Paylaş
Neşem gitti.
Başıma kâbuslar çöktü.
Size şöyle Ayşe’ce, çatlakça, keyifli bir yazı yazacaktım, hatta dedikodular sayacaktım…
Ama yapamayacağım, yarma yamalağım şu an.
O e-postayı okuyunca yedi yaşındaki halim geldi gözümün önüne.
Millet okulda Barbie bebek, lego peşinde, ben Hacettepe’de bir hastane odasında…
Neymiş, kalpcağızım delikmiş.
“Kan” diyorlar, hep “kan”.
Kan lazımmış bana, niyeyse anlayamadım tabi o ara.
Ama, o hastanenin, o katında yalnız mıyım ben?
Yok, ne yalnızlığı, her yaştan kız-erkek, bebek-çocuk bulunmakta.
Hepimiz kesilmeyi bekliyoruz ama anlam veremeden.
Kankim, yan odadaki arkadaşım Ali İhsan’ı orada kaybettim.
Ben yaşadım, o yaşayamadı.
Bana koca bir kazık attı; legomuz yarım kaldı.
Hani tamamlayacaktık?
Olmadı.
Geceleri o katta dolanırdım sessizce, gider özellikle bebeklerin üstünü örterdim.
Ama bir gün başhemşireden zılgıtı yedim;
“Aaaa, olmaz!” dedi.
İlk kez bir büyüğe o gün iki kelam ettim.
“Sen karışamazsın bana”
Başhemşire benim bu katta; sen benden sonra”
Sarıldı bana, sonra da bir daha hiç dolanmadı ayağıma.
Şimdi aklıma babam geldi.
“İyi olacaksın Ayşe’m” derdi.
Neyse yazamayacağım daha fazla; küçük Efe’yi okuyun, ne olur yapabileceğiniz bir şey varsa yapın; şikayet edin, gidin kan verin.
Ben yapacağım. İlgililerden bunun hesabını da soracağım. Bir çocuğun hayatından daha mı önemli bürokrasiniz, bir çocuğun hayatından daha mı önemli ekipmanlarınız, mesai saatleriniz!
Gizemle Efe’nin ellerini tutalım, e mi?
Olur değil mi?
………
Ayşe Hanım Merhaba,
Beni çok üzen bir olayı sizinle paylaşmak istedim. Sağlık Bakanlığı’na, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü'ne de aynı yazıyı göndereceğim.
Kısa bir süre önce internette bir haber gördüm. 9 yaşındaki bir çocuğa 4 ay ömür biçilmişti. T hücreli ALL kanseri tanısı konan Efe Sürekoğlu için uygun ilik aranıyordu. Anne ve babasının telefon numarası da vardı. Aradım ve babası Barış Sürekoğlu ile görüştüm. "Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi'ne gidip, gönüllü bağışta bulunmak istiyorum demeniz yeterli" dedi.
Fakülteyi arayıp hafta sonu kan verebilir miyim diye sordum (işten izin almam bayağı zor çünkü). İlik bankası kapalı ama kan merkezinden verebilirsiniz dediler. Emin olmak için bir kez daha aradım pazar günü dâhil, kan merkezinden kan verebileceğimi söylediler.
Kalktım pazar sabahı kan vermeye gittim. Neticede benim de bir evladım var ve o anne babanın acısını, çaresizliğini yüreğimde o kadar yoğun hissediyorum ki... Ama ne oldu dersiniz? Kan merkezinde kit kalmamış, o yüzden "kan alamayız" dediler.
Düşünebiliyor musunuz Türkiye'nin en büyük üniversite hastanelerinden birinde kit (artık her ne ise) yok. "Gidip medikal ürünler satan bir yerden satın alayım" dedim, "satılmaz oralarda" dediler. "Özel bir hastanede aldırayım kanı" dedim, "olmaz" dediler. Çaresizce Kızılay Kan merkezi'ne gittim sordum, oradan da olumsuz yanıt geldi. Hiçbir şey yapamadan döndüm.
Geçtiğimiz cumartesi ise yanıma 2 kişiyi daha alıp tekrar gittim fakülteye. 3 kişi Efe için gönüllü kan verecektik. Bu sefer ne oldu dersiniz... Kan merkezinde sadece 2 ad. form kalmıştı, malum kan verirken bir form doldurmanız gerekiyor. 3. formu aramaya giden hemşire bir süre sonra dönüp geldi ve "ilik bankası için kan alamıyoruz, hafta içi gelin" dedi... Düşünebiliyor musunuz 4 ay ömür biçilen bir çocuğa 3 kişi kan vermeye gidiyoruz (taa Beylikdüzü'nden Çapa'ya, milim milim bir trafikte ve yağmurdan sırılsıklam ıslanararak) ve kan veremeden geri dönüyoruz.
Ayşe Hanım bu kadar lakaytlık olur mu? Çalışan insanlar için hafta sonu kan vermek daha uygun ama ilik bankası kapalı, kan merkezi ise almıyor.
Belki Efe için uygun doku bizlerden birindeydi ama biz kan veremedik.
Ayrıca toplumda kök hücre ile ilgili yeterince bilgi yok. Kordon kanı bankaları var, doğum sırasında bebeğin kordonundaki kök hücreler alınıyor ve bu bankalar da yaklaşık 20 yıl saklanıyor. Mesela Efe'nin de kök hücreleri saklansa şu an uygun ilik arıyor olmayacaktı. Oğlumun kordon kanı bankasında kaydı var...
Sizden ricam bu konuyu da gündeme getiremez misiniz? İçim kan ağlıyor kaç günden beri. O çocuk annesinin babasının avuçlarından yavaş yavaş kayıp gidiyor ve fakülte kan vermeye gelen insanları kapıdan çeviriyor.
Efe'nin anne ve babasının telefon numarası şöyle:
Arzu Sürekoğlu 0 532 672 81 03
Barış Sürekoğlu 0 535 966 40 07
Selam ve sevgilerimle
Filiz Kemaloğlu
Paylaş