1 yazı 1 sürü tepki

Bir yazı yazdım ortalık birbirine girdi. Geçen Cuma burada yalnızdım. İşlerimi bitirmeye uğraşıyordum. Sevgilim de Dubai’de yalnızdı.

Birden delirdim, uçağa atladığım gibi yanına gittim. Bütün gün de yataktan çıkmadık. Ve ben bunu yazdım. Olaya sebebiyet veren durum budur. Acayip tepki geldi. Ama zannetmeyin ki, sadece olumsuz eleştiriler söz konusuydu. Anlatamayacağım kadar değişik tepki vardı. Destekleyenler, reddedenler, izin verenler, gizli yapmamı önerenler, nazar değecek diyenler, özenenler, sen kendini ne sanıyorsun sadece sen mi yaşıyorsun bunları diye soranlar, zina yapmakla suçlayanlar, beni Allahsız ilan edenler... Ve buraya alamadığım daha bir sürü tepki. Gördüğünüz gibi tek tip insan yok çok tür insan var. Ve barış içinde bir arada gayet mutlu yaşıyoruz!

OBJEKTİF HABER

Mal varlığınız, yatlarınız, katlarınız, çifte arabalarınız, yatağınızın büyüklüğü (tavanda da ayna var mı?), nasıl şaşaalı hayat yaşadığınız, bizi zerre kadar alakadar etmiyor. Bize objektif haber verin. O yazıda resmen sevişmenizin detaylarına ineceğinizden korktum! (Necdet)

- Ben de! Ama gördüğünüz gibi benim de bir adet oto kontrolüm var! Bu arada şaşaalı bir hayat yaşamıyorum, yatım, katım, çifte arabam yok. Bunlara değil ama en çok yatak odamın tavanında ayna olmamasına üzülüyorum. Ben isterdim. Siz? Pardon! Sormamış farz edin.

BUNUN ADI ZİNA

Ben sizi seviyorum. Bu yüzden uyarmak istiyorum: Belki Allah’a yüzeysel inanıyorsunuz. İnancınız içinizde var ya da yok. Belki bir dine bile sahip değilsiniz, ama yazınızı okuyan dinsizlerle beraber Müslümanların da var olduğunu unutmayınız. Sevişmek ve Müslümanlık zıt mı? Hayır değil. Zıt olan bir kadının zina yapması ve bunu ulu orta yazması. (Mustafa.)

- Bu da iyi! Ben Allah’a inanıyorum Mustafa. İnanmasam beni öldürsen inanıyorum demem. Ama aşk varsa zina olmaz, buna da inanıyorum. Bu arada Mustafa, kafam karıştı: Evlenirsem bu yazıları yazma iznini otomatikman alıyor muyum?

KUTLUYORUM

Bu tür kaçamakları sevgilimle ben de yaşadım. Yazdıklarını okuyunca yaşadığın heyecanı anladım. Harikasın! Bırak ülke sorunlarını başkaları çözsün, ne kadar başarılı oldukları da, ülkenin halinden belli zaten. Bari sevgi ve aşk işlerine karışıp onu da berbat etmesinler. Seni cesaretin ve yaşadığın güzel aşktan dolayı kutluyorum. (Cengiz D.)

- Bunun neresi cesaret anlamıyorum. Ne yaşıyorsam onu anlatıyorum. Yaşamam mı cesaret, anlatmam mı? İkisi de benim doğal davranışım o yüzden ortada kutlanacak bir şey göremiyorum. Yine de teşekkür ederim.

SANIYORSUN Kİ

Sanıyorsun ki, biz senin yaşadıklarını yaşamıyoruz. Yanılıyorsun! Ben de Amerika sokaklarında dolaşmak varken, sevdiğim adamın kollarını tercih edip, saatlerce otel odasından çıkmadım. Aramızdaki fark şu: Ben yaşadıklarımı senin gibi önüme gelene anlatmadım. İki kişinin özelinin özel kalması gerektiğini bildim, yatak odamı çok yakınlarıma bile açmadım. Sınır tanıdım. Sen sanıyorsun ki, eleştiri getirenlerin hayatları bomboş, sıkıcı, yapacak daha iyi işleri olmadığı için sana bunları yazıyorlar. Yine yanılıyorsun! Ben de mutluyum, seviyorum, geziyorum, görüyorum, yaşıyorum ama bir arkadaşım mutsuzsa, ona ne kadar mutlu olduğumu anlatamıyorum. Sen nasıl kendi ülkende 10 milyon yoksul insan varken böyle yazılar yazabiliyorsun, gerçekten anlamakta güçlük çekiyorum. (Ayşen U.)

- Peki. Siz bu mailin yayınlanacağını bile bile, benimle aynı şeyleri yaşadığınızı nasıl yazabiliyorsunuz! N’oldu şimdi o 10 milyon yoksula? Yok mu oldu? Demek ki, insan paylaşmak istiyor, haykırmak istiyor. Otel odasında sevgilinizin kollarında olduğunuzu yazmak da ayrıca hoşunuza gitti değil mi? Bu çok normal. Sizden farkım ben kendimi tutmuyorum, kasmıyorum.

KOMİK KADINSIN

Komik kadınsın. Bugünkü yazında bana kendimi hatırlattın. Ben de haftasonları kız arkadaşımın yanına gidiyorum. Ben New York’tayım, o Polonya’da! Anlayacağın, ben de senin gibi deliyim. 48 saat yataktan çıkmadığımızı da dünya aleme ilan edebiliyorum. Bu anormal bir şey mi? (İ. G.)

- Bana sormayın. Bana normal geliyor. Bana anormal gelen bunun devlet sırrı gibi saklanması. Bu arada ne mutlu size! Yalnız, 10 milyon yoksulun olduğu bir ülkede her hafta sonu o kadar para saçmak birilerine dokunabilir. Bir de herkesin sevgilisi yok, 48 saat de çok uzun bir süre, sizi ısırabilirler, benden söylemesi...

AŞK YOKSA

Bugün sana çok özendim. Dilediğin gibi yaşamak ne güzel. Kafana estiği gibi, özgürce. Yerinde olmak isterdim: Aşıksın. Ben evliyim ama aşık değilim. Halbuki dünyanın en iyi kocası. Yani oğlum dünyanın en iyi babasına sahip. Ama aşk yoksa, hiç bir şey güzel gelmiyor. Üstüne üstlük platonik bir aşk yaşıyorum. Çok fena. (P.N)

- Allah yardımcınız olsun. Aslında sizin sahip olduğunuz şeyler de yabana atılır gibi değil.

DİDİM BİR İKİ

Kaçamak yazınız, karısından 800 km. uzakta kös kös çalışmakta olan bende acayip bir etki yarattı. Hayat koşuşturması o kadar tuhaf bir şey ki, insan bazen güzel çılgınlıklar yapmayı unutuyor. Yok araştırma raporları, yok yeni projeler, yok patronun bitmez tükenmez istekleri. Bir de biz varız! Didim’e bu akşam yer var mıdır acaba? (Hakan)

- Yazım böyle bir etki yarattıysa sizde, ne mutlu bana! Fena halde destekliyorum. Hadi yürüyün Didim’e gidin.

HEYECAN BULUYORUM

Sevgilimle hep yaşamak istediğim ama onun suratsızlığı yüzünden (her şeyi burnumdan getirir!) hiç yaşayamadığım şeyleri yazmışsın. Okumak bana büyük keyif verdi. Ben sende heyecan, enerji ve mutluluk buluyorum. Lütfen devam. (Aslı A.)

- Sağol be Aslı. Sen de olmasan... Öpüyorum, teşekkür ediyorum.
Yazarın Tüm Yazıları