×
Bu şehrin sokak köpekleri şahane Şu isimlere bakar mısınız?
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Nilüfer Göle, Günseli Kato, Yazbükey, Teoman, Sevil Sert, Bülent Erkmen, Nil Karaibrahimgil, Eda Taşpınar, Mercan Dede, Zeynep Fadıllıoğlu, Coskun Aral, Cemil İpekçi, Benne Gerede, Arhan Kayar, Güllü Aybar, Sinan Çetin ve Rebeka, Hakkı Mısırlıoğlu, Fatoş Yalın, Fem Güçlütürk, Athena Gökhan, Fatoş Ahunbay, Ertekin, Ali Taran ve oğlu Kuzey...
Ve daha başkalarıyla...
Toplam 37 kişi.
***
Neden mi söz ediyorum?
Mavi Jeans’in beni çok heyecanlandıran yeni projesinden.
Bir stili olduğuna inandıkları 37 kişinin fotoğraflarından bir kitap yapıyorlar.
Önemli olan fotoğrafçı tabii.
Sıkı durun, bu fotoğrafları Martin Parr’a çektiriyorlar.
Martin Parr deyince, 10 dakika duracaksın.
Dünyanın en prestijli fotoğrafçılarından biri.
Kendisine ait 39 tane kitabı var.
Eserleri bütün dünya başkentlerindeki galerilerde ve müzelerde sergileniyor.
Magnum Ajansı üyesi.
Bu ajans, sosyal olayları belgelemekle ünlü.
Aynı zamanda Parr, Galler Üniversitesi’nde fotoğrafçılık dersleri veriyor.
Anladınız, moda fotoğrafçısı filan değil.
Reklam ve moda fotoğrafları çekmiyor ama Dior, Hermes ve Lacoste gibi firmalar ona prestij fotoğrafları çektiriyor.
Sanatsal işler.
Mavi’nin sahibi ve global marka direktörü Elif Akarlılar, Martin Parr hayranlarından, ağzından giriyor burnundan çıkıyor, onu ikna ediyor.
Parr, Mavi’nin duruşunu, tavrını seviyor en çok İstanbul’u sevdiği için böyle bir projeye tamam diyor.
***
Heyecan verici olan şu:
Bu kitapta evet adı geçen 37 kişinin fotoğrafı var ama aslında İstanbul fotoğrafları var.
"Amacımız, bütün dünyaya İstanbul’u anlatmak, doğduğumuz ve ilham aldığımız şehri..." diyor Maviciler. İstanbul’a bir hediye...
İstanbul’u Martin Parr gözüyle yansıtmak...
Nerede mi çekti bütün bu insanları?
Kandilli’de, Beyoğlu’nda, Balık Pazarı’nda, Galata’da, Bebek’te, Boğaz’da...
İstavritlere bayıldı.
Sokak köpeklerine takıldı.
Kavun sergileniş şekli öldü bitti
Manavlar onu çok etkiledi.
Gelibolu sardalyesinin ambalajının üzerinden eski tip kadın resmini onu büyüledi.
Çok hoşuna gittiği için bütün sokak fotoğrafçılarının hepsine kendi portresini çektirdi.
Böyle biri Parr, bizim her an içi içe yaşayıp da her an farkında olmadığımız şeyleri görebilen biri
Mavi’nin Halka ilişkiler Müdürü Serpil Berkan, şöyle anlatıyor:
"Kendimiz için yapacağız derken iş büyüdü, kitap Martin Parr imzasıyla bütün dünyada basılacak bir kitaba dönüştü. Türkiye’nin stili, İstanbul’un stili. Parr’ın gözünden. Ama önce biz Kasım ayında 15 yıl defilemizde bu kitabı, özel davetlilerimizle paylaşıyoruz.
***
Ben de kalktım Dubai’den geldim tabii.
Bebek’te kahvede buluştuk.
Nasıl da güzel bir sabah.
Sahilde yürüdük.
O benim alışık olduğum fotoğrafçılardan çok farklı.
Çünkü özel bir şey yapmanı istemiyor.
Bense ne zaman bir fotoğraf makinesi görsem, gülmeye başlarım.
Parr müsaade etmiyor.
Gülmemi rica etti!
Nasıl yani?
"Biz burada ciddi bir iş yapıyoruz!" dedi.
"Ama ben başka türlü objektife bakamam ki. Gülmek, benim en büyük maskem. Benim korunma mekanizmam... Ben gülümsemesinin arkasında saklananlardanım" dedim, "Yoksa ne kadar utangaç ve çekingen olduğum anlaşılır..."
"Şu saçlarını da geri al bakim" dedi, "Onu da yapamam" dedim, "O da ikinci silahım..."
Ne var ki, sonunda kendimi ona teslim ettim.
***
Denizin kenarında yerde miskin miskin bir sokak köpeği yatıyordu.
"Bu şehrin sokak köpekleri şahane!" dedi.
"Öyledir" dedim gururla.
Köpek de köpek ama...
Huzurlu bir şekilde uzanmış, kulakları yerde, dünya umurumda değil, arkasındaki bank da boş.
Ben de o banka uzanıverdim.
Ve Parr deklanşöre bastı.
Mavi’nin stili kitabını merakla bekliyorum.
En çok da Martin Parr gözüyle İstanbul’u...
Toplam 37 kişi.
***
Neden mi söz ediyorum?
Mavi Jeans’in beni çok heyecanlandıran yeni projesinden.
Bir stili olduğuna inandıkları 37 kişinin fotoğraflarından bir kitap yapıyorlar.
Önemli olan fotoğrafçı tabii.
Sıkı durun, bu fotoğrafları Martin Parr’a çektiriyorlar.
Martin Parr deyince, 10 dakika duracaksın.
Dünyanın en prestijli fotoğrafçılarından biri.
Kendisine ait 39 tane kitabı var.
Eserleri bütün dünya başkentlerindeki galerilerde ve müzelerde sergileniyor.
Magnum Ajansı üyesi.
Bu ajans, sosyal olayları belgelemekle ünlü.
Aynı zamanda Parr, Galler Üniversitesi’nde fotoğrafçılık dersleri veriyor.
Anladınız, moda fotoğrafçısı filan değil.
Reklam ve moda fotoğrafları çekmiyor ama Dior, Hermes ve Lacoste gibi firmalar ona prestij fotoğrafları çektiriyor.
Sanatsal işler.
Mavi’nin sahibi ve global marka direktörü Elif Akarlılar, Martin Parr hayranlarından, ağzından giriyor burnundan çıkıyor, onu ikna ediyor.
Parr, Mavi’nin duruşunu, tavrını seviyor en çok İstanbul’u sevdiği için böyle bir projeye tamam diyor.
***
Heyecan verici olan şu:
Bu kitapta evet adı geçen 37 kişinin fotoğrafı var ama aslında İstanbul fotoğrafları var.
"Amacımız, bütün dünyaya İstanbul’u anlatmak, doğduğumuz ve ilham aldığımız şehri..." diyor Maviciler. İstanbul’a bir hediye...
İstanbul’u Martin Parr gözüyle yansıtmak...
Nerede mi çekti bütün bu insanları?
Kandilli’de, Beyoğlu’nda, Balık Pazarı’nda, Galata’da, Bebek’te, Boğaz’da...
İstavritlere bayıldı.
Sokak köpeklerine takıldı.
Kavun sergileniş şekli öldü bitti
Manavlar onu çok etkiledi.
Gelibolu sardalyesinin ambalajının üzerinden eski tip kadın resmini onu büyüledi.
Çok hoşuna gittiği için bütün sokak fotoğrafçılarının hepsine kendi portresini çektirdi.
Böyle biri Parr, bizim her an içi içe yaşayıp da her an farkında olmadığımız şeyleri görebilen biri
Mavi’nin Halka ilişkiler Müdürü Serpil Berkan, şöyle anlatıyor:
"Kendimiz için yapacağız derken iş büyüdü, kitap Martin Parr imzasıyla bütün dünyada basılacak bir kitaba dönüştü. Türkiye’nin stili, İstanbul’un stili. Parr’ın gözünden. Ama önce biz Kasım ayında 15 yıl defilemizde bu kitabı, özel davetlilerimizle paylaşıyoruz.
***
Ben de kalktım Dubai’den geldim tabii.
Bebek’te kahvede buluştuk.
Nasıl da güzel bir sabah.
Sahilde yürüdük.
O benim alışık olduğum fotoğrafçılardan çok farklı.
Çünkü özel bir şey yapmanı istemiyor.
Bense ne zaman bir fotoğraf makinesi görsem, gülmeye başlarım.
Parr müsaade etmiyor.
Gülmemi rica etti!
Nasıl yani?
"Biz burada ciddi bir iş yapıyoruz!" dedi.
"Ama ben başka türlü objektife bakamam ki. Gülmek, benim en büyük maskem. Benim korunma mekanizmam... Ben gülümsemesinin arkasında saklananlardanım" dedim, "Yoksa ne kadar utangaç ve çekingen olduğum anlaşılır..."
"Şu saçlarını da geri al bakim" dedi, "Onu da yapamam" dedim, "O da ikinci silahım..."
Ne var ki, sonunda kendimi ona teslim ettim.
***
Denizin kenarında yerde miskin miskin bir sokak köpeği yatıyordu.
"Bu şehrin sokak köpekleri şahane!" dedi.
"Öyledir" dedim gururla.
Köpek de köpek ama...
Huzurlu bir şekilde uzanmış, kulakları yerde, dünya umurumda değil, arkasındaki bank da boş.
Ben de o banka uzanıverdim.
Ve Parr deklanşöre bastı.
Mavi’nin stili kitabını merakla bekliyorum.
En çok da Martin Parr gözüyle İstanbul’u...
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
