın, ben de medeniyet yolunun kadın özgürlüğünden geçtiğini düşünüyorum. Ama bu yapılan resmen kadın düşmanlığı. İşin kötüsü bu düşmanlık sadece benim gibi başı açıklara değil, senin gibi başı kapalılara da yapılıyor. Allah’tan biz neyin ne olduğunu biliyoruz. Birlikte omuz omuza, baskılara karşı direnmeye devam...
Kızım benim gibi olmasın!
BEN evlenene kadar eşimden başka kimseyi öpmedim! Pişman mıyım? Evet! Başka dudaklar, başka bir ten, bana kendi bedenimi de tanıma fırsatı verebildi. Şimdi eşimle “test sürüşü” yapmadığım için, 6 yıllık evliliğimde, bir kez bile orgazm olamadım! Kardeşim benden cesur çıktı, helal olsun, o aldırmadı “mahalle baskısı”na. Tabii ki benden daha sağlıklı bir ilişkisi var. Toplum baskısı ister istemez, kişiliğimizi yapılandırıyor. “Aileme laf gelmesin, benim yüzümden sorun yaşamasınlar” dediğim için, nikâhlı eşin bile olsa, birileri senin üzerinde tatmin olurken, sen, başka erkeklerin hayallerini kuruyorsun. Kızımın asla benim gibi olmasını istemiyorum. Namus, bacak arasından akacak iki damla kan değil, o yürekte bitecek bir şey. Bu insanlar gerçekten bu ülkeye kötülük yapıyorlar, eğitimi mahvettiler, kadınları mahvettiler, sıra yatak odalarımıza ve gençlere geldi... Ben de eşimle birlikteyken bir başkasını düşündüğüm için sanırım 2 yıl hapis cezasına çarptırılırım! (Duygu S.)
- Duygu, doğru söze ne denir? Eminim pek çok kadın sana hak verecektir. Ama ne yazık ki, anlattıklarımız, karşımızdakilerin anlayabildiği kadar işe yarıyor...
Doğru olan çocuklarımıza ‘hayır’ demeyi öğretmek
BİR kızım ve bir oğlum var. Çocuklarımıza, istemedikleri bir şey için, “Hayır” demeyi öğretirsek, bu yeterli olacaktır. Onlara güvenmemiz gerekiyor. (Filiz E.)
- Durumu kısa ve net bir şekilde özetlemişsiniz. Tamamen katılıyorum.
Peki ya çokeşli muhafazakâr erkekler
GERÇEK muhafazakârları tenzih ediyorum. Muhafazakâr geçinen bazı adamların, lüks sitelerdeki ikinci, üçüncü, dördüncü eşleriyle ilgili haberler ortalıkta dolaşırken, neredeydiler? ‘Oy’ için yapılan bu manevraları yemiyoruz!
Duyan da zanneder ki, her taraf“kerhane”!
Yapılan, toplumu iyice birbirine kırdırmaktır.
Muhafazakâr kesimin bir kısmı, Gezi gençliğine karşı şiddetle bileniyor. Amaç, Gezi’nin intikamı almak. Yurtların dışında, ev kiralayan gençleri “fişlemek”. Çokeşliliğin yaygın olduğu o adamların yediği naneler karşısında, bu gençlerin öpüşüp, koklaşması çok masum kalır.
Lütfen çokeşli erkeklerle ilgili bir yazı dizisi hazırlayın. Riyakârlıklarını yüzlerine vurun! (Osman A.)
- Osman A, bir erkek olarak böyle düşünmenize sevindim. Sizin gibi düşünen erkeklerin de yardımıyla, hedef alınan kadınlar kendilerini daha güçlü savunabilecekler.
Okurken nikâh kıysınlar!
AYNI evde kızlı erkekli kalan, “muhafazakâr yapımıza ters veletler” için memlekete bir katkı amacıyla çözüm buldum, sizin aracılığınızla paylaşmak istiyorum: Maksat, hizmet! “Seyyar imamlar” ev ev, hatta oda oda dolaşsın akşamları! Bir arada yaşayan kızlı-erkekli “muhafazakâr yapımıza ters veletlere” imam nikâhı kıysınlar! Okul bitince, erkek tarafı üç kere, “Boş ol!” dediğinde sorun kalmaz... (Hüseyin S.)
- Hüseyin S., senin bulduğun mizahi çözümler gibi twitter’da da bir sürü örnek var. Eminim bu kadarla da kalmayacak, gerisi de gelecektir. Yaşayıp göreceğiz...
HAMİŞ: “Kadın Gazeteciler Takipte Oluşumu”, Başbakan’ın bir kadın muhabire yönelttiği,“Kızlı erkekli gençlerin müstakil evlerde kalmaları uygun mu?” sorusunu videolaştırdı. Başbakan’ın, kendisine soru soran kadın gazetecinin “ahlakını” sorgulayan tavrını ve hükümetin kadın politikasını eleştirdi. Videoyu youtube’dan izleyebilirsiniz.
Paylaş