Paylaş
Eşine sürpriz yapmak için benden Grease Müzikali'ne davetiye isteyen bir okur dostumuz vardı. Su uyur Ayşe uyumaz, bir şekilde davetiyeleri hallettim.
Yüzümde koca bir gülümsemeyle okurumu telefonla aradım, durumu anlattım. Ama baktım ki okur dostum çok etkilenmedi bu durumdan, "Hıı öyle mi... E peki oldu, sağolun" gibi laflar etti. Bozum olmadım desem yalan olur yani, o kadar uğraşmışım.
Telefonu kapattım, yazıyı hazırlamaya başladım ve ve ve gerçek dan diye karşıma çıktı. Ben dangalak, mailleri karıştırmışım. Makyaj malzemesi, parfüm isteyen okuru aramışım, "Makyaj malzememiz kalmadı, buyur sana müzikal davetiyesi..."
Neyse Allah'tan erken uyandım da bu karışıklığı çözebildim.
DAVETİYELERİMİ ALDIM
Selam,
Davetiyeleri aldım. Ayrıca dün öğle saatlerinde aradım Kuruçeşme Arena'yı, "İptal var mı?" diye sordum. "Yok" dediler. Akşam hazırlanırken eşim dedi ki; "Zeynep yine ara." Ben aradım ama telefon meşguldü. Nasılsa iptal edilmemiştir diye gittik. İptal edilmiş :))) Bu akşamki son gösteri için bilet verdiler davetiye yerine. Eve dönene kadar kocam benimle dalga geçti :) Neyse ki boğaz havası almış olduk ama değil mi? (Umutsuz Pollyanna)
Bu akşam yağmur, kar, fırtına, hortum, ne varsa gelsin. Gidip o müzikali izleyeceğiz.
Tekrar çok teşekkürler.
Sevgilerimle,
Zeynep
CEVAP: Aaa şansa bak yani. Umarım bu akşam bir terslik olmaz. Kocan çok şaşırdı mı, çok sevindi mi, nasıl tepki verdi? Meraktayım. İyi eğlenceler canım, çok öperim.
* * *
AQUA DOLPHİNE SONSUZ TEŞEKKÜRLER SAĞOLUN VAROLUN
Sevgili Ayşe,
İlk yazmaya başladığın zamandan beri seni sürekli okuyorum. İlk zamanlar eşinden ayrılma yazıların, daha sonrasında gelen esprili, kendiyle barışık, kafa yormayan yazıların ve daha sonrasında süper bir düşünce YETİŞ AYŞE (YETİŞ AYŞEM YETİŞ). Ben İstanbul Üniversitesi'nde dekan sekreteri olarak çalışıyorum. Yani devletin memuruyum ama tahmin edeceğin gibi devletin memuru olmak pek de bir işe yaramıyor. Niye dersen malumun, maaşlar yetmiyor. Eşim taksi şoförlüğü yapıyor. 15 yaşında bir kızım, 5 yaşında bir oğlum var (Allah herkesin evladını kendisine bağışlasın). Şu anda iş yerindeyim, çok fazla zamanım olmuyor. Senin de vaktini çok alıp kafanı da şişirmek istemiyorum. Ne olur, eğer mümkünse bir ricam var senden. 1 yıl sonra emekli olacağım. Çok uzun zamandan beridir çocuklarım Bahçeşehir'dek i Aqua Dolphine havuza gitmek istiyorlar ama bütçe şartlarım bir türlü buna el vermedi. Belki bu isteğimi saçma bulacaksın ama ne yapayım annelik işte. Sen de annesin, beni daha iyi anlayacağını ümit ediyorum. Bir sürü radyo programları, havuz üyeliği için promosyon bilet hediye ediyorlar. Çalıştığım için radyo dinleyip bu etkinliğe katılamıyorum. Bu hediye biletlerden senin sayende ben de edinebilir miyim? LÜTFENNNNNN bana bu konuda yardımcı olur musun? Ben de çocuklarım da tatile gidemiyoruz. Hiç değilse burada havuza götürebileyim. Şimdiden sana sonsuz sevgilerimi ve teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca seninle arkadaş olmak istiyorum. Beni çok mutlu edersin :))
AYŞE H. A.
CEVAP: On dakika önce seninle telefonda konuştuk adaşım. Aqua Dolphin'den Hakan beyin iletişim bilgilerini sana verdim. Bir gün boyunca seni ve çocuklarını misafir edecekler. Harikalar... Tekrar teşekkür ederim AQUA DOLPHİN...
* * *
NİŞAN KIYAFETİ ARAYAN OKURA
Selam Ayşe hanım,
Nişan kıyafeti isteyen arkadaşa belki yardımcı olabilirim. Kız kardeşimin düğününde giydiğim ve bir daha hiç kullanmayacağım bir elbisem var. 38 beden, siyah beyaz leopar desenli (belki düşüncesi itici gelebilir ama güzel :) ). Askılı, saten bir elbise. Eğer ilgilenirlerse ............... telefon numarasından ya da mail adresimden ulaşabilirler.
Berrin ben
CEVAP: Harikasın Berrin. Bayılıyorum senin gibi koca yürekli insanlara. Numaranı yazmadım tabi ki... Nişan kıyafeti arayan okur dostum benimle bağlantıya geçince kendisine ileteceğim, öperim.
* * *
İŞ YERİNDE TACİZE UĞRAYAN OKURA OKUR TAVSİYESİ VE BİR AVUKAT CEVABI
Ayşe Hanım,
Yazmaya başladığınızdan beri yazılarınızı ilgiyle okuyorum. Kendinizle ve çevrenizle, anılarınızla ilgili yazdıklarınız çok daha keyifli olmasına rağmen, “Yetiş Ayşe” de çok ilgi çekici.
Aşağıdaki taciz yazısı yanılmıyorsam aynı kişiye ait ikinci yazı. Benim tavsiyem ucuz ve basit bir kamera ile ilgili olacak. Google’da “spycam” veya “casus kamera” diye bir arama yaparsanız 50-60 TL civarında miniminnacık ama oldukça güzel görüntü çekebilen kameralara ulaşabilirsiniz.
Bundan sonrası ise bu kameranın gözlük şeklinde olanı mı, kalem şeklinde olanı mı, yoksa çakmak şeklinde olanını mı seçmek gerektiği :)
Bu fikir belki o tacize uğrayan hanımefendinin işine yarar düşündüm.
Ben her ihtimalde bir link veriyorum.
http://www.kalemkamera.com/
Hoşçakalın,
ŞEREF A.
CEVAP: Şeref acilen bu kameradan ben de ediniyorum, süpermiş.
* * *
Ayşecim merhaba,
Bugünkü yazını okudum. İşyerinde cinsel taciz konusunda avukata danışmak isteyen arkadaşa yardımcı olmak isterim. Burada cevaplanması gereken soru; tacizde bulunan işverenin kendisi mi yoksa başka bir çalışan mı?
Eğer işverenin kendisi ise tacize uğrayan işçi haklı nedenle sözleşmesini feshedip tazminat, vs. haklarını alabilir. Eğer başka bir çalışan taciz ediyorsa burada önce işverene bu durumu bildirmeli ve çözüm istemeli. Eğer bu bildirime karşın işverence çözüm üretilmezse (tacizci çalışanın işine tazminatsız son vermek gibi bir çözüm) yine haklı nedenle fesih hakkını kullanabilir. Burada tanık ile ispat mümkün.
Yargıtay'ın bir kararında sadece tacize uğrayan işçinin kendi beyanı bile yeterli delil sayılmıştır. Bu da mağdurların korunması açısından sevindirici bir gelişme.
Daha fazla detay olduğu takdirde daha ayrıntılı bilgi verebilirim.
Sevgiler,
Av. Merve Gürcan
CEVAP: Mervecim sağolasın güzel avukatım.
* * *
ERHAN SEFER GENÇ STAND UP'CI
1930 yılında İstanbul'da doğdu (yaş belirtmiyorum).
13 Yaşında özel bir TV kanalında çocuk programı (Çocukça) sunmaya başladı.
14 yaşında gelen teklif üzerine radyo programlarına başladı (Erhan ile Hızır Acil).
16 yaşında gelen Vj'lik teklifi sonucu, çocuk programını ve radyo programını bıraktı.
17 yaşında sahne sanatı olan Stand Up'a giriş yaptı.
Sahnelerin artması sonucunda televizyon programını bırakmak zorunda kaldı.
Şu an sahneleri devam ediyor.
erhansefer@alisef.net
CEVAP: Erhancım umarım sana da bir faydam dokunur. Çok yeteneklisin, aklı olana buradan duyuralım. Acilen bu genç adamı keşfedin.
* * *
ISSIZ ADAMA OKUR CEVABI
Ayşe Hanım merhaba;
Bugünkü yazınızı kısmen okudum. "Issız Adam" başlıklı yazınızdaki kız sizden cevap istemiş. Lütfen ona hemen ayrılmasını ve o adamla tüm bağlantılarını koparmasını yazın. Benzer bir olayı ben de yaşadım. Çok sevimsiz bir durum ve yalanlar yalanlarla açıklanıyor. İnanın sonu yok. Bu saatten sonra bu kişinin doğruları anlatması beklenemez. Bu arkadaş da çok daha büyük sıkıntıların içine girebilir. Ben kısmen yaşadım, bazı ceremelerini de çekiyorum. Ama birini böyle duyunca direk cevap ya zmak istedim. Hemen kurtulsun, bu kadar fedakar biri çok daha harika biriyle mükemmel bir hayat kurabilir.
Ceren A.
CEVAP: Aynı kafadayız.
BURS YA DA İŞ ARIYORUZ
Ayşecim merhaba,
Düzenli olarak takipteyim seni :) Bugün de Yetiş Ayşe köşeni okuyunca oldukça heveslendim. Benim maruzatım biraz farklı. Ciddi bir finans desteğine ihtiyacım var, ki benim tercihim bunu sağlayabilecek bir iş ya da burs olurdu. Uzun zamandır çağrı merkezi sektöründe çalışmaktayım. Tabi ki üniversite mezunuyum ve 2. üniversite okuyorum. Tutkum yaşam ve kurumsal koç olmak. Buna ulaşabilmek için okul desteğine devam ederken almam gereken eğitimleri alabilmek için ihtiyacım olan mali desteği bir türlü sağlayamamış olmam gibi büyük bir sıkıntım var. Konuyla ilgili donanım, istek, tutku, araştırma, eksiksiz mevcut :)
Tek eksiğim bunları sağlayabilmek için mali destek. Bunun için kendimden oldukça fedakarlık yapsam da harçlar, rutin ihtiyaçlar ki bu yıl tatil bile yapmama kararı aldım :) Maalesef henüz yaklaşamadım hedefime. Görünen kendi imkanlarımla da yaklaşamayacağım. Uzunca bir süredir kafamı kurcalıyor ve hayatta olmak istediğim yeri bilip ona adım atamamak beni oldukça sıkıntıya sokuyor. Hayalim için bazen gereksiz düşüncelere dahi kapıldığım oluyor ki, neyse ki güçlü bir kadınım kendimi kolay bırakmıyorum :) Henüz 26 yaşındayım ve kariyerimde değişiklik için oldukça verimli bir dönemdeyim. Bunu kaçırmak istemiyorum. İşte böyle... Biraz içimi döktüm, biraz yardım istedim. Umuyorum ki söylenecek, yapılacak bir şeyler vardır.
(Unutmadan nişan elbisesi isteyen arkadaş için de yeni bir elbise almam mümkün olamaz ama etrafımda oldukça fazla hatun mevcut. Beden ve nasıl bi r şey istediğini öğrenirsek, en azından etrafa haber salıp bir şeyler çıkmasını sağlayabiliriz diye düşünüyorum.)
Sevgiler,
SEDA Y.
CEVAP: Sedacım aman ha sakın ümitlerini kırma, yolun başında ve en güzel yerindesin. Umarım bir cevap alırız.
* * *
GECE ELBİSESİ ARIYORUZ
Merhaba Ayşe abla,
Aslında bu maili atmak için çok düşündüm. Hiç yapmadığım bir şeyi yapacağım şu an. Bu yaz kuzenim evleniyor ve abiyeler gerçekten çok pahalı :( Her genç kız gibi ben de şık olmak istiyorum. Beğendiğim elbise ise 750 TL :( Bu sene üniversiteye başlayacağım. Anneme çok fazla yük olmak istemiyorum. Babam vefat etti, zaten ikimiz çabalıyoruz. Yardımına ihtiyacım var, ne yapacağım ben? :((
SEDA A.
CEVAP: Sedacım, okur dostlarımdan umarım bir cevap alırız. Olmadı iş başa düşer, yani bana. Ne eder eder seni şıkıdım şıkıdım kuzeninin düğününe yollarız. Haftaya bu köşede bir şey çıkmazsa, ne olur bana tekrar hatırlat canım.
* * *
Merhaba Ayşe Hanım,
Yazılarınızı okumaya Ayşe Arman’la yaptığınız ropörtajdan sonra başladım açıkçası. Ve inanın başınıza gelenlere ne kadar üzüldüğümü ve olayların karşısında ne kadar büyük bir cesaretlilik ve güçle ayakta durmanıza hayran oldum.
Yetiş Ayşe yazı dizinizde tanıdığım doktorlar, psikologlar var diye yazmışsınız. Benim konum biraz farklı, kendim için değil en yakınım canım için bir şey isteyeceğim sizden. İlk önce olayı anlatmaya başlayayım.
Benden 4 yaş büyük bir ağabeyim var. Babam Adıyaman'lı ve annemle evlendikten sonra annem kalp hastası olduğu için 10 yıl çocukları olmamış. 10 yıl sonra ilk çocuk olarak ağabeyim dünyaya gelmiş. Tabi takdir edersiniz ki doğulu olmamız nedeniyle ilk çocuk erkek olunca bütün ilgi onda toplanmış. Bir de babam çok anlayışlı, çok mülayim ve asla hayır demesini bilmeyen bir insandı. Bu arada ben de Aralık 2009'da babamı geçirdiği kalp krizi sonucu kaybettim. Ağabeyim tabi çocukluk dönemi boyunca her istediği yapılan bir çocuk olarak büyüdü. Gençlik dönemlerinde yanlış arkadaşlar seçimi ve sonrasında üniversite sevdası... Ama onun öncesinde babamın bizi düşünerek milletvekilliği seçimlerine aday olması ve kazanamaması bizim ailemizin çöküşünü başlattı diyebilirim. Çöküş demek yanlış olur gerçi ama maddi ve manevi olarak hasar aldık ailecek. Bu hasardan da en fazla ağabeyim etkilenmiş ve biz bunun böyle olduğunu babam öldükten sonra anladık.
10 yıl boyunca İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'nde okudu. Bunun on yıl olması zeka kapasitesinin düşük olmasından falan değil. Adamın içinde hem okul hem de sorumluluk duygusunun olmamasına yorumluyorum ben. Anasınıfından beri özel okullarda okutulan bir çocuk sanırım büyüdükçe okuldan soğudu. Tabi bir de sorumluluk adına hiç bir yükleme yapılmayınca şimdi tuhaf bir şekilde kişiliğini arıyor.
Üniversite dönemi boyunca yani 10 yıl boyunca babam ve annem ne zaman olursa olsun, saat kaç olursa olsun her dediğini yaptılar. Gecenin onunda babamın ona para göndermeye gittiğini bile biliyorum. Lafı fazla uzatıp sizi sıkmak istemiyorum. Meğerse abim orada kötü arkadaşları sayesinde alkole alışmış ve babam ölmeden önce de yani okulu bitirip Ankara’ya döndükten sonra da içki içmeye devam etti. Babam öldü ve abim ölmeden önceki gibi sıklıkla değil ama hala içkiden vazgeçemiyor. Tabii bunun yanında hiç bir arkadaşının olmaması kendisinin hayata dair bir amacının olmaması da cabası… Ben ağabeyimle oturup çok konuştum. Çünkü bir gece annem evden gitti. Yine içkili olduğu bir gece sapıtıp anneme ve ölmüş olan babama veryansın ediyor. Annem de dayanamayıp evden çıkıyor. Bir hafta boyunca ağabeyimle ben ilgilendim. Her gün gidip konuştum, bir şeyleri anlamasını sağlamak adına sohbetler ettim. Her şeyi mantıklı bir şekilde kabul ediyor ama uygulama yok. Çünkü hiçbir şey yapmasını bilmiyor. İçki alınca kendini kaybediyor. Hatta akrabalarımızdan bir çoğu babamın ölme sebebini ağabeyime yüklediler ve şu anda annemle görüşmüyorlar. Özellikle de babamın kız kardeşi ve çocukları.
Ağabeyime psikoljik tedaviyi bir türlü kabul ettiremiyoruz. Durumunun farkında ama daha önce gittiği psikologlar ve psikiyatristler sadece ilaç verip gönderdikleri için ve kendisinin de zekası bir hayli üstte olduğu için onlarla konuşmak istemiyor. Sizden ricam tanıdığınız psikologlara durumu anlatıp bizim onu psikoloğa götürmeyi sağlamamız için nasıl bir yön izlememiz doğrultusunda olacak.
Biliyorum size mail gönderen, yazan bir sürü insan var. Sıra bana ne zaman gelir bilmiyorum ama en kısa zamanda gelmesini diliyorum. Çalışmlarınızda başarılar diler, huzurlu, mutlu, sağlıklı bir ömür temenni ediyorum.
Saygılarımla,
B.Ö
CEVAP: Canım duruma çok üzüldüm, umarım iyileşir. Bu konuda size yardımcı olabileceğine inandığım dostum olan sevgili Özkan Pektaş'ın telefonunu veriyorum. Kendisi aynı zamanda Balıklı Rum'un kurucularındandır, 0212 231 46 45. Ayrıca biraz evvel sekreteriyle de konuştum, kendisi de durumdan haberdar. Bence önce sen tek başına git bir danış. Sevgiler...
* * *
EŞİME DOĞUMGÜNÜNDE NASIL BİR SÜRPRİZ YAPABİLİRİM?
Merhaba Ayşe,
Ne olur yardım et bana. Eşim ile evliliğimiz 5. yıla giriyor.
13 Haziran'da ise kendisinin doğumgünü. Ben de sürpriz yapma özürlüyüm. Her yıl ne yapayım, ne yapayım derken bir pasta, bir hediye ve mum üflemeyle geçiyor. Yani sonuç hayal kırıklığı... Bu yıl kesinlikle güzel bir sürpriz yapmak istiyorum. Şaşırtmak istiyorum. Ağzının açık kalmasını, bir süre konuşamamasını istiyorum.
İlk sürprizim 11 Haziran'da yurtdışına uçak bileti alıp, otel rezervasyonunu yaptırmam oldu. Tabi onu da elime yüzüme bulaştırdım, bir şekilde öğrendi.
Bana ne önerebilirsin? Nasıl bir sürpriz yapabilirim? Lütfen yardım et Ayşe... Yoksa kendimi bir odun gibi hissediyorum.
Acilen bana bir fikir verirsen, düzgün bir şekilde çal ışma yapıp, bu sürpizi hayata geçireceğim.
Şimdiden teşekkürler. İyi ki varsın...
U.A.
CEVAP: Öncelikle hala senin gibi adamların var olduğunu bilmek beni çok mutlu etti. Buradan herkese soralım, arkadaşlar bir doğumgünü için yaratıcı sürpriz fikirlerinizi bana yazın.
* * *
İŞ İMKANI İSTİYORUZ
Ayşecim merhaba,
İlk günden beri yazılarını keyifle takip ediyorum. Yetiş Ayşe bölümüne gösterdiğin ilgi gerçekten takdir edilecek düzeyde. Herkese o yardım elini değdirmeye uğraşıyorsun. Umarım senin de gönülden çok istediğin bir şey gerçekleşir.
Gelelim yazma sebebime...
Benim kardeşim freelance olarak haber kameramanlığı yapıyor. Freelance ama mecburiyetten maalesef. Çünkü her ne hikmetse, her türlü çabamız ve ümidimiz hüsranla sonuçlandı. Bu sektörün içine girince, aslında referansın hayalleri gerçek yaptığını çok da iyi anlıyor insan. Bugüne kadarki alternatifler, sigortasız, yemeksiz, yol parasız ve hatta (büyük kuruluşlardan bile) maaşsız seçenekler sundu kardeşime. Her şeye rağmen, kadro alma beklentisiyle itiraz etmedi. Ama günümüzde maaş almadan çalışan kim var Allah aşkına? O da bir yere kadar dayanabildi. Şu an kendi çapında haber çekimleri yapıp, 'harçlık' çıkarmaya çalışıyor. Zira 30 yasında bir insanın bu tür bir hayat sürdürmesi mümkün değil. Onun da gelecek planları var, hayalleri var. Ben gerçekleştirmeye çalışıyorum kardeşimin hayallerini çooooook uzaklardan da olsa. Bir yardım eli umudu da senden yana Ayşecim. Kardeşim bu mesleğe öyle gönülden bağlı ki, vazgeçiremiyoruz. Ama benim derdim onu kah kameramanlık, kah başka bir pozisyonunda bir işe yerleştirmek.
Şayet bir el uzatabilirim, işe yerleştirmeye ön ayak olabilirim dersen, seninle özgeçmişini paylaşacağım kardeşimin.
Şimdiden çok teşekkür ederim.
Çin'den sevgiler...
P.S.: İsmimi saklı tutman beni mutlu edecektir. Umarım senden güzel haberler alabilirim.
M.
CEVAP: Ah tatlım maalesef herkesin ortak sorunu işsizlik. Bir sürü halde yardımıcı olabiliyorum bazı okur dostlara. Ama maalesef konu işe gelince elim kolum bağlı... Sen yine de yolla CV'yi ama asla söz veremem.
* * *
BİZE BİR SÜPRİZ FİKRİ DAHA LAZIM SAYIN OKUR
Merhaba Ayşe abla,
Ben Begüm. Şu Yetiş Ayşe var ya, dedim ki belki benim de ilişkime bir yöntem bulursun. Ben 1,5 senedir biri ile beraberim. Onu çok seviyorum ve ne diyorsa, ne istiyorsa hepsi olmuştur. Onu kırmayı başaramıyorum. Çünkü onu her şeyden çok seviyorum. O da beni seviyor, buna inanıyorum. Ama ben ona yıl dönümümüz için bir sürpriz yapmak istiyorum, ama ne yapacagımı bilmiyorum. Dün iş yerime gelip bana çok güzel bir sürpriz yaptı. Eee tabi Begüm kız bunun altında kalmamalı ama aklıma da bir şey gelmiyor. Senden bunun için bir cevap bekliyorum. Ve sevgilim çok mütevazi biridir, yeni nesil erkeklerine hiç benzemiyor. Onun dinlediği müzikler bi le farklı. Ne yapacağım ya da bir şey yapmasam mı kararsız kaldım. Şimdiden sana çok teşekkür ederim. Bu arada kızını benim için öpersen sevinirim. Sevgiyle kal...
Begüm
CEVAP: Valla Begümcüm bir düşüneyim, okur dostlarımız da bir düşünsün. Bakalım neler çıkacak, öperim.
* * *
Soru Şu: Ne kadar arkadaş kalınabilir?
Bir arkadaş var erkek, bir de karşısında bayan. Erkek mutsuz bir evliliği noktalamak için gün saymakta, kadın ise bir defa evlenmiş ayrılmış sonrasında kendisini toparlamakla geçmiş hayatı (6 sene kadarmış). Erkek kızla ilk karşılaştığında kız enkaz halinde, elinden tutacak birini arar. Dostları sırt çevirmiş veya yardım etmiyor. Erkek ise dediğim gibi boşanmanın arifesinde sadece çocuklar büyüsün öyle ayrılacak. Erkek ne kadar mağrur ve dik duruyorsa kız tam tersinde...
Erkek kızın elinden tutuyor, yardım ediyor, her türlü desteği elinden geldiğince veriyor ve her zaman açık davranıyor. Yani en başta evli olduğunu anlatıyor, sonrasında boşanmanın arifesinde olduğunu, bir kaç yıl sonrasında çocuklarının psikolojisini çok fazla sarsmayacak yaşa geldiklerinde boşanacaklarını söylüyor. Hoş anlatılana göre erkek de kız da ilk başlarda zaten sadece geyiğine takılıyorlar. O yüzden rahatlar. Sonrasında erke k kıza bir şeyler hissettiğini anlıyor ve anlatıyor. Kız o aralar bir başka erkekle beraber ama memnun değil, bir sürü ıvır zıvır... Kız hayır demiyor ama kesinlikle evet de demiyor. İletişim sekteye uğruyor, erkek kızı pek de sıkmamak adına rahat bırakıyor. O ararsa cevap veriyor, sıkmıyor. Ulan uzun uzun anlattım, hikaye beni çok çekti. Artık sabırla okuyanlara ekstra bonus vereceğim ona göre...
Aradan aylar geçiyor, kız var olan erkek arkadaşından ayrılmış, işleri biraz bozuk. Esas oğlana ihtiyacı var, arıyor. Esas oğlan kızı çok sevdiğinden gidiyor yardıma, tekrar görüşmeye başlıyorlar. Fakat bu defa erkek temkinli, biraz da kırgın. O yüzden ağırdan alıyor, sabır gösteriyor. Kızı incitmek istemiyor, yardım ediyor. Bu defa her şey farklı, çünkü arada yaşanan özel...
Hikayenin son bölümünde kız bir gün birliktelerken erkeğe bir çok kereler konuşma esnasında "Aşkım" diye hitap etmek, hatta bir sahnede erkeğin elinden tutuyor. Şaşırıyor erkek de kız da ama bırakmıyor erkeğin elini... Sonraki gün de telefonla konuşurlarken kız erkeğe; "Sen hep böyle kal, hep hayatımda ol" diyor. Hikaye burada bitiyor şimdilik.
Dostlarım, yazımı okuyanlar... Şimdi bana sorulanı ben de size soruyorum. Sizce bu ikilinin arasındaki nedir? Ne kadar arkadaşlar? Ne kadar sevgililer ve ne kadar ne'ler? Olayın failleri farklı zamanlarda bana bunu sordular, ben çıkamadım içinden. Ben de sizlere soruyorum. Umarım cevaplarınızı benden esirgemezsiniz.
Sevgi ve saygımla...
Levent S.
CEVAP: Benim bu duruma vereceğim cevap biraz argo kaçar. Dolayısıyla buraya yazamam. Ama okur dostlar bu duruma ne derler? Eğer bir şeyler derlerse haftaya buraya yazarım Levent.
* * *
Merhaba Ayşeciğim,
Ayşeciğim artık senin gözümdeki değerin ve böyle hitap etmek istedim. Eğer ki seni rahatsız ederse söyle :)
Benim Yetiş Ayşe konum biraz farklı aslında. Çünkü kendimce yetişilecek bir konu değil ve ben de sadece içimi dökmek ve belki biraz rahatlamak amacı ile sana mail atmaya karar verdim.
Sana daha önce de yaşadığım boşanma süreci ve rahmetli ile aramda geçen olaylarla ilgili bir mail atmıştım. Hatırlatma gereği duymuyorum çünkü ben geçmişte bıraktım. Acı tecrübeler oldu benim için ama yakışıklı oğlum için aşmam gereken de bir süreçti ve altından kalktığımı düşünüyorum. Bizim Yetiş Ayşe'lik mevzuumuza gelince...
Bu boşanma sonucunda kendi evi olmayan ve ev alma maddi durumu da olmayan her kadın gibi aile evine geri döndüm ve oğlumla birlikte a ilemin yanında yaşamaya başladım. Bu durum hem kolay hem de zor bir süreç ve öncelikle benim sıkıntım bu yönde. Çünkü ben özgürlüğüne düşkün bir insanım. Çok şükür çalışıyorum ama yeterli birikimi sağlamam ve kredi ile bir eve girebilmem için baya bir vakit geçmesi gerekecek ve bu süreç içerisinde ben özgürlüğümden her daim taviz vermek zorunda kalacağım. Ailemin hakkını yemek istemem. Ne beni zorluyorlar ne de desteklerini benden eksik ediyorlar. Ama sıkıntı şurda ki akşam istediğin kanalı izleyememek bile bazen insanda sıkıntı yaratıyor. Ayrıca oğlumun kendi evinin, odasının olmasını istiyorum. Düşünsene şimdi benim minik kuşum anneanne ve dedesi ile birlikte odayı paylaşıyor. Hoş o benimsemiş durumda ve "benim yatağım, benim odam" diye ortalarda geziyor. Onun sıkıntısı yok bu durumdan. Ama ben işte istiyorum bazı şeyleri. Oğluma güzel bir oda döşemek, sadece ona ait eşyaların olduğu, içinde istediği gibi oynayabildiği, akşam ben işten gelince dönebileceğimiz bir evimiz ol masını istiyorum.
Kendim içinde istiyorum tabi ki... Akşam oğlumla evimize gitmek, birlikte akşam yemeğimizi hazırlamak, başbaşa yemeğimizi yemek, sonra oyun oynamak falan. Sonra oğlum uyuyunca ben elime bir kadeh şarap alıp tv izlemek ya da arkadaşlarımı eve çağırmak, onlarla oturup sohbet etmek falan istiyorum. Bunlar çok şeyler değil aslında ve gaza gelip bir ev kiralayıp yapabileceğim şeyler. Ama işte olayın maddi tarafını düşününce bu çok saçma geliyor. Çünkü şimdi birikim yapmayıp kira ödersem, bir ev alma ihtimalimiz çok çok uzun seneler sonrasına ertelenir belki de bir vole vurmadığım sürece imkansız hale gelir.
Şimdi anlamışsındır aslında neden "Yetiş Ayşe" diyemediğimi. Zaten denmez de böyle bir şey. Ben oğlum için her şeyin güzelini kendi emeklerimle yapmak istiyorum ve yavaş yavaş yaptığımı da düşünüyorum. Birikim yapmaya başladım. Öyle çok bir şey değil ama düzenli olarak kenara bir şeyler koymaya başladım. İnşallah daha iyisini yapabilirim ve bir ev kredisi alabilirim. Onu da oğlan büyüyene kadar kiraya verip para biriktiririm ve sonra oğluşla birlikte taşınırız evimize. Ne güzel olur değil mi?
Neyse çok uzattım. Sadece derdimi paylaşmak istedim. Buradan tüm bekar annelere hem kendilerine hem de çocuklarına çok iyi bakmalarını ve o çocukların tek geleceğinin bizler olduğunu hatırlatmak istiyorum. Sanırım uzun vadede sadece anneler ve çocuklarından oluşan bir toplum karşımıza çıkacak. Çünkü bugünkü yazında da dediğin gibi artık evliliklerin içine ettik ve anne babası birlikte olan çocuklar görme şansımız giderek azalıyor.
Hoşçakal Ayşeciğim...
N. H.
CEVAP: Yüreğine bayıldım senin... Umarım tez zamanda güzel kazançlar sağlarsın ve en kısa zamanda tek odalı bile olsa, bir yuvaya sahip olursun canım.
KURTAR BİZİ AYŞEM BURADAN
Ayşe Abla merhaba,
"Sözüm söz biline..." dedin ya, cesaretim ondandır.
Biz 3 yıllık evliyiz. İnanılmaz mutlu bir çiftiz (gerçekten :). Kurumsal bir bankada çalışıyorum. Eşim de bir firmanın acenteliğini yapıyor. Bundan 7 yıl evvel iş için bu şehre geldiğimde tanışmıştık eşimle. Daha sonra evlendik. Benim ailem İstanbul'da, onunki ise yine uzakta yaşıyor. Burada hiç akrabamız, kaldı ki tanıdığımız yok. Arkadaşlarımız var fakat insan 30 yaşından sonra daha bir zor arkadaşlık kurabiliyormuş.
Evlenirken tüm hazırlıklarımızı sevgilimle birlikte yaptık. Biraz zorlandık ama işimiz de iyiydi, yaptık. Gerçi ailelerimizin durumu da buna çok müsait değildi. Sonra gel zaman git zaman bu malum teğet geçen kriz nedeniyle işimiz bozuldu. Çok fazla isteğimiz yoktu. Küçük bir evimiz olsun bize yeterdi. Bunun için de para da biriktiriyorduk. Tüm bu birikimlerimizi bu vesileyle kaybettik.
Aslında bunu da çok dert ediyoruz dersem, ikimize de haksızlık etmiş olurum. Ama en çok ne zoruma gidiyor biliyor musun? Onun acenteliğini yaptığı bu firmanın acenteleri tek tek iflas edip işlerini güçlerini peşlerinde de bir yığın borçla bırakırken, firmanın patronunun eşlerini yazları Bodrum'da, Çeşme'de 'ikoncan' hatunlar olarak boy boy gazetelerde görüyoruz. Çocuklarına da muffın ve cookie yaparmış. Düşünsene, sen her gün gazetelerde hangi locayı ne kadara tuttuğunu yazdır Bodrum'da, senin çalıştırdığın kişilere de 10 lira masraflarına 3 lira para ver. Neyse...
Dedim ya burada hiç tanıdığımız yok. Hastalanıyoruz, arayacağımız kimsemiz yok. Acil yardıma ihtiyacımız olsa yetiş diyeceğimiz kimsemiz yok. İnsanın bilmediği bir yerde yapayalnız kalması ne demek? İnanın çok zor. Geçen sene rahatsızlandım ve 3 kez acil operasyon geçirdim. Kime haber vereceğimi bilemedim. 1 ay evde ne çektiğimi bilemedim. Anneme haber veremedim üzülmesin, kaygılanmasın diye.
Lütfen kimse kızmasın bana ama bir de burası nasıl şehir anlatamam. Sen şimdi bize gelsen, hadi Ayşe'yi yemeğe götürelim diyeceğimiz bir yerimiz yok. Bir tek yapacağın burada, işine git ve sonra da evine gel. Kasvetli anlayacağın. Şu anda tek istediğim bir çocuk sahibi olmak ve işime geri dönemem korkusuyla yavrumuza bile sahip olamıyoruz. Küçük yer, işler böyle yürüyor burada. Hani bir Ayvalık ya da Akçay'ımız olmasa yaşanır mı burada bilmem.
Biz burdan gitmek istiyoruz Ayşe. Ailemizin yanına İstanbul'a dönmek istiyoruz. Ben gelebiliyorum ama sevgilim orada ne iş yapacak bilemiyoruz. Başvurmadığımız yer kalmadı. Tabi orada da yaşamadığımızdan nerede ne açık var bilemiyoruz. Bu işini bırakmak da istiyor. Artık bıktık gerçekten sürekli cepten yemekten. Senin tanıdıkların vardır Ayşe. Hadi bir cevap Ayşe. CV'sini ekte göndermedim. Cesaret edemedim.
Eğer sana da bir yardım etsem dersen uça uça göndereceğim :) İşini de daha detaylı anlatırım.
Şimdi okudum da yazdıklarımı, üzücü yazmışım, üzgünmüşüm galiba. Değilim ki ben böyle. Keyifliyim ben, sevgilim de... Burası mı yaptı, bu duruma soktu beni bilmiyorum. Halbuki mutluyum da ben, deli gibi seviyorum sevgilimi, o da beni.
Ayşe'm çok uzattım. Bir gün olur da buralara yolun düşerse, rakı-balık-Ayvalık?
Seni seviyorum...
A. S.
CEVAP: Ah canım ya, ne desem bilemedim. Her şeye yetişebiliyorum da, dedim ya şu iş olaylarında tıkanıyorum ben de. Ama sen yine de CV'yi yolla, bakarsın bir şey çıkar. Çok öpyorum. Ha ayrıca oraya gelirsem lokanta falan zaten istemem, sizin evde yaparız balık rakı...
* * *
NİŞANLIK
Ayşe abla selam,
Şu nişanlık isteyen arkadaşımız hangi şehirden? İstanbul’da ise belki cüzi bir rakama bir kaç firmayla görüşmelerini sağlayabilirim.
Özge Y.
CEVAP: Ben sana boşa melek adını takmamışım değil mi?
* * *
ABİYE ELBİSE İSTİYORUM
Kızlar hepinize merhaba,
Hepinizin iyi olduğunu varsayarak direkt konuya giriyorum. Ha bu arada herkesin dertlerini dinleyen sizler iki Ayşe, bir Yonca, siz de bana anlatın dertlerinizi yeminlen sır çıkmaz. Kafamı, kolumu, bacağımı kesseler kimseciklere demem bir şey. Varsa özel, öyle ulu orta yazamadığınız, siz de benimle paylaşın dinlerim. Haddim değil belki ama kuş kadar aklımda ampul çakar belki, fikir veririm en azından, öpüyorum. Sıkıntılar bastı beni, nedeni aşağıda. Hele bir el atın siz bu duruma...
Ülkenin durumu malum, ekonomik krizler malum, şükrederek yaşamaya alıştık hepimiz. Tüm bunlar yetmez gibi bir de yaz geldi mi düğünler başlar bilirsiniz. İşte yine bunlardan biri, patronun oğlu evleniyor ve bana bir adet abiye elbise lazım. Böyle yerlerde ne giyilir bilmem ben. Altınceylan Otel'de yapılıyor. Bana yardımcı olursanız memnun olurum. İade edebilirim, temiz kullanırım, kuru temizlemeye verir sonra gönderirim. Vücudumda mantar, çürük, yara, akne, vs. yoktur. Ekte fotoğraflarım mevcut. Renk işine takılmıyorum ama gümüş lame ayakkabı ve çanta ile kombine edeceğim. Düğün 10 Haziran'da... Eğer yanıt vermeyecekseniz veya olumsuz da olsa bana bilgi maili atın yardımcı olamıyorum diye, anlayışla karşılarım kır ılmam. Her şeye rağmen ilginiz için de teşekkür ederim.
Saygılarımla,
M. Ü.
CEVAP: Seni çok sevdim. Neden mi? Çünkü bendensin. Yani en az benim kadar çatlaksın. Haftaya salıyı bekleyemeyiz. Sen iyisi mi bana adresini yaz yolla. Muah muah...
* * *
CV'Yİ YOLLUYORUM
Ayşe hanım merhaba,
Yazılarını takip ediyorum, inanılmaz keyif veriyor bana. Yetiş Ayşe günü de süperrrrrr :))
Ben de sizden yardım isteyeceğim, kız kardeşim için. 20 yaşında ve modelist kursunu bitirdi. Fakat 2 haftalık bir tecrübesi var. Her yer tecrübeli arıyor. Modelistliği de çok seviyor, iş bulamadığı için de çok üzgün ve stresli. Tanıdığınız, bildiğiniz modaevi ya da tekstil şirketlerinde modelist yardımcılığı olarak çalışabilir.
Size CV gönderiyorum. Şimdiden teşekkür ederim.
D. B. A.
CEVAP: Aldım CV'yi, umarım bir şey çıkar. Öpüldün...
* * *
CV'ME SES ÇIKMADI MI?
Sevgili Ayşe Aral,
İlk iki hafta yazısı Yetiş Ayşe köşesinde yayınlanmış olan Özge'yim ben, anımsarsınız belki... Evet sizi rahatsız ediyorum, bunu biliyorum ama elimden gelen her şeyi deniyorum, olmuyor.
Ne istediğimi hatırlatayım size... 6 aylık bir burs, Eylül döneminden başlamak üzere... Elimden geleni yapıyorum. Eylül'de Almanya'ya gitmeyi planlıyorum, Kasım'da DAAD bursuna başvuracağım. O da gelecek sene Mart'ta vermeye başlayacaklar. O yüzden buna ihtiyacım var. Şuanda çalışıyorum ama buradan aldığım parayla biriktirme şansım imkansız. CV'mi yollamıştım size. Bazı firmalara veya güvendiğiniz şirketlere yollayacaktınız. Bunu yapabilme durumunuz oldu mu sevgili Ayşe Aral? Yollayabildiniz mi CV'mi? Bu benim için çok önemli. Olumsuz döndüler mi size? Bana olumsuz da dönmüyorlar ama :(((( Yollayamamış da olabilirsin iz, o yoğunlukta normal. Yine de ben hatırlatmak istedim.
Size yazayım dedim tekrar. Bugün Danimarka'da okuma şansı yakalayan arkadaşa İtalya'dan bir bayan yazmış burs için. Biraz özendim, belirtmeliyim (bu kıskanmak değil yanlış anlamayın).
Sizden haber bekliyorum.
Sevgilerimi yolluyorum.
Özge
CEVAP: Özge ses yok. Bu iş kolay değil canım. Kaç CV geliyor tahmin edersin, ee benim eş dost da bir yere kadar yardımcı olabiliyorlar haklı olarak. Dur bakalım, ümidini kesme hemen.
* * *
2300 TL'LİK BURS ARIYORUM, VEREN NE DİLERSE DİLESİN BENDEN...
Ayşe abla merhabalar,
Öncelikle köşeni zevkle takip ediyorum. Senin gibi topluma seslenebilecek, imkanı olan ve insanlar arasındaki iletişimi kurabilecek imkanı olan yazarların, insanları bu denli sevmesi, elinden geleni yapması ne mutlu, ne kutlu bir davranıştır. Sizi tebrik ediyorum.
Şimdi gelelim konumuza. Ben 21 yaşındayım. Bu maili atarken çok düşündüm, çok utanıp sıkıldım. Ama elimden başka bir şey gelmeyeceğini anlayınca mecbur senin kapını çaldım. Bana yardımcı olamasan da, ki zorunda kesinlikle değilsin... Senin yüreğinin büyüklüğüne inanarak yazıyorum bu maili, fikir vermeni, yönlendirmeni istiyorum. Zira bu konuyu açabildiğim insanlar çok az, onlar da bana yardımcı olamıyorlar.
Konuya girmeden önce, okul adımın ve ismimin soyismimin gizli kalmasını rica ediyorum senden.
Ben 3 sene önce ünıversite sınavlarına hazırlandım. Babam İstanbul dışında okumamı istemiyordu. Ben de İstanbul içinde bir devlet okulunu kazanamadım yanlış bölüm tercihimden dolayı. (Matematiğe hiç kafam basmıyor da, eşit ağırlıktan da tarih coğrafya tercih edemiyordum) Ben de yine istediğim bir bölüm olan uluslararası ticaret bölümüne İstanbul'da bir özel üniversitede kayıt oldum. Bizim çok iyiydi. Üniversiteye yazıldığım senede hafif bozulmalar vardı ama geçici bir durum diye düşündük. Kayıt oldum ilk dönem daha bitmeden babam işyerlerimizi kapadı, evimizi sattı. Yani bildiğin iflas etmiştik. Kiraya çıktık. Arabasını sattı. 2.dönem başladığında ders kaydımı yaptırmaya gittiğimde öğrendim ki okul param ödenmiyormus ve o gün dönem kaybediyordum az kalsın. Okulda çok sevdiğim bir hocamdan borç alarak ödedim. Tabi sonrası benim için çok zor bir süreç oldu. Hep çalıştım, hep çalıştım. Okulla beraber çalıştım.
Yalnız son dönem çalışamadım. Çünkü derslerim çok ağırdı, vakit bulamıyordum. Ve okula 1 dönemlik borcum kaldı. 2111 dolar. Parayı yatıramadığım ıcın AÖF'de 3.sınıf için okul kaydımı yaptıramadım, 1 sene kaybettim. Ve Eylül'de yine kayıtlar başlıyor. Anca iş bulabildim, çalışmaya başladım. Ama bir yandan da aileme, size para bırakamam diyemiyorum. Mecbur paramın büyük kısmını veriyorum. Kalanı da kenara koymaya çalışıyorum. Eylül'e kadar ancak 700 TL falan biriktirebileceğim. Yani 2300 TL açıktayım. Sizden ricam bu miktarı bursum olarak verebilecek biri var mıdır sizce? Tanıdığınız ya da böyle bir kuruluş? Ben bir kaç kuruluşa başvurdum ama özel üniversite olduğu için yardımcı olmuyorlar. Ayrıca karşılıksız olmak da zorunda değil. Her ay taksit taksit öderim. Yeter ki lisansa tamamlıyabileyim okulumu. Yüzdüm yüzdüm kuyruğuna geldim. Bu sene de kayıt yaptıramazsam bir daha başlayamam, tüm bilgileri unutmuş olurum.
Bana bir akıl verebilirseniz size çok dua ederim Ayşe abla. Kredi çekmeye çalıştım ama öğrenciye kredi de yok :)
Durumumu okulu arayarak kontrol edebilirsiniz. Muhasebeye sorarsanız, dıplomamın verilmediğini, borç miktarını, hepsini size söyler.
Eğer bir imkanınız olursa çok çok sevinirim. Çok zor durumda kalmasam böyle saçma bir miktar için rahatsız etmezdim inanın. Dediğim gibi altını çiziyorum, ben yavaş yavaş öderim burs verecek kişiye. Yani karşılıksız istemiyorum.
İsmim okulum gizli olursa çok sevinirim abla, aramızda kalsın lütfen :)
Çok öpüyorum ablacım, cevabını heyecanla bekliyorum.
Ç.
CEVAP: Buradan duyuralım canım, bizim insanımız çok yüreklidir. Umarım bir cevap gelir. Ha bu arada iç sesim çok kuvvetlidir ve cevap gelecek dedi şimdi.
* * *
Ankara Ulus Keçiören'de makul fiyata, temiz pak otel ya da pansiyon tavsiyesi istiyoruz.
ALVEOLAR MİKROLİTİAZİS
Merhaba Ayşe Hanım,
Tuğba ben, daha önce de yazmıştım size ALVEOLAR MİKROLİTİAZİS'le ilgili önermiş olduğunuz hoca ile görüşmüştüm. Size yazdım sonrasında onun yönlendirdiği başka bir hoca ile görüştüm şimdi Ankara'da bir doktor. Konuyla ilgili çalışmaları olduğunu ve bir ilaç tedavisi uyguladığını, olumlu sonuçlar elde ettiğini söyledi. Çok mutlu oldum. İçimdeki heyecanı anlatamam. 17 Haziran'da Ankara'dayım. Sizden küçük bir ricam olacak. Bu maili yayınlarsanız Ankara'lı okurlarınızdan bir şey rica edeceğim. Ankara Ulus, Kızılay ya da Keçiören'de kalabileceğim, güvenilir ve uygun bir otel ya da pansiyon ismi verebilirler mi? Uygun olması önemli benim için, bir kaç gün kalacağım. Şimdiden teşekkür ederim yardımlarınız için.
T.
CEVAP: Gelişmelere çok seviniyorum, harika, süper... Bak dedim sana iyi olacaksın diye. Buradan seslenelim Ankara'lı okur dostlara, Ankara Ulus, Keçiören'de makul fiyata temiz pak otel ya da pansiyon tavsiyesi istiyoruz.
* * *
NAYLON POŞETLER
İmdat yetiş Ayşe! Ablanı şu naylon poşetlerden kurtar lütfen. Çarşı pazar esnafı yakında beni köyün delisi ilan edecek. Alışverişe çıkarken evdeki birikmiş poşetleri alıyorum. Adamlara, "Aman poşet verme, benim var" deyip uzatıyorum sonra da poşetlerin çevreye verdiği zararı anlatıyorum. Kimi, "Aman be abla boşver, dünyayı sen mi kurtaracaksın?" diyor, kimi "Abla keşke herkes senin gibi olsa, dünya farklı bir yer olurdu" diyor. Bazıları da garip garip yüzüme bakıyor, Allah bilir, "Çatlağın teki işte" diyordur. Eve elinde öteberi getiren herkes en az iki poşetle geliyor. Yani senin anlayacağın ne yapacağımı şaşırdım.
Bunların kullanımlarının yasaklanması, en azından kısıtlanması için birilerinin harekete geçmesi lazım. Bu konu ile ilgili STK'lar ve asıl işin sahibi olması gereken belediyelerin illa ki dürtüklenmeleri mi gerekiyor? Nasıl yapsak bilmiyorum, işte bu yüzden yetiş Ayşe, hadi bakalım. Öptüm.
N. H.
CEVAP: Naylon poşet kullanmayın, başka da ne desem bilemedim. Öperim.
* * *
İŞSİZLİK
Selamlar Ayşe hanım,
04.06.2010 tarihli yazınızı içim acıyarak okudum. Çünkü ben de yeni eşimle boşanmanın eşiğinden döndüm. Dediğiniz gibi sabrettim, bekledim. Tam her şey düzeldi, aramız iyiye gidiyor dediğim anda eşim işsiz kaldı. Tam 7 ay oldu nerelere başvurmadık. Sonuç sıfır... Özellikle de İzmir'de durum daha berbat. Kaç tanıdığım var işsiz bilemezsiniz. Ekte eşimin CV'sini yolladım size. Kim bilir bir ihtimal dedim. Belki bizim de bir el atanımız olur diye size yolluyorum. İnanın 9 yıllık evliliğim ailelerin desteksizliği, ilgisizliği, yalnız bırakmaları (maddi manevi) ama kendilerinin her ihtiyaçlarını karşılamamız yüzünden bu ağır yüke dayanamadı ve stop dedi. Şu an iyiyiz ama işsizlik tekrar bizi vurmadan bir an önce iş bulma sı için size yolladım bu CV'yi. Dedim ya, hiç yaşamadık belki bir el atan, sırtımızı sıvazlayan biri çıkar. Şimdiden teşekkür ederim. Bunu yayınlamanıza gerek yok. Bana mail bile atsanız sevinirim. Olumlu ya da olumsuz hiç önemli değil. Biraz içimi döktüm ya yetti :) Öptüm kocaman (isim sizde kalsın lütfen).
CEVAP: İnşallah bir cevap alırız canım. Ben de çok öperim, ümitlerini kırma asla...
Paylaş