Paylaş
Bu sefer bana eposta ile ulaşan Niyazi oldu. Niyazi epostasında karısı Zeliha’nın çocukları da alıp kendisini terk ettiğini ve onları barıştırmak için “yetişmem” gerektiğini yazmıştı.
Aslında Niyazi benim okurum değilmiş önceden ancak Zeliha beni sürekli okuduğu için ancak benim onları barıştırabileceğimi düşünüp bana yazmaya karar vermiş.
Olay şu;
Zeliha’nın kızkardeşi Aysel İzmit’te kendisiyle aynı fabrikada çalışan Japon mühendise gönlünü kaptırmış.
Ama gelin görün ki bizim Niyazi biraz tutucu olduğundan; “Ben elin güneşe tapan adamına kız vermem” diye tutturmuş. “Biip biiip biiip … biip biiip” demiş.
Esip gürlemiş, bizim Japon damat adayını evden kovmaktan beter etmiş.
Bilirsiniz Japonlar gururlarına pek düşkün olurlar, harakiri bile yaparlar bazı durumlarda.
Tabi Aysel ile Zeliha beklemedikleri bu tepki karşısında şok olmuşlar ve çok öfkelenmişler.
Bunun üzerine Zeliha da “Yetti artık canıma, bıktım senin kalın kafalılığından, bağırıp çağırmadan, biiip biiip…” diyip çocukları da alıp anasının evine gitmiş.
“Boşanacağım senden, çocukları da artık rüyanda görürsün” diyormuş, başka da bir şey demiyormuş.
Niyazi perişan olmuş çünkü aslında Zeliha ile onlar da severek evlenmişler ve hatta Zeliha’nın babası başta razı olmamış da aynı şeyleri onlar da yaşamışlar.
“Ulen Niyazi” dedim, “madem sen de yaşadın aynı şeyleri, ne demeye kızcağıza karışıyorsun? Bırak kim kiminle istiyorsa evlensin, birlikte yaşayacak olan onlar değil mi? Japon olsa ne olur, bak hem mühendismiş, iyi bir işi varmış, seviyorlarmış da birbirlerini, bırak gençler mutlu olsun”
Niyazi namazında niyazında adam, dini konulara fazla duyarlı, bir de Zeliha ile Aysel’in babaları da öldüğü için kendini evin erkeği olarak sorumlu sayması normal.
Neyse ağzından girdim, burnundan çıktım Niyazi’yi ikna ettim. Ama Niyazi; “Ayşe Hanım, Zeliha’ya ben ne desem bana inanmaz, çok inatçıdır. Ne olur siz de benimle gelin.” Diye yalvarınca mecburen atladım, gittim İzmit’e.
Bu sefer biz kız ister gibi çikolata, çiçek dayandık Zelihaların kapısına. Zeliha beni görünce ağlamaya başlamasın mı, o ağlayınca ben de arkasından başlamayayım mı?
Neyse biraz sonra kahveleri de içip olayı tatlıya bağladık. Niyazi binbir özürle, “söz ben kendi elimle evlendireceğim” diyerek gönlünü aldı karısıyla baldızının.
Hemen bizim Japon damat adayını çağırdık. Koştura koştura geldi garibim. Ben işi garantiye almak için hemen yüzükleri aldırttım, oracıkta sözlerini kestirdim.
Salı günü karpuz denize düştü- 3 sizlerle olacak benim canım okur dostlarım.
Not: bunlar tabi ki gerçek isimleri değil.
Paylaş