1- Güzel olduğu için.
2- Alman olduğu için. (Türkler yabancıları sever. Veli toplantılarında kırık Türkçesiyle ilgi çekerdi, otomatikman ben de melez kontenjanından parsa toplardım.)
3- Bale yaptığı için.
“Annenin mesleği nedir?” diye sorduklarında, tadını çıkara çıkara, “Balerin” derdim.
Bir kere bakan olduysan ömür boyu bakan kalıyorsun, bu da onun gibi bir şey...
Eski-meski kim takar, balerin işte...
Adana’nın gülüydü benim annem.
“Eşoleşşek” diyemezdi, “eşekeşol” derdi, Karaisalı hayatta hiç kimse dedirtemezdi...
Hâlâ dedirtemiyor.
O konuşurken herkes gülümserdi.
Dünyanın en güçlü, en pozitif, en direkt kadınıdır.
Yalanı, dolanı, lafı dolandırması, süslemesi, püslemesi, politikacılığı yoktur.
Ne düşünüyorsa o.
Klasik müziği, kitapları ve balesiyle mutludur.
Kendi kozası vardır, onun içinde yaşar, ama zannetmeyin ki sosyal değildir, gerektiğinde her yerde boy gösterir.
Üç çocuk doğurdu, ben ortancayım.
Çocuk defterini kapattıktan sonra, bundan 27 yıl önce, Ramazanoğlu Apartmanı’nın 8’inci kattaki balkonunda bale yapmaya başladı.
Şaşkın gözlerle ona bakan biz çocukları delirdiğini düşünürken, o ciddi ciddi bale okulu açacağını, onun için çalıştığını açıkladı.
Pardon...
Burası Adana, bale mi dediniz!
Bundan 27 yıl öncesini düşünün, şimdiki Adana’dan söz etmiyorum.
Şimdiki gayet medeni, şahane bir şehir.
O ünlü kebabının üzerine bir sürü özellik ilave oldu.
Mami bu.
Kafasına koyduğu şeyi yapmaması imkansızdı.
Yaptı.
Doğduğumuz günden bu yana duvarda asılı gördüğümüz bale ayakkabılarını ayağına geçirdi, hayallerini de hayata...
Ben tutturuk olmayı annemden öğrendim.
Babamı tutturukluğuyla perişan etti, ben de sevgilimi ediyorum :-)
Ama ne varsa tutturuklukta var.
Tutkuyla bağlı olduğun şeyin peşinden gitmekte var...
O bale okulu, 27 yıl önce açıldı.
Ve Adana’ya, Adana’nın kültür sanat hayatına müthiş bir ivme, hizmet getirdi.
Belediye başkanları, valiler ve Adanalı izleyiciler, her yıl, onun öğrencilerinin resitallerini onurlandırdılar.
Biz de.
Zaten elimiz mahkûm, başka çaremiz yok.
“Gönüllü mecburiyet” diye bir şey varsa, bizim yaşadığımız o, sıkıyorsa gitme Mami’nin resitaline.
Gittik.
Dünyanın neresinde olursak olalım.
Sevgililerimiz değişti, kocalarımız değişti, benim yani, ablam için konuşmuyorum, ben her seferinde yanımda kim varsa onunla gittim.
Ama bundan böyle, ömür boyu aynı adamla gitmeyi hayal ediyorum.
Sevgilim ne hayal ediyor, onu bilmiyorum!
Bu cumartesi, yine o gün.
5-18 yaş arasındaki balerinler sahnede olacak.
Klasik baleden moderne, çaçadan kankana çeşitli örnekler sergileyecekler.
27 yıldır nasıl beceriyorsa, her seferinde Adana’da bir fark yaratmayı başarıyor.
Resital bitince de, hayatının anlamı boşluğa düşüyor, bir sonraki resitale kadar...
Bu yıl, bizim ekip Dubai’den katılıyoruz, Alya, sevgilim ve ben, 28’inde, bu cumartesi, Betûl Mardin de İstanbul’dan geliyor.
Benim çılgın ve güzel ailem orada, ablam Suna, eniştem Keko, yeğenlerim Lara ve Ela, kardeşim Nevzat, eşi Yeliz ve karnındaki bebek...
Kapımız herkese açık, sizi de bekleriz.
Adana Bale Merkezi’nin gösterisi, Adana Sabancı Kültür Merkezi’nde 28 Mayıs’ta, saat 15.30 ve 20.00’de.