Alya okuma öğreniyor

DÜŞÜNÜN o kadar büyüdü...

Haberin Devamı

Daha dün doğmuştu, bugün okuma öğreniyor...

Harflerle değil, seslerle...

Yeni sistem buymuş.

Harflerle okumayı öğrenmek tarihe karışmış.

Dün okulda, veli toplantısı vardı, bir yıl boyunca çocuklarımızın evin içinde tuhaf sesler çıkaracağını anlattılar.

İlk aşamada harfleri değil, harflerin çıkardığı sesleri öğretiyorlarmış.

“A” ya da İngilizce söylenişiyle “Ey” demiyor, kesik kesik “A-a-a-a-a-a-a” diyor ve sonra kelimenin gerisini getiriyor.

O kadar şeker oluyor ki...

“A-a-a-a-a... Alyaaa” diyor, dünyanın en büyük şeyini keşfetmişçesine...

Sonra heyecan içinde, bildiği bütün “A” ile başlayan kelimeleri sıralamaya başlıyor.

“A-a-a-a-a... Ayşeee”

 “A-a-a-a-a... Aslan Ceeem”

“Anneee, hepsi a-a-a-a-a’lı isimler...”

Haberin Devamı

Böylelikle kelimelerin fonetiğine alışıyor.

Bazı sesler kesik kesik “ba-ba-ba-ba” gibi, bazıları ise “ssssssssssssss”, “mmmmmmm” gibi uzun söyleniyor.

¡

Her hafta eve 3 yeni ses gelecek...

Anne babalar da, iyi bir temel için bu işe biraz eğilecek...

Ders çalışır gibi değil, oyun oynar gibi...

Öyle dediler yani...

Bu hafta eve gelen harflerden biri “ssssssssssssssssss”

Hepimiz aklımıza gelen “s”li harfleri söyleyeceğiz...

Tepsiye tuz koyup parmaklarımızla “s” harfi çizeceğiz, ya da banyoda buğu olduğu zaman aynada birlikte “s” harfi yapacağız...

Şimdi eğleniyorum, ne zaman fenalık geçiririm bilmiyorum!

“Evin orta yerine bir ip gerelim ve senin sesleri çamaşır mandalıyla asalım, tamam mı Alya?” dedim.

Pek hoşuna gitti.

Sonra bir an endişelendi:

“Hımmm, harflerimi yemez di mi?”

“Yok canım, tavşanlar, harf değil kablo seviyor” dedim, “Zaten kafayı, babanın şarj aletine taktı. Gör bak yiyecek!”

“Tamam” dedi gülerek.

Şu anda, evde hepimiz tuhaf sesler çıkarıyoruz.

Kelimeler havada uçuyor.

Benim de aklım uçuyor!

Bu çocuklar nasıl hızlı büyüyor...

 

HAMİŞ

 

Merak edenlere, Alya 4.5 yaşında oldu. Bir İngiliz okulunda okuyor. İngiliz sisteminde okuma erken başlıyor.

 

Haberin Devamı

Oturmamış kişilik yapısı adamı düşürür!

 

TAMER Karadağlı’nın Hülya Avşar’ın programında, hakkımda söylediği şeyler (Soyunarak gündemde kalmaya çalışıyor/ Madem kocası izin veriyor, memelerini de açsın/ Memelerini görmek istiyorum) kalitesizliğin, pespayeleşmenin örneği...

Daha bir sürü ipe sapa gelmez şey...

Başka erkeklerin çapkınlık hikayeleriyle paralellik kurmalar, günah çıkarmalar, aklınca gazetecilere laf sokmalar...

Hepsi, “Benimle ilgilenin!” çığlığı...

Çok çaresiz bulduğumu itiraf etmeliyim.

İntikam almak isteyen birinin daha akıllı olması gerekir.

İntikam alma isteyişinin sebebi de, onun hakkında yazdığım olumsuz bir yazı.

Ayrıldıktan sonra karısıyla yaptığım röportaj yüzünden diğer gazeteci arkadaşlarımla birlikte, bana da kafa atmaya çalışıyor.

Haberin Devamı

Hesaba katmadığı bir şey var, ben Arzu Balkan yerine konuşamam, ancak onun konuştuklarını aktarırım. Bunu kavramaya yetecek kadar zeki olması beklenirdi. Can Dündar’ın ve Ali Kırca’nın eşiyle neden röportaj yapmadığımı soruyor. Bu da duyduğum en abuk soru. Hangi gazeteci istemez? İstedim, onlar kabul etmedi, ama kendi karısı etti...

¡

Yeniden insanların ilgisini yakalamak istiyorsan, ortaya iyi bir şey koy, iyi bir film, iyi bir dizi ya da git karınla birleş ya da kendine yeni bir sevgili bul!

Ama tabii kadınlar da artık akıllandı, senin gibi bir adamla birlikte olmak istemiyorlar. Çünkü sen, kadınları yarı yolda bırakan, güvenilmez bir adamsın.

Haberin Devamı

Senin meselen, ortaya çıkarılmış kasetler, karını aldatman filan değil, oturmamış karakterin yüzünden zor durumdaki bir kadını yarı yolda bırakmış olmak...

Affedilmediğin nokta o...

Sen hâlâ hedefi şaşırtmaya uğraşıyorsun...

Yemezler!

Yazarın Tüm Yazıları