Paylaş
Hem bizim hem de çocuklarımız için bu konuda mücadele etmekten vazgeçmemek gerekiyor. Gerekirse temcit pilavı gibi 30 kere yazmak gerekiyor! Çünkü bu ülkede kadınlar ziyan oluyor! Bugün Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü. Kadın Federasyonu Başkanı Canan Güllü’yle konuşuyoruz...
25 Kasım neden önemli?
-Çünkü tüm dünyada kadınlara uygulanan baskılara, zulme karşı evrensel bir anma, bir hatırlama. “Kadın sus! Susmazsan...” diye devam eden ve farklı yöntemlerin uygulanabileceği bir şiddet skalasıyla mücadele etmemiz gerektiğini tescil eden bir tarih. 25 Kasım, kadın hareketine zalimin tavrını hatırlatıyor!
Siz, Kadın Federasyonları Derneği Başkanı olarak sürekli sahadasınız. Gözlemleriniz çok değerli. Yıllar içinde bu ülkede kadınların kazanımları ne kadar geriye düştü?
-Bu soruya, ben direkt “1900’lerin başlarına kadar geriledi” diyorum. Bazıları, “Amma yaptın Canan!” diyor. Hayır, öyle! Biz hep alandayız. Bu nedenle, değişimin yakın tanıklarıyız. Pek çok il, ilçe, köy geziyoruz. Baskı, eğitimden uzaklaşma, erken yaşta evlilik, cinsel taciz ve tecavüzde gerçekten büyük artış var. Bir önceki gidişinize göre bile farkı hissedebiliyorsunuz. Daha içine kapanan bir toplum olduk...
Bir başka meselemiz de “Tahrik ve iyi hal indirimi”. Sebeplerini sıralar mısınız?
-Aklıma gelenleri hemen sıralayalım: “Tecavüz sırasında bağırdığını duyan olmamış, bağırsaydı!” Özgecan cinayeti sonrası Bakan Ayşenur İslam, “Çığlık atmayı öğretin çocuklarınıza!” demişti. “12 yaşında ama rızası dahlinde olmuştur!” Oysa BM, 18 yaşa kadar herkesi çocuk olarak tanımlar. “Çok sık banyo yapıyordu, şüphelendim beni aldatmasından!”, “Benden izinsiz çarşıya gitmişti!”, “Zaten bakire değildi!”, “Tecavüz yarım kaldığı için...”, “Kırmızı mont, elbise tahrik etmiş!”, “Saygın duruşu var! Takım elbisesi, duruşma boyunca efendiliğini yansıtmış!” “Kırmızı ruj sürmüştü...”, “Tayt giymişti...”, “Saçlarını dalgalandırıp cilve yaparak tahrik etmişti...”
Artık bunlar şaka gibi!
-Ama işte bu ülkenin gerçeği bu! Gülünç olan, bu yukarıda sayılan nedenlerden dolayı faillerin ceza indirimi alması. “Kırmızı ruj sürmüştü, tahrik olmuştum!” cümlesinde indirime sebep olacak mantığı çözemiyorum ben. Sanırım kadın olmamdan! Bir önceki TBMM şiddet komisyonunda da bu konu gündeme gelmişti. Ben de karşımdaki sayın vekile, “Kravatınız beni tahrik ediyor!” dedim, “Nasıl yani?” gibi bir bakış fırlattı. Takım elbise, kravat, kadınlar için geçerli olmayan ama erkeklere indirim sağlayan bir can simidi...
Peki tahrik ve iyi hal indirimlerinin kaldırılması konusunda herkes hem fikir mi?
-Yok hayır, farklı görüşler var. Bir, “Toptan kaldırılsın diyenler!” var, bir de bizim gibi, “Elden geçirilip düzenlensin!” diyenler. Biz, “Cezalarımız yeterli ama elden geçirilip kamu vicdanını yaralayan konumdan çıkarılsın!” diyoruz.
Bu yıl hukuk indiriminde moda renk ne, tarz ne?
-Kırmızı çünkü tahrikte çok başarılı! Tarz ise takım elbise ve kravat! Briyantinli saç ve boyalı ayakkabı ise yakıyor, gelsin indirimlerin âlâsı!
ACİL YARDIM HATTI
Biz Acil Yardım Hattı işletiyoruz. Hürriyet gazetesinden devraldık. Telefonu 0212 656 96 96. Buraya, taciz, tecavüz ve mobbing için ciddi müracaatlar geliyor. Artık insanlar saklamıyor ve hukuki yardım için arıyor.
Erkeğe var... Nevin’e yok...
Tecavüze uğrayan kadın çocuğunu doğursun mu doğurmasın mı tartışması yaşadık... Nevin’in başına gelen rezalet neydi?
-Nevin, silah zoruyla birçok kez tecavüze uğradı, Nurettin Gider tarafından. Bu tecavüzler sonucu hamile kaldı. Eşi, şehir dışında yaşıyordu, 2 çocuğu vardı. Hamileliğini sonlandırmak için hastaneye gittiğinde, “koca şerhi” istendi. Kürtaj yapılmadı. Toplumun ahlak anlayışı Nevin’i yargıladı. 29 Ağustos 2012’de baskılara dayanamadı, tecavüzcüsünü öldürüp, kestiği başını, bir çuvalla köy kahvesinin önüne attı. Aslında o, kirletilen namusunu temizledi!
Ama haksız tahrik indirimini ve iyi hal indirimini alamadı!
-Tam tersine müebbet hapis aldı! Tecavüz sonucu hamile kaldığı çocuğun kürtajı da gerçekleşmedi. Birçok üst akıl, “Kadınlar, tecavüz çocuklarını doğursunlar, devlet bakar!” dedi.
DEVLETİN AYIBI
Siz, Nevin’in tecavüz çocuğunu doğurmasına ne diyorsunuz?
- Ne diyeceğim? Öncelikle toplumun ayıbı! Tecavüze sessiz kalan köy, hamilelikte baskı uyguladı. Bu, olacak şey mi? Nevin kürtaja gitti, hastane de yapmayınca, dayanamadı öldürdü adamı. Toplumdan sonra devlet, en büyük ayıbı yaptı. Kararı, kadıncağıza bırakmadı, kürtajı engelledi. Ve tecavüz mağduru anne, ömür boyu yüzüne baktıkça hatırlayacağı, acıyla kucaklayacağı evladını doğurmak zorunda kaldı. Bundan daha felaket, daha korkunç, daha acı bir şey olabilir mi?
Peki bu kadın niye müebbet aldı?
-İşte onu biz de anlamıyoruz! Kendisine tecavüz edeni, ağır tahrik altında öldürmüş. Ama planlayıp öldürmüş gibi ceza aldı.
Erkekler çoğu vakada, haksız tahrik ve iyi hal indirimi alırken Nevin niye alamadı?
-Onu mahkemeye sormak lazım. Neden hem tecavüze uğraması haklı tahrik sayılmıyor...
Paylaş