Çarşambayı okurlar aldı

SENİN SUÇUN

Siz Tuğba Ekinci’ye ilk yarışmada "Poponuzla gündeme gelmekten rahatsız olmuyor musun?" diye soru sormasaydınız, şimdi bu halde değildi o güzelim yarışma. Yazık! (Erkan.)

- Bence yanılıyorsunuz, Tuğba yine bir şey bulurdu. Bir de şu var tabii: O soruya doğru düzgün cevap da verilebilirdi. "Hayır rahatsız olmuyorum, Jennifer Lopez de poposuyla gündemde. Ne var bunda?" diyebilirdi.

KADİFE CEKET

4 Şubat tarihli Buzda Dans programında giymiş olduğunuz siyah üstü çok beğendim. Nereden olduğunu ekranda yazdı, ama ben kaçırdım. Bu konuda beni aydınlatırsanız sevinirim. (Peri C.)

- Ekranda Hülya Boz yazmış, yanlışlık olmuş, Tuvana Büyükçınar’ın tasarımı olan bir siyah kadife ceketti. İndirimdeydi, ben de gittim satın aldım. Dolayısıyla, hiçbir şey yazmaması gerekiyordu. Çünkü benim kendi giysim. Yanlışlık olmuş.

BASTIRABİLİRDİNİZ

Sizin bir T.A.C mezunu olarak, geçen hafta Buzda Dans’ta İngilizce konuşmamanız, konuşmanızı da Gamze Hanım’a çevirtmeniz, beni çok şaşırttı. Sizin İngilizce’yi döktüreceğinizi, Gamze Hanım’ı bastıracağınızı beklerken, bizler onun Tarzan İngilizce’sini dinlemek zorunda kaldık ve üzüldük. (Kevser B. G.)

- Üzülmeyin. Benim amacım kimseyi bastırmak filan değil. Programın prodüktörü, önce simultane tercüman koymak istediğini, sonra vazgeçtiğini, Türklerin İngilizce bilmesinin gerekmediğini, Behzat ya da Gamze kadar bilmelerinin yeteceğini söylemişti bana. Madem öyle, onların işine karışmadım. Yoksa, Amerikan okulunda İngilizce öğrendiğim doğru. Fena değil yani İngilizcem.

YOK YA!

Fatih Aksoy’la yaptığınız söyleşide çok tehlikeli bir cümle var. Sorumluluk üzerine sorduğunuz bir soruya "E yok. Niye olsun? Sosyolog değilim ki. Benim sorumluluğum toplumu düzeltmek değil" diyor. Bu ne demek yahu? Herkesin sosyal sorumluluğu var. Benim, senin, herkesin... Sosyal sorumluluk, sadece sosyoloji okuyanlara mı aittir? Hem milyonlarca kişiyi ilgilendiren bir iş yapacaksınız hem de sosyal sorumluluğum yok diyeceksiniz. Yok ya! Yaptığınız iş, kendinizden başka 1 kişiyi bile ilgilendirse, sosyal sorumluluğunuz var demektir. Yazık, Fatih Bey dünyada yalnız kendi varmış gibi yaşıyor. (Ali E. Titiz)

- Ben Fatih Aksoy’a bir soru sordum, o da cevabını verdi. Benim sosyal sorumluluğum neyi gerektiriyor? O cevabı, aynen oraya koymayı. Okurlar beğenirler, beğenmezler, onun gibi düşünürler, onaylarlar veya karşı çıkarlar... Bu onların bileceği iş. Benim kişisel fikrim ise şu: Bence Fatih Aksoy sorumluğunun farkında. Göstermiyor gibi olabilir ama gayet farkında.

BAYILIYORUM

Ortalık birbirini aldatan, sevgili-eş değiştiren ve sürekli iğrenç bir şekilde kavga eden çiftlerle doluyken, sizin kocanızla ilişkinize, heyecanınıza, en güzeli de bunun karşılıklı olması bayılıyorum. Olur da bir gün birbirinize olan bu sevginiz biterse, sakın evliliğiniz hakkında kötü bir şey yazmayın olur mu? (Cansu G.)

- Teşekkür ediyorum. Ben de sevgilime, kocama, çocuğumun babasına bayılıyorum. Özellikle bu aralar. Öyle olur ya, bazen adama her zamankinden daha fazla yükselirsiniz, o haldeyim. Ve karşılıklı diye düşünüyorum... Evliliğim hakkında kötü bir şey yazmam -hiç yazmamayı tercih ederim- merak etmeyin. Ama bu, "Kötü giden ilişkimi, iyi göstermek isterim" anlamına da gelmesin. Ben ne hissediyorsam yüzüme yansıyor zaten.

BAVUL TÜYOLARI

Eğer küçük bir bavula çok şey sığdırmak istiyorsanız, pamuklu bütün giyeceklerinizi, sağlam, delik olmayan naylon torbalara koyarak, elektrik süpürgesi ile havasını alıp, küçültebilirsiniz. Ben denedim, oldu. Bir diğer önerim de; bütün etek-ceket ve pantolon takımlarınızı üst üste askıya asıp, elbise torbasına koyup, uçağa içeri yanınıza almak. Bu şekilde en az 10-15 kilo kazanmış oluyorsunuz. (Gönül M.)

- Şahane oldu bu tüyo. İlk fırsatta uygulayacağım. Teşekkürler.

HAYATIN İÇİNDE

Sizi ilk tanıtan babam olmuştu. "Eylül, bu kadar çılgın olursan, hayatın içinde yaşarsın!" demişti. Sizi okudukça gülümsüyorum. Berlinliyim, Amsterdam’da öğrenciyim ve eski bir gemi olan evimde, sizde de olan, o kocaman Fatboy yastıkların üzerinde, ayaklarım havada, "Güllerin içinden" şarkısını dinlerken yazıyorum bu satırları. Umarım Alya size benzer, sizin kadar yaşamın içinde olur. (Eylül.)

- Babanız ne kadar müthişmiş, kıymetini bilin. Hayatın içinde yaşamak, evet bunu yapmak gerekiyor ve hayatı parmak uçlarında hissetmek... Sanırım, siz de bunu yapıyorsunuz. Birden size çok özendim, Berlin’de doğmak, Amsterdam’da öğrenci olmak, eski bir gemi evinde yaşamak. Ne güzel. Tadını çıkarın. Öğrenebileceğiniz kadar çok şey öğrenin, hayatı hissedin. Aşkı da. Hey, zamanı gelince anne olmayı da ihmal etmeyin!

HAYROLA

Hıncal Uluç son zamanlarda yazılarının içine sizinle ilgili yorumlar serpiştiriyor. Ertesi gün sizin sütununuzu okuyorum. Tık yok. Hayrola, kendinizi savunmaktan da mı vazgeçtiniz? (U. Kemali.)

- Ben Hıncal Uluç’u ciddiye almaktan uzun bir zaman önce vazgeçtim. Saygıda kusur etmem ama fikirleri beni artık heyecanlandırmıyor. Ama istediği şeyi yazacak tabii. Yazsın. Ben aldırış etmiyorum.

Bankadan sperm alıp hamile kalan Leyla Kömürcü röportajı için pek çok mektup geldi. Bu konuyu cumartesi hep birlikte tartışacağız. Hálá vaktiniz var, siz de görüşlerinizi yazabilirsiniz...
Yazarın Tüm Yazıları