PaylaÅŸ
Ama bir yılda bakın neler yaptılar...
İrili ufaklı 32 gece düzenlediler...
450-500 kiÅŸilik geceler...     Â
Davetiye seçiminden mönüye, tabak servisinden müziğe, ışıktan dekora, hatta gelinlik seçimine kadar onlar karar verdiler.
3 sıkı davete imza attılar...
Öyle böyle davetler değil...
Biri Paris’te Fas Prensesi’nin daveti...
Diğeri, Çankaya Köşkü’nde Kraliçe Elizabeth onuruna verilen davet...
Evet...
Kraliçe ve misafirlerin masa dekorlarını Candan ile Betina yaptı.
Kristal, beyaz gül ve şimşirden oluşan 3 metre çapında bir Fransız bahçesi görünümü yarattılar.
Ve yine Çankaya’da, bu sefer Avusturya Cumhurbaşkanı onuruna verilen davet...
Şirketin kuruluşundan 7 ay sonra kendi butiklerini açtılar, kendi tasarladıkları bir koleksiyon çıkardılar.
Osmanlı’dan esinlenerek ortaya çıkardıkları bu koleksiyonu Dubai ve Katar fuarlarına taşıdılar...
Vayyy görmeniz gerekiyordu, Dubai’deki fuarın (Hotel Show) prensesiydi!
Yanış anlamayın Candan ve Betina değil; standları fuarın prensesiydi.
Herkes "Amma stylish bir stand!" dedi durdu.
Bir Türk olarak gurur duydum... Bir kadın olarak da...
Afferin onlara!
Arı gibi çalışkanlar.
Zevkliler... Ve zekiler.
Dubai’de ve Kuveyt’teki bazı oteller, onların müşterisi oldular...
Amman’da düğün üstlendiler...
İnanmayacaksınız ama buradaki zengin lokaller, Palmiye’deki evlerini onlara döşetmek için sıraya girdiler.
Bu kadar kısa zamanda bu kadar büyük bir başarı yakalayan bu iki kadını tebrik ediyorum.
İŞTE BU YÜZDEN HINCAL ULUÇ! |
"Sabah, tarafsızlığını koruyabilmeli..."
Diyor dünkü yazısında.
O da farkında demek ki bir süredir Sabah Gazetesi’nin "hükümet bülteni" için gibi çıktığının.
İnsanların "yarı resmi gazete" diye espriler yaptığının...
Bunu bir Hürriyet yazarı ya da başka bir gazetenin yazarı söylese, direkt olarak düşmanlık olarak algılanır.
Ama "içeriden" biri, o gazetenin yazarı söylerse...
Kulak vermek gerekiyor.
İşte o, bu yüzden Hıncal Uluç!
Çünkü insan kolay kolay kendi gazetesini eleştirmez, "Düşman edinirim... Sonra ayıkla pirincin taşını... Dertsiz başıma dert" diye düşünür.
Ya da beslendiği kabı pislemek gibi algılar, prensip olarak yapmaz.
Ama o yapıyor, üstelik objektif olarak yapıyor.
Bence Sabah yöneticileri ciddiye alsalar iyi olur.
Çünkü Uluç bu konuda herkesin aklından geçeni ifade ediyor.
Gerçekten de Sabah her geçen gün muhafazakárlaşıyor.
Bir kadın arkadaşım bana "Her gün Sabah’ı elime aldığımda arka sayfa güzeli yerinde duruyor mu diye kontrol ediyorum" dedi.
Bir zamanlar kadınların karşı olduğu, cinsellik sömürüsü olarak değerlendirdiği arka sayfa güzeli bile bir modernlik ölçüsü haline geldi...
Biz aramızda tüm bunları konuşurken, baktım Hıncal Uluç döktürmüş...
Bir gazeteci olarak alkışlıyorum.Â
"Madem Reyhan Gürtuna ile nasıl açıldım röportaj yaptınız o zaman milli voleybolcu Aysun Özbek ile de nasıl kapadım röportajı yapın. Yapın ki adil olduğunuzu bilelim. (Hande S.)NEDEN KAPANDIM RÖPORTAJI
- Hay hay. Bayılarak yaparım.
Zaten günlerdir arıyorum.
Mesaj atıyorum.
Ne ses var ne seda.
Zaman Gazetesi’ne konuşuyor ama benim telefonlarıma bile çıkmıyor.
Bildiğiniz başka bir örnek varsa da çok isterim konuşmak.
İnanın, sebeplerini sizden daha fazla merak ediyorum...
PaylaÅŸ