Kadınlar tarafından tıraşlanmış mermerim

Sarsıcı, huzursuz edici fotoğraflar çekiyor. Ve sürekli üretiyor.

Allah’ı var, inanılmaz çalışkan.

Televizyon programı yapıyor, Adana Portakal Çiçeği Karnavalı’na destek veriyor, üniversite üniversite dolaşıyor, gençlere ilham veriyor, kendi hikâyesini anlatıyor, her şeyin mümkün olduğunu söylüyor, ekliyor: “Yeter ki isteyin!”

Gözlerinin içi gülen, iyi kalpli bir adam, bir tarafı hep Ankaralı, bu da onu sağlam kılıyor.

Mehmet ilk 20 dakikada işi bitirir, daha sonra iyi fotoğraf çıkacağına inanmaz ve sorar, “İş tamamdır. Ne içersin, kahve, çay, viski?” 

Genellikle kafasında bir kurgu olur, çeker, geri kalanını da bilgisayar başında halleder.

Hep ezber bozan bir yanı oldu, şimdi de “Koza” isimli sergisiyle kendisinden söz ettirecek...

HAMİŞ: Mehmet Turgut’un fotoğrafları 15 Mayıs’a kadar Galeri İlayda’da sergilenecek. 




Hayrola, ruhundaki kadını mı arıyorsun? Bu ne demek? Bize biraz tüyo ver...

- Hepimiz doğduğumuz andan itibaren nereden geldiğini bilmediğimiz içgüdülerle, duygularla kuşatılmış vaziyetteyiz. Sevgi, acı, nefret, korku, sevinç, aşk, seks... İçimizde ve etrafımızda dolaşmaya başlıyorlar. İnsanların çoğu bunları sorgulamadan, sanki en doğal hakkıymışçasına ve normalleştirerek yaşayıp hayatlarına devam ediyor. Bense hiçbir zaman bunları kendi içimde normalleştiremedim. Çok düşündüm, içinden çıktığımı sandım, çıkamadım. Kadınları anladığımı zannettiğim dönemler bile oldu ama halt etmişim! Kadınları anlamak mümkün değilmiş. Ama çabalamaya devam. İşte, içimdeki kadını aramak da böyle bir şey...


Nedir bu yeni serginin yani “Koza”nın hikâyesi?

- “Koza”, benim 10 yıl önce başladığım ama bitiremediğim bir işimdi. Dördüncü karede tıkandım, “Biraz durayım, devam ederim” dedim, baktım 10 yıl geçmiş! Şimdi o koza yeniden açıldı, biraz olsun forma girdi ve 9 kare daha doğurdu. Kim bilir, belki bir 10 sene sonra şimdi çıkan o formlar biçimlenir ya da ne bileyim belki de biçimlenmez, hep yarım kalır...


Neden bir kadının bedeninin uzuvlarını tek tek çekmeyi tercih ettin? Lego gibi kendi kafandaki kadını yaratmak için mi?

- Lego bizi eğlendirir ama kadınlar her zaman eğlendirmez! Benim kadar hayatına giren kadınlar tarafından tıraşlanmış bir mermere de az rastlanır! İzin verdim mi? Evet, verdim. İyi mi ettim? Konu fotoğrafsa, evet iyi ettim. Konu bensem ı-ıh...


Neden?

- E ben bir enkazım Ayşecim!




Böyle bir arayışa niye girdin? Aradığın kadını sanat yoluyla mı bulmaya çalışıyorsun ya da yaratmaya?...

- Adam çaresiz, tüm denemelerinde başarısız! Ve sonunda aradığı kadını sanat yoluyla yaratmaya çalışıyor... Doğru, çalışıyorum ama en azından dürüstüm!


GENÇLERE İLHAM VERDİM

Mehmet Turgut ekolü’ diye bir şey var mı?

- Şu an için var ama bunun kalıcılığı tartışılır. Zaten hepimiz dönemimizi yaşıyoruz, çok fazla karmaşıklaştırıp havaya girmeye gerek yok. Tarih, hepimiz adına kararını verecek.


Sence sen, fotoğraf sanatına nasıl bir yenilik getirdin?

- Ben Türkiye’de fotoğrafın birçok farklı alana kapılar açabileceğini ve herkesin fotoğraf çekebileceğini gösterdim. Geçlere ilham verdim, fotoğraftan korkmamalarını, onlara bugüne kadar anlatılanların çoğunun yalan olduğunu, herkesin üretebileceğini anlattım. Anlatmaya da devam edeceğim!




YILLARDIR ARSIZCA ÜRETİYORUM DURMAYA DA NİYETİM YOK

Bu fotoğraflar nü ama müstehcen değil, o ayrımı nasıl beceriyorsun?

- Fotoğraf hayatım boyunca işlerimde çıplaklık oldu. Ama çıkan sonuçlarda asla müstehcenlik hâkimiyeti ele geçiremedi. Bunu çıplaklığa duymadığım açlığa bağlayabiliriz. Beni kimsenin tanımadığı yıllarda da etrafımda hep kadınlar vardı ve ilgileri üzerimdeydi.


Fotoğraf dünyasında kendini nasıl bir yere yerleştiriyorsun?

- Eğer fotoğrafın gerçekten bir dünyası varsa ve orada oturacak yerler... Kendime en önden bir koltuk kapmaya niyetliyim. Bunun için yıllardır arsızca üretiyorum ve durmaya da niyetim yok...