Charles Dickens meraklısı sapık taksi şoförü

EMNİYET DURUMA EL ATSIN

Geçen yıl Nisan ayıydı. Çok yağmurlu bir gün. Mecdiyeköy'den taksiye bindim. Şoför, beyaz saçlı, kocaman kafalı bir bey. Kibarca ‘‘Hava da bugün çok kötü hanımefendi’’ dedi. ‘‘Evet, haklısınız’’ dedim ve Ihlamur'a gitmek istediğimi söyledim. Bir süre sonra sol eli direksiyonun, sağ eli de organının üzerinde mastürbasyon yapmaya başladı. Ben gözlerime inanamadım. ‘‘Ne yapıyorsunuz?’’ dedim. ‘‘Sizce ne yapıyorum!’’ dedi. Dikiz aynasında göz göze geldik. Atmaca gibi bakıyordu. O kadar korktum ki, Fulya'daki Derishow'un önünde kendimi taksiden attım. Oradaki güvenlik görevlisi de şahidimdir. İçeriden su getirdiler bana. Ama otomatik kilit sistemi filan yoktu arabada. Demek ki, sapıklığını ilerletebilmek için sonradan bu tür numaralar geliştirmiş. Günlerce kendime gelemedim. Bir de avukatım ben. Bu tür şikayetlerle bir yere varamayacağımızı biliyorum. Haliyle pasifleşiyor insan. Umarım, Emniyet, 37 TDF 74 plakalı taksi şoförü tarafından taciz edilen kadınların sayısının çoğalmasını ihbar olarak kabul eder. (Avukat Nurdan A.)

‘SUÇÜSTÜ YAPMAMIZ LAZIM’ DENDİ

29 yaşındayım. Bir bankada çalışıyorum. Ben de aynı taksi şoförünün mağduruyum. Yaşadıklarım hakkında detay vermek istemiyorum çünkü hatırlarken bile mide bulantısı yaşıyorum. Sadece aynı olayın başımdan 02.01.2004 cuma günü saat 14.30'da geçtiğini size yazmak istedim. Adam resmen gözümün önünde, çok afedersiniz, mastürbasyon yaptı ve ben kendimi AKM'nin önünde yola attım. Bu sapık şoför, yarın öbür gün taksiciliği bıraksa bile, yine bu metropolde kadınları taciz edecek, belki de daha fena şeyler yapacak. Polise adamı şikayet etmek için telefon açtığımda ‘‘Suçüstü yapmamız lazım’’ dendi. ‘‘Sivil bir kadın polis memuru koyun o zaman arabasına!’’ dedim. Mesele öyle kaldı, ben ne yapacağımı bilemedim. Hassasiyetiniz için teşekkür eder, ismimin sizde kalacağına güvenerek, iyi günler dilerim. (Ayfer E.)

SAPIKLAŞINCAYA KADAR ÇOK KİBARDI

İki üç ay önceydi. ‘‘Havaalanına lütfen’’ dedim. Yol açıktı, kendisi de oldukça hızlı gidiyordu ama ben de aynı şeyleri yaşadım! Ve gıkım çıkmadı. Ellerim titreyerek, doğal davranmaya çalıştım. Anlamıyormuş gibi yaparak. En kötüsü de bu olay, benim ‘‘güvenilir adam- sapık adam’’ yargılarımı alt üst etti. Çünkü başta çok efendi biriydi. Arabadayken yapmış olduğum bir telefon konuşmasının ardından, ‘‘Hanımefendi, dikkatimi çekti. Ne kadar saygılı konuşuyorsunuz!’’ diye sohbete başlayıp, büyüklere saygının öneminden filan söz etti. Sonra ‘‘Afedersiniz, mesleğinizi öğrenebilir miyim?’’ dedi. Ki ben, taksilerde genelde sohbet etmeyi tercih etmeyen biriyim ama o kadar kibar ve insancıldı ki, ‘‘İngilizce öğretmeniyim’’ dedim. Bir de hakkımda bilgi verdim! O da bunun üzerine İngilizlerin ne kadar duyarlı insanlar olduklarını, her ne kadar İngiliz eğitimi almamış olsa da, bir iki eserinden tanıdığı Charles Dickens'a duyduğu hayranlıktan bahsetti. Yani konuşmasıyla, yorumlarıyla 34 TDF 74, sapıklaşıncaya kadar, benim gördüğüm en saygılı ve en kültürlü taksi şoförüydü. Ben savcılık kapılarını aşındırmaya hálá istekli değilim ama kendisini Şoförler Odası'na şikayet edebilirim. Ablam, ‘‘Ayşe Arman, sapık bir taksi şoföründen bahsediyor. Senin sapık olmasın?’’ diye mesaj atınca, gazeteyi açtım ve aynı plakayı görünce ne yalan söyleyeyim, inanılmaz sevindim. Buyursun bakalım! Böyle rezil olmak da var! Başkalarının eşine, çocuğuna olmadık bir sahne sunarken, kendi eşi, çocuğu da zavallılığını öğrensin. Bunu sağladığınız için size ve benden daha medeni ve cesur davranan Ani Batmaz'a teşekkürü borç bilirim. (Berna)

O PLAKA BEYNİME KAZINDI

Gazetede yazınızı okuduğumda dehşete düştüm. Geçen yıl bu zamanlarda, aynı olay, benim de başıma geldi. Fakat bir şey yapamadım. Çünkü sonuç alamayacağım söylendi. Ama o plaka beynime kazındı: 34 TDF 74. Mutlaka benim gibi başka kadınlar da olmalı. Eğer Ani Batmaz şikayetçı olursa, ben de kendisine yardımcı olabilirim. Çünkü bu tür taksiciler ortalıkta bu kadar rahat dolaşmamalı. (Gülay K.)

KUCAĞINDA PORNO DERGİSİ VARDI

Üç, dört yıl önce 34 TDF 74 plakalı o taksiye binmem, benim ehliyet almama sebep oldu! O günden sonra taksilerle işim yok benim. Plakadan nasıl bu kadar eminim? Çünkü kardeşimin doğum tarihi 74. Bir de ben ayrıntıcı bir tipim, herşeyi not ederim. Nişantaşı'ndan bindim taksiye. Yargıcı'nın oradaki ışıklardan. ‘‘Etiler lütfen’’ dedim. O zamanlar da titreşimli telefonlar yeni çıkmış, gayet kibar bir şekilde ‘‘Hanımefendi titreşimli bir cep telefonu aldım, bir çaldırabilir misiniz?’’ dedi. ‘‘Şarjım yok’’ dedim, nedense benim telefonumun numarası çıkacak ya onunkinde, istemedim. Bir süre sonra, trafik sıkıştı, bir baktım, adam kucağında bir hard-core porno dergisi, mastürbasyon yapıyor. Şaka gibi! Korktum ama bağırmaya başladım: ‘‘Bana bak. Ellerini direksiyona koy. Böyle rezillik mi olur!’’ Öyle bir çıkışmış olmalıyım ki, biraz toparlandı. Ben de kardeşimi aradım ve İngilizce olan biteni anlattım, biraz ileride taksiden ineceğimi ve beni karşılamasını söyledim. Kardeşimi de uyardım: ‘‘Adam kafana kriko filan indirir, belli mi olur, sakın bulaşma.’’ Sonradan, Taksiciler Derneği'ne sözlü şikeyette bulundum. Ama yazılı şikayet için isim, adres, telefon numarası istiyorlardı. O zaman taksici de kimin şikayet ettiğini öğrenecekti. Niye sapık bir taksicide benim bütün donelerim olsun dedim ve vazgeçtim. (Belgin A.)