DÜN Yılmaz Erdoğan aradı, sesi gerçekten üzgündü. Dedi ki: ‘‘Ben öyle söylemedim, keşke yazmadan önce bir telefon açsayın!’’ Aslında hak vermiyor değilim.
Keşke Yılmaz Erdoğan da o soruyu cevaplandırırken on yıldır tanıdığını iddia ettiği beni ya da diğer kadın dostlarından birini arasaydı! O zaman ne o ne de ben yanlış anlamaya imkán tanıyacak bir şey yapardık. İtiraf etmem gerekiyor ki, Yılmaz Erdoğan'ın bu lafları söylemedim demesi, inkár etmesi hoşuma gitti. Demek ki o da bizim gibi düşünüyormuş. En azından bu tescillendi. Hayatta faydasız hiçbir şey yok. Her şey en azından bir şeye yarıyor. O yüzden ben de bu yazıyı Yılmaz Erdoğan için değil, bakire kız almanın insana iyi geleceğini düşünen başka erkekler için yazıyorum. Ne var ki, bir röportajcı olarak tuhafıma giden bir şey de olaya müdahil olan Ahmet Hakan'ın söylediği laftı: ‘‘Bu ne biçim soru? Böyle soru olur mu?’’ Olur Ahmet Hakan. Her türlü soru olur. Ya tüm sorulara cevap vermeyi reddedersin, ya bazı sorulara cevap vermeyi reddersin ya da her röportaj bir sınavdır, kendini iyi ifade edersin! Ya o röportajdan daha da sevilen biri olarak çıkarsın, ya da yanlış yaparsın, kendini kötü ifade edersin, bir anda gıcık kapılan biri oluverirsin. Bu işin, bu mesleğin raconu budur. Televizyonun canlı yayınına benzer. Röportajlar da bu yüzden ilgi çeker ve okunur. Neticede bu röportajda bir ifade sorunu var. Ama röportajı yapılan, yoktur diyorsa, öyle olmasını istediğimiz için biz de ona inanıyoruz. Tabii bunlar benim fikirlerim. Aşağıda bu konuda görüş beyan edenlerin farklı düşüncelerini okuyacaksınız.
HAMİŞ: İsteyen istediğini düşünür, isteyen istediğini söyler. Cumartesi bir Sinem Güven röportajı yayınlanacak. Onun da neler söylediklerini hep birlikte göreceğiz.
ANLAMAMIŞSINIZ
Yılmaz Erdoğan'ın dediklerini bence anlamamışsınız. Ya da yanlış anlamışsınız. Benim anladığım, eğer aşık olacağı kız bakireyse rahatlıkla evlenebileceğini söylüyor. Ekliyor: ‘‘Onu evlilik dışı bir ilişkiye zorlamam.’’ Ayrıca evliliğin, kendisini bugünkü hayat tarzından uzaklaştıracağını, huzur vereceğini, hayatını düzene sokacağını da belirtiyor. Ama siz feminist bir yaklaşımla (üstelik alıngan bir tavırla) bir cümledeki ‘‘Bakire kızla evlenirim’’, yani ‘‘Korkmuyorum, böyle birini de sekse zorlamam’’ sözünü ‘‘İlla ki bakireyle evlenmek isterim’’ gibi anlamışsınız. Üniversite yıllarımda böyle düşünen, yani evliliğin kendilerini huzurlu bir hayata kavuşturacağına inanan bir sürü arkadaşım oldu. Erdoğan da bunlardan farklı değil. (Cem O. K.)
ONU KİM DÜŞÜRDÜ
Müsaadenizle Y. Erdoğan'a geçmiş olsun demek istiyorum! Y. Erdoğan benim de beğendiğim ve sanatını alkışladığım biridir ama ‘‘Beni bu alemden kurtaracak bakire biz kızla evlenmek istiyorum’’ demesi beni şaşırttı. Üzdü. Şimdi ben de bunalıma girdim! Hayranı olarak, acaba nasıl yardımcı oluruz diye düşündüm. Bakire olsun olmasın bütün kadınlar toplantı falan mı yapsak? Acaba buraya (aleme yani) nasıl düştü, kim düşürdü, isteyerek mi düştü, kaç yaşındaydı, nasıl çıkar, çıkarılabilir mi? Diyelim ki, bakire bir kızla evlendi, düzelir mi? Sanmam. Bkz. M. Ali Erbil. (Zuhal)
SİZE NE?
Söyledikleri neden ona yakışmasın? Ben burada Yılmaz Erdoğan'ı kınayacak bir şey görmedim. Tercih meselesidir. Bakire bir kızla evlenmek isteyebilir. Size ne? Ben aksine, açıklamasını çok beğendim. (Esin K.)
NİYE ŞAŞIRDINIZ?
Oysa ben sizi zeki bulurdum. Allah aşkına burjuvalardan para kazanan feodal bir kafadan farklı bir şey bekleyebilir miydiniz? Daha durun, Vizontele-2 başarısız olursa neler yapacak, en yakın arkadaşlarına bile saldıracak. Unutmayın bu tahminimi. (Siyami)
RAHATSIZ OLDUM
Uğraştığınız şeyler (bakirelik, Y. Erdoğan'ın bu konudaki görüşleri) bana çok hafif ve yavan geldi. Bu tür şeylerin gazetelerin ön sayfasında ve çok okunan yazarların köşesinde tartışılmasının kime ne faydası var? Bu durumda televole kültüründen şikáyet etme hakkınız olabilir mi? Zaman zaman doğru işler yaptığına inandığım Erdoğan'ın böyle bir konuyla bu düzeyde ele alınmasından duyduğum rahatsızlık nedeniyle yazdım. (A. Demiray)
ÜZÜLDÜM
15 yıldır İsviçre'de yaşıyorum ve 6 yıldır Basel Kanton Parlamentosu üyesiyim. Yıllardır burada Türk kadınının imajını çeşitli yönleriyle tanıtmaya çalışan kadınlardan biriyim. Buralarda yaygın (hatta bazen kasıtlı yayılan) zavallı, kurban Türk kadını resmine altenatif çağdaş kadınlarımızı tanıtmaya uğraşıyorum. Yılmaz Erdoğan'ın yanlış anlamaya meal verecek söylediklerini okuyunca, ona inanan, saygı duyan, kendine örnek alan kaç erkek şimdi kendini onaylanmış hissediyordur diye düşünüp, üzüldüm. (Zeynep Y. F.)
KİŞİSEL TERCİH
Bence de mutluluğun anahtarı bakire biriyle olmak değil. Öyle olsa M. Ali Erbil mutlu olurdu. Zannediyorum, o da bu mantıkla evlendi ve sonuç ortada. Fakat öte yandan, insanların kişisel isteklerine de saygı duymak gerektiğine inanıyorum. Y. Erdoğan gerçekten böyle düşünüyorsa, onu suçlamak da biraz haksızlık olmuyor mu? Bunun onun zekásıyla filan ilgisi olmasını da anlayamadım! Her insanın mutluluk tarifi ve yol haritası bambaşka. O, bakire bir kızla evlenerek mutlu olacağını düşünüyorsa, bu niye kötü anlamayamadım. Acaba bakire bir kızla evlenmek istiyorum derken, bakire olmayanları aşağılıyor, onları değersiz kılıyor ve bütün kıyamet bunun için mi kopuyor? Neden olaya kişisel bir tercih değil de bu çerçeveden bakılıyor, anlayamıyorum. (Filiz G.)
YARASI OLAN GOCUNUR
Nedir bu bakirelik konusunda Y. Erdoğan'a olan öfke, kızgınlık, saldırı? Yoksa ülkede bakire mi kalmamış? Gördüğünüz gibi hálá ne kadar önemli bir kavram olduğu ortaya çıktı! Valla, yarası olan gocunur kardeşim! (Aliye)
GERİ KAFALILIK DEĞİL
O röportajı şaşkınlıkla okuduğunuzu ve Y. Erdoğan'ın böyle bir röportaj yaptığına inanmak istemediğinizi söylemişsiniz. Neden? Deliler gibi aşk yaşayıp da evlendiği gece bakire olmadığı için üç saatlik karısını öldüren insanların yaşadığı bir ülkede bir sanatçının da bu fikre sahip olması hiç de şaşılacak bir şey değil. Üstelik her insan dileğini düşünme özgürlüğüne sahip değil mi? Bakire olmayanların aşağılandığı, bu beyanatla haksızlığa uğradığını kabul edelim, peki. Ama ya uzun yıllar bekaretini evleneceği insana vermek için bekleyen genç kızlara haksızlık etmiş olmaz mıyız? Bence bu tür şeylerin geri kafalılıkla uzaktan yakından alakası yok. Tamamen insanın kendi iç dünyasıyla ilgili. Nasıl bekaretin çok da önemli bir şey olmadığını düşünenler varsa, önemli olduğunu düşünenler de var. Ben de bir erkeğim, benim için önemli değil, ama ben diyebilir miyim ki bütün erkekler benim gibi düşünecek. (Fatih B.)