50 yaşındaki erkekler neyin peşinde: Sevilmek mi? Sevişmek mi?

SİZİ HİÇ SEVMEMSizi hiç sevmem, bunu da daha önce size yazmıştım.

Yazılarınızı hiç okumam, çoğunlukla saçma sapan ve yanlıştır. Ancak o şarkı sözleri beni mahvetti. Çok sevdim, bayıldım, ağladım. Zira bu yıl 50 yaşıma girdim. (Erol U.)

- İntikamcı bir tip değilim. Boş verin beni, şarkı sözleri sizi ağlattı demek. Kuzum bu 50 olmanın, erkekler açısından çok mu önemi var, bir anlatır mısınız n’oluyor 50’de. Bir tür sorgulama süreci mi başlıyor? Ya da "Aman Allah’ım, erkek olarak hálá arzu ediliyor muyum, edilmiyor muyum" tripleri mi başlıyor? O kadar çok 50 yaşındaki adamdan mail geldi ki, şaşırdım. Nedir mesele? 50 yaşındaki erkekler esas olarak neyin peşinde: Sevilmek mi, sevişmek mi?

BEKAR MUHENDİSİM

Yazınız beni çok etkiledi. 19 yıldır Florida’da yaşayan 5 yıldır bekar bir mühendisim. 9 Nisan’da 51 yaşını bitireceğim. Gerçekten hayatımın hiçbir döneminde kendimi bu kadar olgun, ne yaptığını bilen, cesur ve kararlı hiç etmemiştim. (İsmet D. /Florida)

- Sizi tebrik ediyorum İsmet D. Sizin adınıza sevindim. Olgun, ne yaptığını bilen, cesur, kararlı... Affınıza sığınarak bir sıfat da ben eklemek istiyorum: Yalnız... Yanılıyor muyum? Ama hepimiz yalnızız aslında İsmet D., lütfen alınmayın, şurada biz bize konuşuyoruz...

ERKEK DE İSTER

Kadınlar böyle bir erkek bulmayı diler tamam da, aklı başında her erkek de böyle bir adama dönüşmek ister! Her erkek, korkulardan arınmak, hayatla barışmak, o barışıklığın getirdiği bilgelikle kendi hayatını ve sevdiklerininkini aydınlatmak ister. (Ronnie D.)

- Valla, sizin 50 yaşındaki erkekler için gösterdiğiniz hedefe itiraz edecek kadın olduğunu zannetmiyorum. Ayrıca bu vesileyle, ne kadar çok 50 yaşında aslında bir küçük ilgi, hareket, işaret bekleyen adam varmış yeryüzünde onu anladım. Hepsinin şerefine şampanya içiyorum şu anda. Hakikaten. Çünkü İnoka’nın doğum günü vardı, buzdolabında da tesadüfen şampanya. Evde küçük bir kutlama yaptık. Leyla, Mine, Alya, İnoka ve ben. 5 kadın anlayacağınız. Tabii ki konumuz İnoka’nın doğum günü ve 50 yaşındaki erkeklerdi, onların şerefine içtik...

YANLIŞ EFENDİM

Yanlış efendim! Baştan aşağı yanlış. "Her düşü kurmuş ve yitirmiş adam" başarısız adamdır. Kadın, başarısız erkeğe hiç tahammül edemez. Kadın, "Ne istediğini bilen ve en kötüye hazırlıklı adam"ı da fazla gerçekçi ve romantizme uzak bulur. Hele hele "yalan söylemeyen" erkeğin hiç şansı yoktur! Adamda para olduktan sonra, adamın gözlerinin kamaşması ya da kamaşmaması da kadın için hiç sorun olmaz. "Ben çok özelim, kimselere benzemem, farklıyım, nasıl olsa elimde tutarım" mantığı vardır kadında. Ayrıca kadın "mutevazı adam"a "Kendine güveni yok bunun!" der, ezik damgası vurur. Gözü kamaşmış adama ise "Biraz ukala ama en azından güvenli" der. İçki ve benzeri şeyleri içmeyi ve zamparalığı bırakmış adamı da kadın, heyecan verici bulmaz. Tek kelimeyle ifade eder: Sıkıcı. Tek eşliliğe eğilimli, sükunetle seven adamlar, anında yedek kulübesine gider. Çünkü aldatma riskleri yoktur. Kadın, "Risk ve yalan olmayınca heyecan da olmaz!" der. Sizin için her şeyi yapabilecek adam istiyorsunuz da, siz o adam için her şeyi yapar mısınız? Hiç sanmam. Hayatım boyunca kadınların hep dürüst erkek istediklerine, sonra da onları reddedip, en şahsiyetsiz, en yalancı ve zampara adamları seçmesine şahit oldum hep. (Barış K.)

- Beyefendi, kadınların en derinlerine nüfuz etme kabiliyetinize hayran kaldığımı itiraf etmek zorundayım. Bu genç yaşınıza (28), o kadar çok ilişki sığdırmış olmalısınız ki, bu kadar manalı tecrübeniz, bu kadar şaşaalı yargılarınız var... Bakın Barış K, her kadın sizin bildiğiniz kadın değildir. Ama evet Barış K, her erkek de bizim bildiğimiz erkek değildir!

SEN YAPMA BARİ

Sen yapma bari. Hem de kendi gazetenin yazarlarının iki kez bahsettiği bu şarkı sözlerini ilk defa duymuş olsan bile, n’olur ilk kez duymuş muamelesi yapma. Arada dön bir de onları oku: 06.07.2003 Hürriyet/ Hadi Uluengin, 28.09.2003 Hürriyet/ Hadi Uluengin; 14 Mart 2004 Milliyet/ Mehmet Y. Yılmaz, 18 Şubat 2006 Hürriyet Mehmet Y. Yılmaz... (Biçetin.)

- Belge olunca insan inkar edemiyor haliyle! Özür dilerim, kaçmış gözümden. Oysa, ikisi de çok çok sevdiğim yazarlar. Ama fena mı oldu ben yeniden yazınca? Kötü bir şey mi yaptım? Tek ayak üzerinde mi durmam gerekiyor? Güzel olan şeylerin bir daha bir daha yazılmasında bence bir mahzur yok. Bu yazıyla ilgili o kadar çok mail aldım ki, demek ki okuyanlar açısından da yok. Sevgiler...

53 OLMAZ MI?

Merhaba Ayşe, 53 olsa olmaz mı? (Oğuz.)

- Olmaz, 3 yılı sildirin gelin! Olur, olur. Tabii şartlar uygunsa...
Yazarın Tüm Yazıları