Diş konusunda dişe dokunur sohbet

Diş ve diş eti enfeksiyonlarının, şeker ve kalp-damar hastalıklarına yol açabileceğini biliyor muydunuz?

Haberin Devamı

Diş hekimi Gökhan Yüksel, bir idealist. Kendisini bir davaya adamış durumda. Ağız ve diş sağlığı konusunda halkı bilinçlendirmek ve bu konuda devleti kampanyalar düzenlemeye teşvik etmek davasına...

Diş konusunda dişe dokunur sohbet
Ne yazık ki Türkiye’de eskiye oranla bir gelişme olmasına rağmen, bilinç düzeyi hala yetersiz. En önemlisi de bu meselenin genel sağlık için ne kadar önemli olduğu bilinmiyor. Gökhan Yüksel de, her fırsatta bu bilincin gelişmesi için uğraşıyor, bize neler yapılması gerektiğini anlatıyor.
Aynı zamanda ilginç bir kişilik. Boş zamanlarında sahafları geziyor, Osmanlıca kurslarına gidiyor. Karşılaştırmalı tarih ve felsefe kitapları okumayı seviyor. Ayrıca Yeniçeriler ve Tapınak Şövalyeleri üzerine yazdığı incelemesini, ilk fırsatta kitap haline getirmeyi hedefliyor. Şahane bir adam, bir tek defosu var, o da Galatasaraylı olması!!! 

DENTISTANBUL / FOTOGALERİ
 
Diş konusunda dişe dokunur şeyler sormak istiyorum! Ülke olarak ne vaziyetteyiz?
- 90’lardan önce, bir kişi 4 yıl boyunca aynı diş fırçası kullanıyordu...
Aaaa çok fenaymış!
- 2000’li yılların başında, 3 yıl boyunca aynı fırçayı kullanmaya başladı...
Gelişme kaydettik yani!
- Evet.
Şimdi?
- Şimdi 3 yıl içinde 2 fırça kullanılıyoruz.
Doğrusunun ne olması lazım?
- Üç ayda bir değiştirmemiz gerekiyor.
Sınıfta kaldık yani ağız ve diş sağlığı konusunda...
- Epeyce bir mesafe kat etmemize rağmen hala gerilerdeyiz. Yıllık, kişi başına diş macunu kullanım oranı bizde 120- 130 gr.
Yani...
- Bir diş macunu tüpünü getirin gözünüzün önüne, bir yılda ancak yarısını kadar kullanıyoruz. Düzenli olarak dişlerini fırçaladıklarını söyleyenlerin, oranı da yüzde 25 bile değil.
Gelişmiş halimiz buysa, yandık desenize!
- Tüm bunların sebebi şu: Devletin, ağız ve diş sağlığı politikası yok.
Olan ülkeler var mı?
- Olmaz mı? Mesela İsveç, Norveç gibi Kuzey ülkelerinde; devlet, çocukların ağız ve diş sağlığı konusunda gereken bütün tedavilerini ücretsiz karşılıyor. Bu da tabii ki bilinçlenme getiriyor. O çocuklar, çürüklerin ve diş eti enfeksiyonlarının bakteri plağı yüzünden kaynaklandığını gayet iyi öğrenmiş oluyorlar. O bakteri plağını ortadan kaldırabilmem için dişlerin düzenli fırçalanması gerektiğini de biliyorlar.
Ağzımızda ne tür bakteriler var?
-  Oooooooo! 350’den fazla tür bakteri söz konusu. Eğer gıda artıklarını temizlemezsek, o bakteriler, o gıdaları kullanarak, diş çürüklerine ve diş eti enfeksiyonlarına yol açıyorlar. Diş eti enfeksiyonları son derece sinsi başlar, hafif hafif önce kırmızılık, dişleri fırçalarken kanama, sonra ilerler. Biz bugün biliyoruz ki, dişi eti enfeksiyonlarıyla diyabet ve kalp damar hastalıkları arasında bağlantı var. Etrafınızda kalp krizi geçirmiş veya kalp rahatsızlığı olan insanların ağzına bakın, muhakkak diş enfeksiyonu problemleri vardır. 2010 yılında Amerikalı kardiyologlar ve periodentologlar ortak bir rapor yayınlayıp, kalp hastalığıyla diş enfeksiyonu arasındaki ilişkiye dikkat çektiler.
Siz de bunu Türkiye’de mi yapmak istiyorsunuz...
- Evet amacım o. Her yerde sağlık köşesi var. Ama bu sağlık köşeleri, yoğun olarak genel tıpla ilgili. Nedense ağız ve diş sağlığını ihmal ediliyor. Genel tıpla bağlantısı bilinmiyor. Diyabet sayısında çok artış var. Diş enfeksiyonu olan bir hastanın diyabetini kontrol edebilmek çok zorlaşır. İkisi birbirini tetikliyor. İnsanlar çocuk yaştan itibaren bu konuda bilinçlenmeli ki gereğini yapabilsinler. Ben de her fırsatta insanları bilinçlendirmeye çalışıyorum.
Yapılması gereken nedir? Sabah uyanınca ilk iş, dişlerimizi fırçalamak mı?
- Akşam yatmadan önce ve sabah kahvaltıdan sonra fırçalamak.
Diş ipi peki?
- Faydalı ama abartmaya gerek yok. Diş ipi, diş eti problemleri olanlar için zorunluluk. Olmayanlar için haftada birkaç kere yapılması iyi olacak bir şey. Ortada bir “cep” varsa, orayı temizlemek için kullanmak lazım. Bir de o ipi, kullanmayı bilmediğimiz zaman, diş etimizi yaralıyoruz. Türkiye’de insanlar hala estetik kaygılarla, dişlerine özen gösteriyor. Ayrıca yüzbinlerce insan, hala misvak kullanıyor. Misvak, peygamberin dişlerini temizlemek için kullandığı kullandığı bir bitki.
Diş bakımı konusunda erkekler ve kadınlar arasında bir yaklaşım farkı var mı?
- Var. Kadınlar daha fazla özen gösteriyor. Bunda da estetik kaygılar öne çıkıyor. Mesela beyazlatmaların yüzde 100’nü neredeye kadınlara yapıyoruz.

Diş konusunda dişe dokunur sohbet

Çocuklarımızın dişlerinin düzgün yerleşmesi için ortodontik gelişmeler ne alemde. Sanki daha fazla çocuk diş teli kullanıyor gibi geliyor bana...
- Doğru, böyle bir farkındalık da gelişti. Şehirli insanlar çocukların dişlerinin çarpık olmasını istemiyor. Bir de eskiden, “Aaa tel takıyor!” diye çocuklar aşağılanıyordu, şimdi tel havalı bir şey olarak algılanıyor.
Siz, devletin ağız ve diş sağlığına yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Genel sağlık hizmetlerini, özel hastanelerden satın alıyor ama ağız ve diş sağlığını almıyor. Bu da bir ikinci üvey evlat durumu. Diyabetli hastaya bakıyorsunuz ama siz, o diyabete neden olan diş enfeksiyonlarına ciddiye almıyorsunuz. Böyle bir gerçek var.
Diş bakımı pahalı bir şey mi?
- Diş bakımı dediğiniz, 6 ayda bir yapılacak genel kontrol. Röntgeniniz çekiliyor, diş etleriniz kontrol ediliyor, gerekiyorsa diş taşı temizliğiniz yapılıyor ve dişleriniz cilalanıyor. Budur. 6 ayda bir yaptırdığınızda sizi maliyeti 150-200 lira.
Peki neden diş bakımına daha çok varlıklı insanlar itibar ediyor...
- Buradaki konu zenginlik-yoksulluktan ziyade, bilinçsizlik. “Dişlerini fırçalamazsam, diş etlerim iltihaplanır, enfeksiyon oluşur,  bu da şeker ve kalp damar hastalıklarının hazırlayıcısı olabilir.” Bunu bilse dişlerine fırçalayacak ama bilmiyorum. Dişlerin genel sağlık içinde ne kadar önemli olduğunu bilmiyor.
Başka açılardan da önemli. Sevgili bulamazsın! Kim dişleri çürük, ağzı kötü kokan biriyle öpüşmek ister?
- Bravo! Bunlar da ilişki boyutundaki problemler.
Bir de ağız kokusu konusu var...
- Ağız kokularını kaynağının yüzde 80’i de periodental problemler. Yani yine diş eti ve ağız içindeki cepler. Oraya besin artıkları girer ve temizlenmezse kokar. Kokan da sülfür bileşikleri. Bütün gece ağız kapalı, bakteriler çalışıyorlar, kalan besin artıkların çok güzel işliyorlar ve sülfür çıkarıyorlar havaya. Ağız kokusunun, yüzde 80’i ağız, yüzde 10-15’i mide, yüzde 5’i de kulak burun boğaz yani sinüzit kaynaklı.
İnsanın karşısındakine ağzının koktuğunu söylemesi kırıcı bir davranış mı?
 - Çok zor bunu söyleyebilmek. Ama biliyoruz ki, ilişkilerde büyük sıkıntılar yaratıyor. Şöyle hikayeler var, “Karımla çok fazla birlikte olmak istemiyorum, öpüşmek gerekiyor ve ağzı kokuyor” diye gelen adamlar var. “Niye söylemiyorsunuz?” diyorum, “Alınır, kırılır, onun için ben size eşimi getireceğim, siz lütfen bu konuyu açmadan probleme sebep olarak şeyin bulun ve halledin” diyorlar. Sonuçta, ağız kokusu dediğimiz hikaye, günlük hayatımızı etkiliyor. Bazen o kadar yoğun olur  ki bir metre uzaktan bile alırsınız o kokuyu.
Ağız kokusuna karşı ne tür bir tedavi uyguluyorsunuz? Diş temizliği yapmak yetiyor mu?
- Yetmediği oluyor. Hastanın “cep”leri varsa, periodontel işlemler var, küretaj yapılyor, ameliyat yapılıyor, o “cep”ler temizleniyor.
İdeal olan kaç dakika fırçalamak?
- Üç.
Elektrikli diş fırçası iyi bir şey mi?
- Biz genelde çocuklara ve engellilere öneriyoruz. “Hangisi daha fazla bakteriyi yok ediyor?” derseniz, hiç tartışmasız manuel olan fırçalar. Elektrikli diş fırçasında bir de şöyle bir tembellik oluyor, nasıl olsa o yapıyor...
Ağız gargaraları...
- Kesinlikle yaralı. Bakteri plağının oluşumunu geciktiriyor. Diş etlerine de faydası var, enflamasyonu azaltıyor. Ama çok da abartmamak lazım. Ve kısa süreli kullanmakta fayda var...

Yazarın Tüm Yazıları