Çünkü fark ettim ki, etrafımdaki bir sürü insan Özdil’i sadece Hürriyet yazarı olarak biliyor. Ama aslında o, Star Haber’i yapıyor. Yapmakla kalmıyor, kanalı birinciliğe de taşıyor. Buyurun buradan okuyun...
Kalbinizin deli gibi attığı ilk kızı hatırlıyor musunuz?
- Hatırlıyorum...
Adını lütfeder misiniz?- Hülya. 19 yıllık eşim. Sonra bir daha deli gibi attı kalbim, 17 yaşındaki kızım Pelin için.
İlk aşk ne kadar coşkulu, ne kadar heyecanlı bir anı? - Bugün gibi hatırlıyorum. İzmir, Ege Üniversitesi, üçüncü sınıftaydım, yıl 1985. Üniversitenin hentbol takımında oynuyorum, Hülya da öyle. Tanışayım, şirin hareketler yapayım, sonra da asılayım diye, kız takımının idmanına gittim. Tribünde bir amuda kalkmadığım kaldı, Hülya oralı bile olmadı. İdman bitti, kızlar topluca çıktı. Hesapta yanlarına gideceğim, laflayacağım filan derken, şak, kızlar otostop yaptı. İzmir’de öküz az olduğu için, kızlar rahattır. Bir otomobil durdu, Hülya üç arkadaşıyla birlikte bindi, gitti. Maymun gibi kalakaldım.
Eşiniz Hülya’yla yaşadıklarınızın, sonradan kadınlarla kurduğunuz ilişkide belirleyici özelliği oldu mu?- Oldu. Ehliyet aldım!
Siz kadınlarla kolay anlaşabilen bir adam mısınız? Öyle duruyorsunuz.- Benim mesleğim iletişim kurmak zaten. En fazla 1 saniye alır.
Kadınlar sizce erkeklere göre daha gelişmiş yaratıklar mı?- Biz erkekler basit varlıklarız. 70 bin kişi oturup maç seyredebiliyoruz mesela. Ama 7 tane kadın bir araya geldi mi, hır çıkıyor.
Çapkın bir adam oldunuz mu hiç?- Yok hayır, olmadım.
Niye? Korktuğunuz için mi, içinizden gelmediği için mi?- Demode bir kavram çapkınlık. Gençken, bekarken, normal. Sonrası komedi.
Bir erkeğin "Kadınlara karşı hep dürüst oldum" diyebilmesi gerçekten mümkün mü?- Mümkün. Mesleğim icabı, kadının üstünde kıçı açıkta yakalanıp, "O kıç benim değil!" diyeni bile gördüm. Ama inanan kadın görmedim. Dürüstlük, kadınların kulağıyla duyarak değil, kalbiyle hissederek algıladığı bir duygu. Dürüstsen, söylemesen de biliyorlar. Dürüst değilsen, yemin et, havagazı.
Monogam erkek vardır yani. "İnsanın doğası poligamdır" lafları palavra mı?- Monogam kadın yok mu?
Kadınların en çok hangi özelliği sizi çekiyor, baştan çıkarıyor?- Eşim dışında bir kadının çekim alanına girmem. Hülya’nın uydusu olmak, beni yeterince mutlu ediyor. Ama gazeteci gözüyle cevap verecek olursam: Gülümseyen kadın güzeldir. Aldatılan kadınların istatistiğini inceleyin, yüzde 99’u somurtan kadınlar çıkar. Bu yaşıma geldim, eşini asık suratlı bir kadınla aldatanı görmedim!
Kadınlar hangi noktalarda size problem yaratıyorlar?- Ben bir problem yaşamıyorum. Benimle çalışan arkadaşlar gayet iyi bilir, kadın-erkek diye ayırmam. İşini yapabilen-yapamayan diye ayırırım. İşini hakkıyla yapamayan, erkek olmuş, kadın olmuş fark etmez, atılır. Ama özellikle Türkiye’de, kadınlar fazlasıyla problem yaşarken, bazı kadınların "kadınlıklarını kullanarak" problemlerini aşmaya çalışmaları, sık gördüğüm bir durum. Kadınlar arasındaki haksız rekabeti yaratan, bizzat kadınlar.
Bunu açın biraz...- Namusuyla ayakta durmaya çalışan kadınların en büyük rakibi, şıllıklar. Oturduğu koltuğu yatağına borçlu çok kadın var. Bilmiyorum, yeterince açık oldu mu?
Bir kadına verdiğiniz en yaratıcı hediye?- "Seni seviyorum" demeyi akıl etmiştim.
Seks ne kadar önemli sizin için?- Hamdolsun.
Seks konusunda kompleksi olan adamlardan mısınız?- Ben, "Denizi kız, kızı deniz, sokakları hem kız hem deniz kokan" şehirde, dünyanın en güzel kızlarının yaşadığı İzmir’de doğup büyüdüm. Cinsellik denilen hadise -pornodan bahsetmiyorum- bir İzmirli için nefes almak kadar normal bir şeydir. Aslına bakarsan, mesela İstanbul müze kenttir, Ankara lacivert takım elbiseli bir kenttir, bazıları sanayi kentidir, bazıları turizm kenti, İzmir ise, "dişi" kenttir. Bir defa tanıştın mı, seversin, bağlanırsın, özlersin. Bir erkeğin kadınla, bir kadının erkekle yaşadığı duyguları hissedersin İzmir’de. Biz İzmirlilerin bu durumu, başka şehirlerde doğup büyüyen arkadaşlarda kompleks yaratıyor haliyle!
Seks hakkında rahat konuşabilir misiniz mesela? Yoksa utanır mısınız?- Henüz çeneme vurmadı.
Yaş ilerledikçe aşkı, ilişkiyi, evliliği algılamak hangi yönde değişiyor?- Coğrafya sorusu gibi bir şey oldu bu. Kuzey batı yönünde değişiyor mesela! Biliyorum bu tür röportajlar için belki sıkıcı oluyor ama benim yönüm eşim. Başta da, şimdi de...
Olur mu? Müthiş bu söyledikleriniz! Üstelik ortalık karısını aldatan adam doluyken! Ben sadece ne kadar samimisiniz onu anlamaya çalışıyorum. Bir kere yine biri böyle karısına methiyeler düzmüştü, sonra onun bir erkek arkadaşı aradı, "Bu kadar da ikiyüzlülük olunmaz ki. Hepimiz bu haltları yiyoruz ama sütten çıkmış ak kaşık gibi davranmıyoruz. Onun yerine ben utandım. Sevgililerine ayıp!" dedi. - Bu röportajdan sonra bir arkadaşım arayıp, aynı iddiada bulunursa, aynen yaz.
Karınızın kıyafetlerine karışır mısınız? Kızınızın?- Karışırım. İkisi de İzmir kızı. Ama burası İstanbul. Kusura bakmasınlar.
Küçük sürprizler yapan bir erkek misiniz?- Romantik biri değilim maalesef. Denedim, sakil duruyor bende.
İyi evliliğin sırrı var mı?- Allah, kocana sabır versin Ayşe!
Hangi özellikleriniz karınızı delirtir?- Suçluysam, suçu mutlaka eşimin üstüne atarım, "Senin yüzünden!" derim.
Hangi konularda kızınızla birbirinize benziyorsunuz?- Suçluysa, suçu mutlaka annesinin üstüne atar, "Senin yüzünden!" der.
İnsan kendini ne zaman erkek hissediyor?- Ben, kızım bana "Baba" dediğinde hissetmiştim.
Kızınıza öğretmeye çalıştığınız en temel şey?- Ben dahil hiç kimsenin aklıyla hareket etmemesini, kendi kafasını kullanmasını isterim. İnsan evladı, doğruyu ancak kendi bulabilir. Amma laf ettim be! Bu cümleyi unutmayayım da, bir yazımda kullanayım bari.
Erkek arkadaşlarınızla iç dünyanızı, özel hayatınızı paylaşır mısınız?- "İç dünyam" diye bir şey yok. Kabuk taşımıyorum. Arkadaşlarım özel hayatımı bilir.
İnsanın bir iç dünyası nasıl olmaz? İlla bir hinlik peşinde olmamız gerekmez ki, iç dünya diye bir şey var.- Benim yok.
Andropoz krizi sizi de vurdu mu?- Röportaj biraz daha devam ederse, vuracak galiba!
En son neye güldünüz?- Demin sorduğun soruya.
En son neye ağladınız?- Star Haber’de, Şemdinli Aktütün’den canlı yayına çıkardığımız Çiçek isimli bir kız çocuğu, "Ben de diğer çocuklar gibi insan olmak istiyorum" dedi.
Kızım, 4’üncü ayın 4’üncü günü saat 4.44’te doğdu
Roman kahramanınız var mı?- Roman kahramanım yok. Ama romancı kahramanım var: Kemal Tahir.
Hayatta bir kahramanınız var mı? - İki tane. Biri, Mustafa Kemal. Öbürü, rahmetli dedem Süleyman Özdil. "Buralarda olmuyor kardeşim" deyip, babamı da alarak, Aksaray’dan İzmir’e göç etmiş.
En sevdiğiniz isimler?- Kız için Pelin. Erkek için, ağabeyimin ismini çok severim, Yıldırım.
"Hayat felsefem" diyebileceğiniz bir cümle?- İşini iyi yap.
Kendinizde en çok neyi eleştirirsiniz?- İşimi iyi yapayım derken, kendimi çok hırpalarım.
Ne zaman yalan söylersiniz?- Söylemem diyeceğim, inanmayacaksın. Yalan söylememenin en pratik yolu, doğruyu söylemek.
Görünüşünüzle ilgili sevmediğiniz bir şey var mı?- Yok. Ama spora yeteri kadar vakit ayıramadığım için üzülüyorum.
En çok kullandığınız kelime?Valla, hiç dikkat etmedim.
Pişmanlık duyduğunuz bir şey? Bu röportajı kabul etmek dışında!- Allah’ın şanslı kuluyum, keşke’lerim yok.
Evdesiniz haber izleyeceksiniz, Star dışında hangi kanalı izlersiniz?- Benim işim bu. Aynı anda 4 kanalı birden izlerim; Star, Kanal D, Show, atv. İş yerimdeysem, kanal sayısı 10’a çıkar.
Başucu kitaplarınız?- Kuran hep oradadır. Öbürleri değişir.
En yaratıcı fikirler aklınıza ne zaman geliyor?- Yumurta kapıya dayanınca.
Sizde olan ama insanların henüz keşfetmediği bir özellik?- Okeyde taş çalarım.
Kadınların ne giydiğini gören bir erkek misiniz? Yoksa yeni bir şeyler giyseler de fark etmez misiniz?Ben çapkın değilim dedim, körüm demedim.
Neyi asla giymezsiniz?- Asla diyebileceğim bir tercihim yok. Kahverengiyi sevmem.
Adamın biri, karınıza uzun uzun baktı diyelim, ne yaparsınız? "Kardeş bir durum mu var?" der misiniz, yoksa "Bakarsa baksın canım!" diye hayata devam mı edersiniz?- Ben Buckingham Sarayı’nda büyümedim, sokaktan geldim. Uzun uzun girişirim o arkadaşa.
Kahvaltı masasında olmazsa, sinir olacağınız bir şey?- Kötü örnek olmak istemem ama ben kahvaltı etmem.
Henüz görmediğiniz ama çok görmek istediğiniz şehir?- Giresun.
Yeryüzünde en güzel bulduğunuz hayvan?- At.
Takvime bir 30 gün daha yerleştirebilme imkanınız var, hangi aydan sonra ya da önce olurdu o 30 gün?- Yaz mevsimini uzatmayı isterdim.
Hangi şairden ezbere şiirler bilmek isterdiniz?- İstemem.
En sevdiğiniz sayı? Neden?- 4. Kızım, 4’üncü ayın 4’üncü günü saat 4.44’te doğdu.
Sizce insan yapımı en güzel icat?- Elektrik.
Bir sözlükte bir kelimenin karşılığı olsanız, o hangi kelime olurdu?- Bu röportaj daha devam edecek mi?
Bir papağanınız var diyelim, bir cümle öğrenebiliyor ve o cümleyi her gün defalarca söylüyor. O cümle ne olurdu?- Bu röportaj daha devam edecek mi?
Tekne aldınız diyelim, adını ne koyarsınız?- Çipura. Altına da yazardım, çiftlik değil!
Gecenin bir yarısı sokaktasınız ve yalnızsınız, karşıdan elinde silah olan maskeli bir adam geliyor. Ne yaparsınız?- Kelime-i şehadet getiririm.
Uğur Dündar televizyonculuğun Zeus’uMeslek dışındaki insanların büyük çoğunluğu sizi sadece Hürriyet yazarı olarak biliyor. Ama aslında siz Star Haber’i yapıyorsunuz. O kanalın genel yayın yönetmenisiniz. Asıl işiniz televizyonculuk da, yazarlığı aradan mı çıkartıyorsunuz? Nedir?- Hürriyet yazarıyım. Değerli arkadaşım Necil Ülgen istediği için Fanatik’te de yazıyorum. Ama Star Haber’in genel yayın yönetmeni değilim. Uğur Dündar’a yardımcı olmaya çalışıyorum. Benim adım jenerikte Yılmaz Özdil diye geçer, bir titrim yok, olmasına da gerek yok. Ben bu takımın bir parçasıyım.
Gazetecilikte sizi kesmeyen ne? Ya da televizyonculukta baştan çıkaran? Adrenalin mi? Para mı? İkisi mi?- Gazetecilikte beni kesmeyen yok. Televizyonculuk da baştan çıkarmıyor. Uğur Dündar "Benimle çalışır mısın?" dedi, ben de Ertuğrul Özkök’ten izin isteyip, kabul ettim. Benim için madalyadır, Uğur Dündar’ın teklifi. Aslına bakarsan, Türkiye’nin en şanslı gazetecisiyim. Bir tarafımda Ertuğrul Özkök, öbür tarafımda Uğur Dündar. Bir gazeteci başka ne isteyebilir ki?
İyi de, hangisinde daha iyisiniz?- Onu patrona sormak lazım. Ama şu kadarını söyleyebilirim: Allah’ın salağı da olsan, gazetelerin bünyesinde yıllarca barınabilirsin, örneği çok. Televizyonda ise, beyinsiz adamın tutunması mümkün değil.
Uğur Dündar olmasa, Star Haber bu kadar başarılı olabilir mi?- Mümkün değil.
Vitrinde Uğur Dündar var, haliyle iltifatların çoğunu o alıyor. Bu, sizi hiç sinir etmiyor mu?- Uğur Dündar’ın aldığı iltifat az bile; Türkiye O’na borçlu. Uğur Dündar’la bu kadar yakın çalışmış olmak, kızıma bırakacağım mirastır benim için.
Ne kadar yıpratıcı bir meslek televizyonculuk?- Çok. Hele benimle. Galiba 6-7 aydır Star Haber’deyim, arkadaşlarda 3-4 bayılma vakası, 1-2 mide kanaması var şimdiden. Çalışma şeklim biraz garip gelebilir ama, Aydın Doğan örgü örelim diye maaş vermiyor bize.
Uğur Dündar gerçekten sürekli küllerinden var olan adam mı?- Bu işin Zeus’udur o.
Hiç yaşlanmıyor, sizce bunu nasıl başarıyor?- Sadece mesleğiyle değil, yaşam biçimiyle de örnek olması gereken bir insan. Sadece kendisiyle de ilgilenmez. Mesela benim de sağlıklı yaşamam için büyük çaba harcıyor, adını bilmediğim meyveler falan yediriyor bana. Sigara içiyorum, burnumdan getiriyor.
Siz neden televizyona çıkmıyorsunuz?- Üşeniyorum.