Ayşe Arman: Gecikmiş bir fikri takip (1)







Ayşe ARMAN
Haberin Devamı

Bir sabah kendimi kötü hissederek uyandım. Birdenbire. Ulan dedim, ben ne vefasız kadınım, bir dolu kişiyle konuştum, röportaj yaptım, sonra arkamı dönüp yürüyüp gittim. Çünkü hepsi benim için birer işti. Ve iş bitmişti! Tabii ki hayat devam ediyordu, yola koyulmak gerekiyordu ama onlara nasıl sadece iş gözüyle bakardım? Bu kadar mı hıyardım! Birilerine sorular sormak ve yayımlamak beni kesiyor muydu? Bu vurup kaçmak gibi bir şeydi. Onlar, sadece bir sayfaya hapsolan soru ve cevaplardan ibaret değillerdi ki. Üstelik hayata devam eden sadece ben değildim. Peki onlar şimdi nerede, ne yapıyorlardı? Başlarında bela var mıydı? Yoksa sevinçten uçuyorlar mıydı? O röportajdan beri hayatlarında neler değişmişti? Merak ettim, peşlerine takıldım. Bulabildiklerimle gecikmiş bir fikri takip yaptım. Ve bu hafta sonunu onlara ayırdım. Yani kaçışınız yok, yarın da devam edecek. Kimbilir belki yarından da sonra...

Duygu Asena (Gazeteci-yazar)

ÖZEL HAYATIM SÜPER

On arkadaşımla birlikte Milliyet'ten atıldım. Gazetelerde yazamamak dışında hayatımda bir değişiklik yok, aynı sıkı tempo devam! Diyarbakır'dan döndüm, sırada Hatay ve Eskişehir var. Üniversite konferansları. Son kitabım baskı aşamasında, ayrıca yeni bir romana başlamak üzereyim. İtalya'dan dağdan geldim. Özel hayatım süper yani! İş hayatımda olumsuzluklar olabilir ama benim etkilenme huyum yoktur. Hiçbir olumsuzluk ruh halimi etkilemez. Çünkü ben yanlış bir şey yapmadım. Dasena@turk.net'de okurlarımla zaten ilişki içindeyim.

Mehmet Yılmaz (Milliyet Gazetesi Yayın Yönetmeni)

GÖZDE SPORUM LANGIRT

Yaptığım işi aynen yapmaya devam ediyorum. Sadece odam değişti! Ve koltuğum. O zaman Radikal'in Yayın Yönetmeni'ydim şimdi Milliyet'in. Kriz nedeniyle birçok gazeteci işsiz kaldı. Bunların bir bölümünden ben sorumlu tutuluyorum. Bir bakıma bu doğru da olabilir. Çünkü şunun ya da bunun çalışmaya devam edeceğine karar vermek bir editoryal tercihti. Ben de bu tercihi yapmak durumundaydım. Hep muhalifim demiştim, bu konuda da değişen birşey yok, hálá öyleyim! Son zamanlarda en gözde sporum langırt. Gazetedeki odama koyduk. En azından bileklerimizi geliştiriyoruz. Bu arada kızım Yasemin büyüyor, 13 oldu. Hem seviniyorum hem de çok korkuyorum.

Güler Yücel (Ressam- Ünlü şair Can Yücel'in eşi)

SİHİRBAZLIK ÖĞRENDİM

Dün köylülerle Nevruz ateşinin üzerinden atladım. Yeni bir hayata başlamak için. Sonra çağla topluyorum. Ve tabii ot. Şahane otlar var burada. Bol bol ot yemekleri yapıyorum. Bir de Toronto hikayem var. Altı ay Toronto'da kaldım. Üniversitenin workshop'larına katıldım. Çin resim sanatı öğrendim. Oğlumun evinde kaldığım odayı görmeliydin! Tam bir akademi öğrencisi gibiydim. Torunlarımdan sihirbazlık numaraları da öğrendim. Hatta gelirken bir bavul dolusu buraya getirdim. Var olanı yok etmek, yok olanı var etmek! Hayat da böyle aslında. Bunu çocuklardan öğrendim. ‘‘Can Yücel arşivi’’ projesi devam ediyor, Anıtlar Kurulu'ndan izin çıkarsa mesela hallolacak, bekliyoruz. Bu arada New York'a gittim, şairlerin arşivlerine girdim. Şimdi Datça'da yalnızım. Neyin var olduğu neyin yok olduğu belli değil şu hayatta. Gerçi Can'ın şiirleri kaldı ama soruyorum bazen kendime Can'la didişen, sevişen ben miydim? Kendime döndüm.

Rauf Tamer (Sabah Gazetesi eski yazarı)

MAKALELER KAFAMDA

O röportaj üzerinden üç ay geçti. Neler mi yapıyorum? Bol bol müzik dinliyorum. Sonra, sporla ilgiliyim. Özellikle Beşiktaş! Bu benim hayatımdaki ilk tatilim. Bence hak da ettim! Yazı yazmamak bir boşluk doğurmuyor. Yazıyorum çünkü. Her gün kafamın içinde birkaç makale yazıyorum. Sadece kağıda dökmüyorum. Ama hiç farketmiyor. İç siyasete kafa yoruyorum. Muhtemel oluşumlar, kuvetli ihtimaller, kaçınılmaz yapılanlamalar, engellenmesi imkansız yeni ufuklar üzerine düşünüyorum. Seninki nasıl fikri takipse benimki de zikri takip!

Gülay Çiçek (Gülden Kale Düştü romanının kahramanı)

SÜMSÜK BİR KADINMIŞIM

Evliyken hayatıma başka birinin girmesi hataydı. Kendime de Ahmet'e de bunu yapmamalıydım. Ama oldu. İşin boşanma kısmına gelince, en doğru karardı! Neden mi? Bana çok şey kazandırdı. Eski Gülay, korkak, zayıf, sümsük bir kadınmış, şimdi fark ediyorum. Bu evlilik devam etseydi, yaş yanıp gidecekmişim! Kendimi bile tanımadan. Pek çok insan, statüko meraklısı şu hayatta. Aile, düzen, ev, araba çok önemli zannediyorlar. Tüm bunlardan vazgeçince kendi içimde başka bir kadının yaşadığını gördüm. Zannettiğimden güçlüymüşüm. İntiharı bile düşünecek yapıda biri zannederken kendimi, bir baktım ki hayata hiç olmadığı kadar bağlıyım. Marmaris'te yaşıyorum. Tekrar çalışmaya başladım. Kitaptan sonra tavır alan insanlarla mücadele ediyorum. Ama umrumda değil! Ben bu yeni Gülay'ı çok seviyorum. Bir de sevgilim var.Hiçbir şeyin standarta vurulamayacağını öğrendim. Birbirine benzeyen insanlar iyi anlaşır zannederdim, öyle değilmiş. Sevgilim ne Ahmet kadar kitap okuyor ne de yazıp çiziyor. Ama ondan aldığım hazları hayatım boyunca kimseden almadım. Varsın kitap okumasın, ben okuyorum ya!

Ahmet Karcılılar (Gülden Kale Düştü kitabının yazarı)

BEN OLMASAM DA OLUR

O zaman nasılsam şimdi de öyleyim. Hayatımda hiçbir değişiklik yok. Yaptığım tek şey okumak ve birşeyler yazmaya çalışmak. Kitabım ne kadar satmış, o bile umrumda değil. Yayınevini bile aramıyorum. Tek başıma yaşıyorum. Daha bir kendime döndüm. Ben olmasam da olur diye düşündüğüm çok oluyor. Söyleyecek başka bir şeyim yok, olduğunda yazıyorum zaten.

Ufuk Güldemir (Haberturk'ün sahibi ve yayın yönetmeni)

BEN AŞIK OLDUM

İki çok iyi giden şey var hayatımda. Birincisi haberturk. 19 Temmuz'da 4 bin kişiyle kapattığımız habertürk'e şu anda ortalama 175 bin kişi giriyor. Pek çok insan, yazılamayan haberleri bizim siteden takip ediyor. E hoşuma gidiyor tabii. Vera'nın ölümünden MİT müsteşar muavini Niktat Alpay'ın görevden ayrılışına kadar birçok haberde öncülük yaptık. Bu tabii bir haberci olarak bana gurur veriyor. Bu yetenek nem gibidir, zaten. Duvar da örülse sızar! İkinci iyi şey de özel hayatım. Ben aşık oldum!

Soydan Anıl (İnternet jigololarının lideri)

VALLAHİ KRİZ BİZE YARADI

Geniş kitlelere ulaştık. Haberden sonra sitemiz imha edilmedi. İnterjigolo. com hálá 24 saat yayında. Bazen yenileniyor, o kadar. Kriz de pek etkilemedi bizi. Hatta yaradı diyebilirim. Bu ekonomik buhranda insanlar rahatlamak istiyor. Özellikle Bayram tatilinde çok iş aldık. Günde 23, 24 müşteri. Taleplere yetişmeye çalışıyoruz. İstanbul, İzmir, Ankara hálá en ağırlıklı şehirler. Yasal zorluklar yok. Yeni bir yasa çıkmadı biliyorsunuz. Sadece tipini beğenmeyip aramıza almadığımız kişiler, intikam amacıyla sitemizi sabote etmek istiyor.

<><İzİnİ b="" kaybettİrenler<="">

Kumkapı Davası'nın kahramanı Zeynep Uludağ'ı. Barış Manço'nun sevgilisi olduğunu iddia eden Sevil Demir. Müslüm Gündüz mağduru Fadime Şahin. Karnındaki çocuğu satmak isteyen Hande Aksoy. Şişman olduğu için işten atılan Berrin Yavuzlar ve diğerleri. Bana ulaşırlarsa (denedim, beceremedim) seve seve hayatlarındaki değişiklikleri sizlere iletirim.

YARIN: Mehmet Ağar, Orhan Pamuk, Murathan Mungan, Lale Manço, Gülten Kaya, Makbel Oytay, Can Tanrıyar...

Yazarın Tüm Yazıları