İşte benim yaz şarkılarım

Niye öyle tuhaf tuhaf bakıyorsunuz...

Ben de kendi çapımda bir şarkı uzmanıyım.

Sesim ve kulağım olmasa bile!

(Aynen sizi gibi...)

Acayip meraklıyım.

Yeni bir Türkçe parça mı çıktı, hemen antenlerimi uzatırım.

Nedir, ne değildir, tutar mı tutmaz mı, hoş, boş, 1 yazlık, 3 yazlık, kaç zamanlık şarkı bu...

Acilen araştırırım.

Eksik bilgim varsa tamamlarım.

Ama tatile gideceğim zaman mutlaka eksik kalırım!

Hep son dakika tatilleri olduğu için, bir yere kaçabilmek için, bir gece önce gazetede 1000 tane yedek yazı bırakmam gerektiği, sürünerek yatağa girip, kazınarak çıkarıldığım için; yanıma kaset, CD almayı mutlaka unuturum. Oysa o güzel uzuuuun yol, hele arabayla çıkılıyorsa seyahate, yaz için özel desing edilmiş Türkçe şarkılar olmadan çekilmez.

- Duralım şu benzicide?

- Ne o? Yine mi ihtiyaç molası!

- Bu defaki kaset mübayası...

- O ne demek?

- CD alacağım işte!

*

Araba yolculuğunun en güzel anlarından biri, sıra sıra kasetler önünde duruyor, sen işaret parmağın ileriye uzanmış tek tek onları denetliyorsun.

Papatya falı gibi...

Bu olur, bu olmaz...

Hızla ‘hasat’ı toparlayıp, gerisin geriye (sürücüyü fazla bekletmek iyi değildir!) arabaya dönüyorsun.

*

‘‘Tek Tek...’’

Bu yaz için benim 1 numaram.

N'apim çok sevdim.

Şarkıyı yani.

Sözleri güzel, söylemesi kolay, ritmik ve hoş. Tek hatası İbrahim Tatlıses'e ait olması! İster önyargı deyin, ister başka bir şey: Ben onu günahım kadar sevmem. Adam benim kalemim değil. Ne hayat duruşu, ne kadınları, ne hikayeleri, ne ilişkileri, ne de kendini savunma biçimi...

Yine de, üzerime vazifeymiş gibi, bir dönem onu anlamaya çalıştım. Ama ne mümkün. Zaten sonra kendime kızdım: Neden böyle beyhude bir gayretle vakit kaybediyorsun! Çok açık ki, ayrı dünyaların insanlarıyız.

Albüm kapağı için çektirdiği fotoğrafları görünce gülümsedim.

O kırmızı pabuçlar, o beyaz çoraplar...

O ne öyle!

Tren istasyonunda duruyor, arkada bir tren, yanında bir bavul...

Kendin gibi dursana.

Sen ne isen osun, imaj yapabilmen mümkün değil ki! Şiş parmağına fotoğraf için oturtulmuş o yüzüğü de görünce pes dedim.

7. şarkıya kadar bastım geçtim, bastım geçtim.

Ama işte Tek Tek'e gelince...

Albüm kapağındaki komiklikler de, şarkıcı hakkındaki olumsuz düşüncelerim de uçtu gitti. Başladım ben de onunla birlikte söylemeye:

Tek tek ağardı saçlarım bak tek tek

Tek tek damlıyor gözyaşlarım tek tek

Tek tek bıraktılar beni tek

Yapmış yapacağını. Bence bu yazın şarkısını patlatmış. Benim için tabii, size karışacak halim yok...

(Söz ve müzik Ömer Önder Güney. Mümkünse Tek Tek'i içki içerken dinleyin. Çünkü içli bir şarkı, içerken daha iyi gidiyor.)

*

Müsaade edersiniz, Kenan Doğulu'nun, ‘‘Demedi Deme’’sini de yaz şarkıları listemin 2. sırasına oturtmak istiyorum.

Müsaade etmezseniz, alır şarkımı giderim!

Ama ben biliyorum siz iyisiniz, edersiniz.

Albüme adını veren bu slow şarkıyı pek sevdim. Martini gibi bir şey. İçimi kolay, sonra ‘‘dan’’ diye vuruyor insanın kafasına.

Müziği de sözleri de...

Aşk insan olsaydı ben Çin olurdum

Sen Londra olsaydın ben yağmur olurdum

Demedi deme de bana ne dersen de

Ben sen olurdum

Yeniden hayata gelsem aklın fikrin olurdum

Demedi deme de bana ne dersen de

Aşık oldum diyorum

Arabada giderken, rüzgarda dinlemek şahane oluyor. Yanındaki adamın elini tutacaksın ama...

Bence, Kenan Doğulu hoş çocuk, eğlenceli çocuk, sahnesi iyi, çalışkan, yetenekli ama minik bir kusuru var: Kıskanç. Aslında haklı sebepleri de olabilir çünkü doğuştan star kumaşı yok onda. Sürekli ortalıkta ve üretiyor ama kazara 3 gün yok olsa ya unutulur ya çok puan kaybeder. Diye düşünüyorum. Ama Tarkan öyle mi? Uzun bir aradan sonra çıktığında bir bakıyorsun ki, şarkısı iyi olmasa bile bütün Türkiye yine onu konuşuyor. Kumaş farkı işte. Doku farkı. Biraz dedikoduya girecek ama Tarkan'a yaptığı Zeki Müren göndermesini de belden aşağı olduğu için hiç beğenmedim. Biz de eşek değiliz herhalde, Müren, bu ülkenin gelmiş geçmiş en şahane sanatçı olsa bile, yaptığı göndermeyi biz de anladık herhalde!

Tabii bütün bunlar Demedi Deme'nin iyi bir şarkı olmasını engellemiyor. Bana sorarsanız, bu yazın ikinci favori şarkısı...

(Söz ve müziği Kenan Doğulu'ya ait. Yanında katık gerekmiyor. Kuru kuru dinlenebiliyor. Özellikle açık havada, balkonda, terasta, deniz kenarında. Düşündüm de, yine de bir Martini fena olmaz aslında...)

*

Benim listemin üçüncü sırasında Ajda var.

‘‘Sen İste’’ single'ıyla Türk müzik tarihine feminist geyşa kavramını kazandıran Ajda. Feministlikten geyşalığa uzanan yolda, bir durak daha atlayan süperstar Ajda.

Ben en damardan, en yavaş olanı, 3 numaralı ‘‘Sen İste’’yi sevdim.

Zaten Ajda'yı da seviyorum.

Var mı sevmeyen?

Kolay mı o kadar yıl var olabilmek, o ya da bu şekilde hep kendinden söz ettirmek. Yok olmamak, eskimemek, nesillere hep ama hep şarkılarını dinletmek. ‘‘Sen İste’’de olağanüstü bir iş çıkarmamış belki, ama Şehrazat faktörü ve şarkının sözleri, tabii Ajda'nın da sesi bu yaza cuk oturmuş:

Sen iste, her şey çok güzel olur

Sen iste, elbet bir yol bulunur

Yeter ki iste, hiç de zor olmaz

Sen iste aşkım akan sular durur

Bir de uzlaşmacı bir şarkı ya, o da hoşuma gidiyor. Oh be. Aşk için her şekle giriliyor. Yıllar yılı ‘‘Kapı açık arkanı dön ve çık’’ dedik de ne oldu? E çok söylersen, gidiyorlar! Hem yazın huzursuzluk, kavga ve kıyamete ne gerek var? Yazın, talepleri yerine getirelim, kışın kavga ederiz. O kasvetli havalarda işimiz ne, bol bol birbirimize gireriz...

(Söz beste Şehrazat. Sevgiliyle ele ele birlikte dinlenecek şarkı. Dinle..)

*

Benim için bu yazın 4. şarkısı ise Tarkan'ın Dudu’su.

Tarkan'ca bir şarkı. Ama bir öncekine benziyor. Yani sermayeden yemiş arkadaş. Ama sermayesi o kadar geniş ki, sorun yaratmaz.

Bence mesele şu: Tarkan, Tarkan olduktan sonra beklentilerimizi o kadar yükseltti ki, biraz tereddütlü bir şey olduğunda zınk diye çakılıyoruz, ‘‘Yakıştı mı şimdi bu Tarkan'a’’ diyoruz.

Ama şunu da unutabilmem mümkün değil.

Ben Tarkan'ı binlerce kilometre uzaktaki Rio'da bir teknede çalarken duymuşum, Prag'da kartpostal satan bir büfede, Roma'da sokaklarda, Londra'da bir pub’da...

Bu da herkese nasip olabilecek, her babayiğidin altından kalkabileceği bir başarı değil. O yüzden ayağınızı denk alın, şarkıyı beğenmeyebilirsiniz ben de beğenmeyebilirim ama kimseye laf ettirtmem ona göre.

*

Tabii ki Nilüfer'in de hakkını yememek lazım.

Benim için yazın 5. şarkısı ise Nilüfer'in ‘‘Gözün Aydın’’ı.

Nilüfer için söyleyecek bir şey yok, o bir klasik.

Bir de Sertab'ın Eurovizyon şarkısı var ki, o özel kategori, ama onu da tebrik etmezsem bu yazıyı bitiremem.

Ediyorum.

İzninizle Santorini ve Mikanos'a doğru yola çıkıyorum.

Bay bay.

Ya da ‘Avdiyo’ mu demeliyim?


TOP 5


1. Tek Tek (İbrahim Tatlıses)

2. Demedi Deme (Kenan Doğulu)

3. Sen iste (Ajda)

4. Dudu (Tarkan)

5. Gözün Aydın (Nilüfer)

Özel kategori Everyway That I Can (Sertab Erener)
Yazarın Tüm Yazıları