Engelli-engelsiz herkese hizmet

Bennur Karaburun, müthiş bir azim örneği. Başına bir felaket geliyor ama o, kimsenin ona acımasına izin vermeden üstesinden geliyor, hayatı kaldığı yerden devam ediyor.

Haberin Devamı

İki üniversite bitirmiş, şimdi de üçüncüsünü okuyor. AK Parti, Bursa 9. sıra adayı. Kendisine şans diliyorum...

Sizi tanıyalım...
- Ben Bennur Karaburun. Uludağ Üniversitesi Tekstil Bölümü mezunuyum. Bir trafik kazası geçirdim ve boynumdan aşağısı felç oldu. Zor zamanlar geçirdim, fakat kök hücre ameliyatı olduktan sonra tekerlekli sandalyeye geçtim. Artık oturabiliyorum. Azimli bir insanım, pes etmeyi sevmem. Hayata da bağlıyım.
Kazadan sonra da eğitiminize devam etmişsiniz...
- Evet, Eskişehir Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni bitirdim. Şimdi de yine Eskişehir Anadolu Üniversitesi Sosyal Hizmetler son sınıfta okumaktayım. Donanımlı bir CV’ye sahip olduğumu söyleyebilirim. AK Parti de bu konuda tüm adayları titizlikle inceliyor. Ve Rabbim nasip etti ki, 9’uncu sıradan aday oldum...
Sizi tebrik ediyorum. Neden Meclis’te olmak istiyorsunuz?
- Milletime hizmet etmek istediğim için. Hizmet odaklı bir parti. olduğu için de AK Parti’yi seçtim.
1996’da yaşadığınız kazadan sonra ne durumdaydınız?
- 5.5 ay boğazım delinmiş bir şekilde solunum cihazına bağlı kalarak yaşam mücadelesi verdim.
Çok fenaymış... Kaza nerede, nasıl oldu?
- Bursa’nın içinde Çatalfırın mevkisinde bulunan bir köprüden arabayla aşağı uçtum. Yağış başlamıştı, viraja hızlı girdim ve araç kaymaya başladı. Direksiyonu toparlamaya çalıştım ama kontrolden çıkmıştı. Bariyerleri parçalayarak aşağıya uçtum. Boynumdan aşağısı felç!
Siz, 23 yaşına kadar sıkı bir yüzücüsünüz. Sutopunda, üst üste üç yıl gol kraliçesi olmuşsunuz. Birdenbire boynunuzdan aşağısının tutmaması nasıl bir duygu?
- Felaket.

Engelli-engelsiz herkese hizmet

ÖLMEK İSTEDİM
Hayatınızın o dönemini nasıl geçirdiniz? Kendinizi yeniden hayata sarılmaya nasıl ikna ettiniz?
- 5.5 ay yoğun bakımda, “Rabbim n’olur beni buradan kurtar!” diye yalvardım. Hatta bir gün annem başımda çok ağlamıştı. “Bennur kızım, gayret et kurtul artık bu makinelerden!” diye. Aynı gün hemşirelerden biri, “Eğer boğazına giden bu hortumlar çıkarsa ölürsün!” dedi. Ben de, “Annem her gün ağlayacağına bir gün ağlar!” diye düşünerek gecenin bir vakti, hemşirelerin yanımda olmadığı bir zamanda, boğazımı kıpırdatarak, sağ kolumun yardımıyla -sağ kolum biraz kıpırdıyordu- boğazıma giden hortumları çıkarttım. Ve ölümü beklemeye başladım. Ama makinelerin alarm vereceğini hesaba katmamıştım. Tüm ışıklar yandı, doktorlar ve hemşireler koşuşturmaya başladı. Sadece sesleri duyuyordum ama artık göremez olmaya başlamıştım ve “Herhalde ölüm böyle bir şey! Galiba ölüyorum!” diye düşündüm.
Sonra?
- Sonrası yok! Gözlerimi açtığımda aynı yerdeydim. “İnsan ölünce kaldığı yerden mi devam ediyor acaba?” diye düşünmeye başlamıştım ki, bir hemşire “Dün gece bizi çok korkuttunuz!” diyene kadar. İşte o zaman anladım ki Allah-u Teala istemezse, siz isteseniz dahi ölemiyorsunuz! Rabbimin bana idrak ettirdiği çok önemli bir husustu bu. Anladım ki, hiçbir acı sonsuza dek sürmeyecek. Öyle ya da böyle yoğun bakımdan çıkağım. Ama ölerek ama yaşayarak... Bu bir sabır imtihanı. Acılar içinde de olsa beklemeyi öğrendim. Ve sonunda çıktım! Ben isyankâr bir kul olabilirdim. Elhamdülillah hiç isyan etmedim. Rabbim ettirmesin... Şimdi sorarım size, Allah inancı olmayan bir insan bunlara dayanabilir miydi?
Sağlık sorunlarını nasıl aştınız?
- 90’ların sonra kâbus yıllarıydı SSK’lılar için. Kazadan sonra AK Parti, hükümetin başına geçinceye kadar o 7 sene boyunca neler çektiğimizi bir biz biliriz, bir de Allah... İlaç kuyrukları, doktor kuyrukları... Ailemin gayretli mücadelesi olmasaydı herhalde bugünleri göremezdim. AK Parti’yle birlikte sağlık sektöründe inanılmaz gelişmeler oldu. Sadece sağlık sektörü mü? Hayır! Eğitim, sosyal haklar, reformlar, yenilikler, ileri bir dünya görüşü, uluslararası platformlarda itibar kazanmamız, gerçekten güçlü bir Türkiye olduğumuzu dış mihraklara göstermiş olmamız... Say say bitmez!

Haberin Devamı

Neden ülkemizde bir kök hücre merkezi açılmasın?

Haberin Devamı

Milletvekili olma şansını yakaladığınız için en çok neden seviniyorsunuz?
- Benimle aynı acıları çeken insanların Meclis’te sesi olmak istiyorum. Ama engelli-engelsiz, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkese hizmet etmek istiyorum. Ben AK Parti hükümetinin yenilikçi, hizmet odaklı bir parti olduğuna inanıyorum. Kök hücre sayesinde, ben daha rahat oturmaya başladım. Öncelikle, var olan kök hücre çalışmalarına hız kazandırmak istiyorum.
Ben boyundan aşağı felcin geri dönüşü yok zannediyordum. Sizin geçirdiğiniz kök hücre ameliyatı, kök hücre sayesinde, tekerlekli sandalyelilerin yürüyebileceği anlamına da geliyor mu?
- Bence geliyor. Evet, “Geri dönüşü yok!” deniyordu. Fakat ben, kök hücre ameliyatı olmuş biri olarak ameliyat sonrası geri kazanımlarımın olduğunun canlı kanıtıyım. Bence kök hücre, tekerlekli sandalyeye mahkûm olanların yürüyebileceği anlamına geliyor. En azından bir umuttur.
Şu an ne durumdasınız?
- Allah’a şükür iyiyim. 2006’dan sonra yüzmeye başladım. Tabii ki eskisi gibi yüzemiyorum. Ama yüzmek, nerdeyse yürümek kadar değerli benim için. Yürürken nasıl kendi başınıza özgürce hareket edebiliyorsanız, ben de havuzda kendimi öyle özgür hissediyorum...
Kök hücre çalışmalarının önünde engel var mı?
- Birçok ülkede yapılmasına rağmen, dünya literatürlerinde kabul görmüş bir ameliyat olmamasından dolayı bir çıkmazdayız. Allah’ın izniyle bunun da aşılacağına inanıyorum. Neden bizim ülkemizde bir kök hücre merkezi açılmasın? Türkiye neden sağlık turizminin merkezi olmasın?

Bizler dinimizden mi uzaklaştırılıyoruz?

Bu ülkede kadınların yaşadığı tecavüzler ve cinayetler hakkındaki ne düşünüyorsunuz?
- “Cennet, anaların ayakları altındadır!” demek istiyorum, başka da bir şey söylemesem yeridir. Şiddet eğilimli tüm insanların Allah’tan korkması gerekmez mi? Burada şu soru geliyor aklıma: Acaba bizler dinimizden çok mu uzaklaştırılıyoruz?

Tecavüzcülerin indirim almalarını engellemek için sonuna kadar çalışacağım

Siz tecavüzcülerin, kadın katillerinin mahkemelerde eften püften sebeplerle indirim almalarını engellemek için çalışacak mısınız?

- Sonuna kadar evet! Düşünün, Özgecanımızı. Rabbim rahmet eylesin ve ailesine de sabırlar versin. Katilini düşünün, birinci dereceden yakınları bile idamını istedi. Böyle hasta ruhlu insanların başka insanlara da zarar verebileceğini düşünerek aramızda elini kolunu sallayarak dolaşmalarına izin vermemeliyiz. Kaldı ki Özgecanımızın katilleri de ömür boyu hapis cezası aldı...

Yazarın Tüm Yazıları