Çocuk taciz ve tecavüzünde yüzde 400 artış

Konuğum milletvekili Aylin Nazlıaka. Bu toplumda annelik yüceltilirken, diğer bir taraftan çocuk taciz ve tecavüzlerinde son beş yılda, yaklaşık yüzde 400 artış olması, kimsenin üzerine basıp geçebileceği bir gerçek değil... Herkes, bütün kadınlar, bütün anneler bunun üzerine düşünmeli ve sesini yükseltmeli...

Geçtiğimiz günlerde Nurettin Yıldız hakkında suç duyurusunda bulundunuz...
- Evet. Konuşmasının tümünü internetten izleyince sabaha kadar uyuyamadım. “Türkiye nereye gidiyor?” dedim. Bu karanlık zihniyetler, her gün kadınları ve çocukları esir alan açıklamalar yapıyorlar. Sabah da ilk iş, avukatımı aradım. Sonra da sosyal medya üzerinden ertesi gün suç duyurusunda bulunacağımızı, isteyen herkesin örnek dilekçeyle, bireysel tepkisini ortaya koyabileceğini yazdım...

Katılım nasıldı?
- Müthiş! Hem o gün hem de sonrasındaki günlerde gelen tepkiye inanamadım. İnsan hakları dernekleri, kadın örgütleri, çocuk sivil toplum kuruluşları ve duruma isyan eden vatandaşlarımız adliyenin önünde bizi bekliyordu. Barolar Birliği ve diğer derneklerin de suç duyurusunda bulunmasıyla olay iyice yaygınlaştı. Suç duyurumuzu takip eden dördüncü gün Bakan, “Bu kişiyi toplumun tükürükle boğması lazım!” açıklamasını yapmak zorunda kaldı.

O zaman toplu muhalefet işe yarıyor!
- Hem de nasıl! Bu suç duyurusu süreciyle, toplumsal muhalefetin ne kadar önemli olduğunu bir kere daha gördük. Muhalefet partileri üzerine düşeni yapsa da STK’lar, barolar, üniversiteler ve halk tepki göstermezse, yanlışı düzeltmek çok zor. Parlamento çalışmalarını önemsiyorum ama ne kadar yapıcı kanun teklifleri verirseniz verin, kürsüde ne kadar etkili konuşmalar yaparsanız yapın, günün sonunda parmak çoğunluğuyla yapılan oylama belirleyici oluyor. AKP tam da bu nedenle, örgütlenmeyi kontrol altına almak, sadece kendi görüşlerini üretip yaygınlaştıracak STK’ları var etmek istiyor. Bana göre bu dava kazanılmıştır. Önümüzdeki davalara bakacağız şimdi.

SİZCE BU BİR TESADÜF MÜ?

Siyasi iktidarın, “Hamile kadınlar sokağa çıkmasın, kadınlar çalışmasın” diyen İnançer’lere, “Kadın spiker ekranda olmasın, 6 yaşındaki çocukla evlenilebilinir” diyen Nurettin Yıldız’lara ihtiyacı var. Bu kişiler, dini kullanarak görüşlerini meşrulaştırırken, toplumsal baskının ve şiddetin kadınlar ve çocuklar üzerinde artmasına da neden oluyorlar. Sizce bu bir tesadüf mü, Türkiye’de çocuklara karşı cinsel saldırı, taciz, tecavüz davalarında 2008’den 2013’e kadar yaklaşık yüzde 400 artış var.

SEÇİMLERİ KADINLARIN MÜCADELESİYLE KAYBEDECEKLER

Bu seçimi de AK Parti kazanırsa kadınların durumu ne olur?
- AKP bu seçimleri kadınların mücadelesiyle kaybedecek. Aksini düşünmek bile istemiyorum. AKP’nin en önemli gündem maddelerinden biri kadınları baskı altına almak. İlk günden itibaren tüm politikaları bu yönde. Haklarımız için, özgürlüklerimiz için hep birlikte mücadele etmek zorundayız.

Siz bütün kadınların kız kardeş olabileceğine inanıyor musunuz?
- İnanıyorum. Sadece inanmakla yetinmiyorum, bir arada olabilmemiz için mücadele de ediyorum. Kadınları yok sayan zihniyete karşı kazanmak için başka çıkış yolumuz yok. Bizi ayrıştırmalarına izin vermemeliyiz. Bir araya gelelim, özeleştirilerimizi, eleştirilerimizi yapalım. Ama ağaçlara bakarken ormanı göremez hale gelmeyelim. Türkiye’de kadınlar ölüyor, tecavüze uğruyor, erkekler kadınların bedenleri üzerinde hak iddia ederek siyaset yapıyor. Ortak yönümüz kadın olmak, başörtülü olup olmadığımız bu zihniyetin umurunda mı sanıyorsunuz?

BİZE ‘CUMHURİYET ARTIKLARI’ DİYORLAR

2023 diye bir hedef var. “2023’te bu iş bitmiş olacak!” deniyor. Kastedilen ne?
- 2023, Cumhuriyet’in 100. yılı, Cumhuriyet ile kavgalı olanların değil. Cumhuriyet’i değersizleştirme çabası geleceğimizi zedeliyor. Seçim yaklaştı ya, bazı AKP milletvekilleri tekrar listede yer alabilmek için ne yapacaklarını şaşırdılar. Biri “90 yıllık reklam arası” der, diğeri, Mehmet Metiner, CHP’li kadınlara “Cumhuriyet artıkları” der. Bulundukları makamı, böyle konuşabilmeyi bile Cumhuriyet’e borçlu olduklarının farkında değiller!

BU SÖYLEMLERLE KADIN CİNAYETLERİ DE ÇOCUK İSTİSMARLARI DA ARTIYOR

Sizce kadın ve çocuk karşıtı bu söylemlere nasıl bir tavır almalı?
- Toplumsal muhalefetle siyasal muhalefet birleşip bu karanlık zihniyetleri susturmalı. Bazıları bu tip açıklamalar için “gündem değiştirme” diyor. Belki onlar bu açıklamaların etkilerini gündelik hayatlarında birebir yaşamıyorlar, ama bu ülkede binlerce kadın ve çocuk, yaratılan baskının bedelini canları ve bedenleriyle ödemek zorunda kalıyor. Bu söylemlerle, artan kadın cinayetlerinin ve çocuk istismarlarının artması arasında doğrudan bir ilişki olduğunu artık herkes görmek zorunda!

SİZE BABA DİYEBİLİR MİYİM?

Türkiye’de çocuğun durumu ne?
- Küçük kız çocuklarının zorla evlendirilmeleri, dolayısıyla çocuk anneler, çocuk istismarı, pedofili ve ensest, Türkiye’nin kanayan yaraları. Son 4 yıl içinde resmi kayıtlara geçen çocuk gelin sayısı 181 bin. Ben Türkiye’yi dolaşıyorum. Evlendikten sonra kocasına, “Size baba diyebilir miyim?” diyenler var. Kocasının önceki evliliğinden olan çocuklarıyla oyun oynayanlar var. Daha kendi bedenini tanımadan bir başka bedene can veren çocuk anneler var. Bakın 2013’te, 15 ile 17 yaşları arasındaki kız çocukları 20 binin üzerinde doğum gerçekleştirdi.