Paylaş
Katil zanlısı Cem Garipoğlu hâlâ yok. Nerede? Dağa kaçtı. Dağ nerede? Yandı bitti kül oldu. Münevver Karabulut cinayeti, hepimizin utancı haline geldi. Katil ya da katiller yakalanamıyor, suçlular adalete teslim edilemiyor ama her gün gazetelerde boy boy kesik baş cinayetine dair haberler yer alıyor. Cinayetin nasıl işlendiğine dair senaryolar anlatıldıkça anlatılıyor.
Biz gazeteciler bu işi köpürttükçe köpürtüyoruz! Oysa bunların çoğu, yorum. Türkçesi, okuduğunuz bir sürü şey palavra! En son Nagihan Karabulut’un avukatı Faruk Zorba ile konuşmuş, öğrendiklerimi de size aktarmıştım. O günlerde Adli Tıp raporu henüz çıkmamıştı. Rapor çıktı. Faruk Zorba’yı yine aradım, en son gelişmeler hakkında bilgi aldım...
Birinci konuşma
Hürriyet Gazetesi’ne röportaj verdikten sonra hayatınızda neler oldu?
- İyi şeyler olmadı.
Neden?
- Büromun kapısında sürekli televizyoncular bekliyor. Haber filan da vermiyorlar, kafalarına esiyor, geliyorlar. İşin cılkı çıktı denir ya, öyle oldu. Basın, bir şeyi köpürtmek istiyorsa köpürtüyor. Şimdi Adli Tıp raporunu kafalarına göre süsleyip veriyorlar.
Rapor, bana daha önce anlattıklarınızı doğruladı...
- Evet. Hatta daha şiddetli şeyler var. Söylemek bile istemiyorum içim kalkıyor...
Söylemeyin o zaman. Zaten bilmemizin bize faydası olmayacak. Yeteri kadar korkunç şeyler duyduk bu cinayet hakkında. Cinayeti birden fazla kişinin işlemiş olabileceği söyleniyor...
- Evet, doğru...
“Satanizim ayini/ cinayeti” iddialarına ne diyorsunuz?
- Ben katılmıyorum. Başka şeyler çıkacak altından...
Münevver’in arkadaşlarından kan örnekleri alındığı doğru mu?
- Doğru. Ama Münevver’le teması olabilecek herkesin alındı. Annesinden, babasından, kardeşinden, yakın çevresinden. Alınanlar sadece şüpheli insanlar değil yani.
KANIMCA SPERM ORTAMDAN BULAŞTI
Adli Tıp raporuna göre, Münevver’in bekareti bozulmamış...
- Evet, cinayetin herhangi bir cinsel boyutu yok...
Peki, o zaman sperm ne alaka? Külodunda sperme rastlanmış...
- Şöyle söyleyeyim: Adli Tıp raporuna göre sperm var. Hatta, muhtemelen iki kişinin spermi ve tükürüğü var. Ama çok az bir sürüntü. Kanımca bunlar, ortamdan bulaştı...
Nasıl yani ortamdan bulaştı? Münevver’e karşı seksüel bir şey yoksa, üzerindeki sperm ne alaka? Kızı öldürürken, kendi aralarında sevişiyorlar mıymış yani, anlamadım ben. Filmlerde oluyor böyle şeyler...
- Onlar da zaten film gibi kurgulamışlar bunu...
Eşcinsel ilişki mi var...
- Bilmiyorum.
Ama birden fazla erkek var mekanda...
- Evet.
Ve sperm izlerine rastlanıyor...
- Evet.
İnsan, birini öldürürken orgazm olabilir mi, zevkten boşalabilir mı? Bilmediğim için soruyorum. Belki sperm bu şekilde bulaşmıştır...
- Her şey olabilir. Ben adliyeye geldim, kusura bakmayın kapatmam gerekiyor. Daha sonra konuşalım. Zaten birtakım şeyleri açıklamanın zamanı gelmedi. Ortalık toz duman Ayşe Hanım...
İkinci konuşma
Cinayetin ayrıntılarının bu kadar detaylı yazılıp çizilmesini siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Tehlikeli buluyorum. Olay zaten fazlasıyla şiddet içeriyor, bunu böyle haberleştirmek, neredeyse olayı bütün topluma yaşatmak gibi bir şey. Bazı gazeteler şiddettin pornografisini yapıyorlar.
Ama siz de bana anlattınız...
- İyi de bu kadar detay vermedim. Ben size Münevver’in canlı canlı kesildiğini söyledim ama sonra bu söylediğimi gazetede okuyunca, söylemesem daha iyi olurdu diye düşündüm. Dün birtakım gazetelerde çıkanlar inanılır gibi değildi, topluma şiddet enjekte etmek tam da budur işte. Bakın, eskiden özendirici olabilir diye intihar haberleri yapmak yasaktı. Çünkü yaşadığımız toplumda sadece normal insanlar yok, psikopatlar da var. Eğer bu haberlerden sonra, bu şeklide öldürülen insanlar çıkarsa hiç şaşırmayacağım.
ŞİDDETİN PORNOGRAFİSİ YAPILIYOR
Adli Tıp raporunun gazetecilerin eline geçmesi normal değil mi?
- Gazetecilerin o raporu kafalarına göre yorumlamaları normal değil! Bir de bu dosyada biliyorsunuz, gizlilik kararı var. Zaten bu cinayetin faillerine ulaşmak zor gözüküyor. Bir ya da birden fazla kişi olma ihtimali var. Bunların kimliği dahi tespit edilmemiş. Polis bunun üzerinde çalışmalarını sürdürürken, Adli Tıp raporu daha savcılığa gelmeden gazetelerde manşet oluyor. Bu ne demek biliyor musunuz? Eğer ikinci bir kişi varsa, ona “Önlemini al, kaçabiliyorsan da kaç” demek. Bir de tabii şu var: Kamuoyunun asıl beklentisi, suçluların bir an evvel yakalanması. Kimsenin bu cinayetin en ince ayrıntılarını merak ettiğini sanmıyorum. İnsanlar bu cinayetle neden bu kadar ilgileniyorlar? Kanunların güçlüyü koruduğuna dair bir inanç var toplumda. Bunun aksinin kanıtlandığını görmek istiyorlar. Yakalanmalarını bekliyorlar. Ama biz ne yapıyoruz? Neredeyse suçluyu yüceltiyoruz! Eğer bu zanlı yakalanmazsa, olay Münevver’in masumiyetinden, onun kanının yerde kalmamasından çıkacak, belki de kaçan Cem Garipoğlu’nu bir fenomen haline gelecek.
Neden? Kaçmayı başardığı için mi?
- Evet.
Bu cinayetin sadist duygularla yapılmış olduğunun en belirgin örneği ne?
- Bakın bu cinayeti işleyenler ve maktul 18 yaşından küçük. Cinsel anlamda en hareketli dönemlerini yaşıyorlar. Buna rağmen, herhangi bir cinsel taciz dahi görünmüyor. Bu size tuhaf gelmiyor mu? Kızın gömleğinin düğmesi bile açılmamış.
Siz bu durumu nasıl açıklıyorsunuz?
- Bu insanlar cinsellikten değil, şiddetten zevk alıyorlar. Sadizm ve narsizm duygularını tatmin etmeye çalışıyorlar. Bu cinayeti de bu yüzden işlemişler. Mesele seksle değil, zaten Cem’in, Münevver’in dışında başka kız arkadaşları varmış, Münevver’in haberi yokmuş tabii.
Münevver’i sadece öldürmek için mi seçmiş?
- Öyle görünüyor.
YAZILANLARI OKUDUKÇA ZEVK ALDIĞINI DÜŞÜNÜYORUM
Eklemek istediğiniz şeyler...
- “Türkiye’de güçlüler her zaman kazanır” diye bir kanı var. Toplumun aklı bunu söylüyor ama vicdanı bunu kabul etmiyor. Adaletin bir yerlerde olduğuna inanmak istiyor. Bu olayda da bunu görmek istiyor.
Polis, sizce elinden geleni yapmıyor mu?
- Yapıyor. Bence çaresizler. Bu katil profili, Türkiye’deki katil profilinin biraz üstünde. Polisin alışa geldiği yöntemlerle zanlılara ulaşamıyor.
Polisin de kendisini geliştirmesi gerektiği ortaya çıkıyor.
Madem anne, küçük kız kardeş, abi hepsi Rusya’da... O zaman Cem Garipoğlu’nun da orada olma ihtimali yüksek. Filmlerde ajanlar filan yollanır. İki tane polis yollayıp aileyi takibe almak bu kadar zor mu?
- Polis, bizim hantal bürokrasimiz içinde iş yapamıyor...
Orada onları izleyen yok mudur gerçekten?
- Ben olduğunu düşünmüyorum. Rus polisinin de umurunda mı sanıyorsunuz?
E o zaman, belki de Cem Garipoğlu, orada, internetten Türkiye’de neler olup bitiyor takip ediyor, kendi haberlerine bakıyor...
- Bence öyle, bence o hâlâ zevk almaya devam ediyor. Şu an Türkiye’nin en önemli adamı haline geldi. Daha önce de konuşmuştuk, bir baba idolü var, güçlü bir baba, sert bir baba. Şimdi o, babasından daha önemli bir adam haline geldi...
İyi de neye göre önemli? Bir katilin nesi önemli olabilir ki? Sevgilisini vahşice öldüren, psikopat bir katil...
- Bazıları kendilerinden söz edilsin isterler. İyi ya da kötü söz edilmesinin bir önemi yoktur, yeter ki söz edilsin. Onda da böyle bir durum görüyorum. O yüzden hâlâ zevk almaya devam ettiğini düşünüyorum...
Paylaş