Paylaş
Ne zaman, “Kadın cinayetlerinde artış var! Önlem alınsın, bir şeyler yapılsın. En azından var olan yasalar adam gibi uygulansın, caydırıcılık yaratılsın, kadınlar korunsun!” diye feryat etmeye başlasak...
Kadınları temsil etsin ve sorunlarına çözüm bulsun diye kurulan ama nedense “kadın” lafına gıcık olan AKP hükümeti tarafından “aile” rütbesine terfi ettirilen bakanlıktan itiraz yükseliyor:
“Bu kadın cinayeti haberleri, algıda seçicilik!”
Tercümesi şu:
“Bu haberleri yapanlar kötü niyetli! Bu laflar, hükümeti zor durumda bırakmak için çıkartılıyor. Aslında böyle bir şey yok. Bunlar, münferit vakalar. AKP yönetiminde asayiş berkemal. Sudan sebeplerle çıngar çıkarmanın alemi yok!”
Evet, bir manada doğru...
AKP hükümeti saltanat sürmeye devam ediyor, o noktada değişen bir şey yok ama...
Ne yazık ki, kadınlar cephesinde durum vahim.
Nasıl olmasın?
Her gün onlarca taciz, tecavüz, cinayet haberi okuyoruz.
Okuyoruz da, ne oluyor yani?
Ya vah vah! Ya vay vay!
Taciz, tecavüz, cinayet sanıklarına ne oluyor peki?
Onu da takip ediyor musunuz?
Yasa maddesinin öngördüğü cezayı yemiyorlar. Çünkü bazı durumlarda yasalar yetersiz, bazı durumlarda da hakimin takdir hakkı çıkıyor ortaya. Kravat takana iyi hal indirimi, “Karım başka erkeklere bakıyordu, rüyamda gördüm” diyene ağır tahrik indirimi, “Kız, tecavüz sırasında elinde bıçak tutan adama bağırmadı! Direnmedi... Demek ki rızası vardı!” indirimi... Vesaire, vesaire, vesaire derken, o ceza, kuş olup kanat çıkarıyor, mahkûm da cezaevinden özgürlüğe doğru uçup gidiyor...
Netice, erkekler, öldürseler bile devede kulak bir cezayla yırtıyorlar.
Kadınlar ise maalesef ölüyorlar!
Allah rahmet etsin!
Netice bu.
İsyanımız da bu!
DAHA KAÇ KADIN ÖLDÜRÜLECEK, TECAVÜZE UĞRAYACAK
Bu konuda ibret olabilecek son vakayı okurken, “Çüş artık!” dedim.
Adam, boşandığı karısını, “Sen ha! Bana ha! Al sana!” dan dan dan öldürmüş...
Kafadan kravat, takım elbise, saygın katil sıfatıyla birlikte iyi hal indirimini kapmış, üstüne de, “ağır tahrik indirimi” almış, yetmemiş “ekstra indirim” için gerekçe sunmuş mahkemeye: “Efendim, boşandıktan sonra karım çeşitli erkeklerle görüştü. Bu da çok ağırıma gitti!
Ekstra ceza indimi istiyorum...”
Kadın ölmüş, adam bunu diyebiliyor!
Çüş demezsiniz de ne dersiniz?
Allah’tan Yargıtay “Yok daha neler demiş!” de, cezanın 18 yılı kalmış.
Onun da önemli bölümü “infaz yasası”ndan gidecek zaten...
Sayın Aile Bakanı’na bir önerim var.
Şimdiye kadar kadınlara karşı işlenen suçlarda, mahkemeler, erkek sanıkların cezalarının kaç yılını affetmiş?
Özgürlüklerinden alınması gereken toplam kaç yılları onlara bağışlanmış...
Bunu hesaplatması mümkün mü?
Sadece soruyoruz...
Belki o zaman kadınlara yapılan haksızlık gözümüzün önüne serilir de bir nebze kendimize geliriz!
Sadece soruyoruz...
Bu vahamet kaç yıl sürecek daha?
Daha kaç kadın taciz edilecek, tecavüze uğrayacak, kaç kadın can verecek?
Allah, hepimizi affetsin!
Ölüp giden canların vebali hepimize yeter!
Ölün siz… Yaşamanız fuzuli!
SGK’nın son aldığı karar tüylerimi ürpertti.
Hayatında bir dönem sigara içmiş akciğer kanserli hastaların ilaç paralarını ödemeyecekmiş. Yani artık bırakmış olsa bile ödeme yok.
Diyor ki, “içmeseydin kardeşim, ölürsen öl, bana ne!”
Bu kadar mı ucuz bu ülkede insan hayatı?!
Sosyal güvenlik, adı üstünde, insanların çalışıp ödedikleri prim karşılığında sağlık hizmeti alma hakkı demek.
Bu nasıl bir ayrımcılık, “Sen sigara içtin, sen öl!” Öyle mi? Bu nasıl bir yaklaşım?
Ayrıca kansere yol açan tek şey sigara değil ki...
Bir sürü sebep var...
Yarın öbür gün, “Sokakta dolaşıp egzoz gazına maruz kalmasaydın, kebap yemeseydin, sebzeyi, meyveyi iyi yıkasaydın... Yok sana kanser ilacı!” da derler mi? Derler. Gördüğümüz gibi, “Ağa’nın eli tutulmuyor, artık ne ceza keserlerse...”
Sağlık alanında halk yararına getirdikleri bir sürü yeniliklerle seçim kazanmış bir AKP’nin bu noktalara gelmesi, verilen bütün hakların teker teker geri alınmaya başlaması insanı şaşırtıyor doğrusu.
“İstesek hastalardan ilaç katkı payı almayabiliriz ama ne gereği var” mealinde cümleler kuran bir Sağlık Bakanı var karşımızda... Bu da böyle bir dönem işte!
Paylaş