Paylaş
Saçından ayak parmaklarına kadar her Türk kadınının en az bir kere taklit ettiği, süper star sözünü hak eden kadın.
Ajda’yı tanıyorum.
Babam ölmeden önce komşuydular.
Hep güzeldi, hele makyajsız hali “bir kadın bu kadar mı güzel olur be” dedirtirdi.
Dedim ya tanıyorum Ajda’yı, burnunun dibine kadar girmişliğim, incelemişliğim var.
Şimdilerde bir adam -üstelik kendisi estetik cerrahı- kalkmış Ajda’yı mokluyor.
Hem de bir doktora hiç yakışmayanı yapıyor, eleştirmekten çok yerden yere vuruyor.
Çüş diyorum çüş!
“Kurbağa gibi bakıyor”
“Mimiği yok”
“Dudakları maymun poposu gibi” diyor.
Ey Doktor Nazım Durak;
Sanırım sen duraklama zamanlarını geçiriyorsun.
Ne o işler mi kesat?
Eeeeeeee, tabi her Allah’ın günü yalnız başına Peypır Mun’a gidersen, her gittiğinde bolca içersen, önünden içki bardağı da hiç eksik olmazsa, yanına oturacak insan bile bulamazsın, normaldir.
İçki haliyle beyin damarlarını dumur ediyor.
Ha arada aynaya da bak, bakarsın değil mi?
Bak, bence bak.
……..
DİZİLER VE AMERİKAN FİLMLERİ
Valla komiğiz, billâh komiğiz.
Şu dizi furyası var ya şaka gibi.
Günlerdir yeni başlayacak olan dizilerin fragmanları dönüp dolaşıyor televizyonlarda.
Dizi seyretmeyen ben bile çakıyorum bazı şeyleri.
Mesela “Öyle Bir Geçer Zaman ki” nin fragmanı oynuyor.
Yaz aylarında Osman büyümüş, koca adam olmuş.
Hadi bunu da geçtim bu dizide ölen baba atlamış hop diye başka bir diziye.
Kanuni yaşlanmış, yarı ayağı toprakta.
Feriha gitmiş, yerine başkası gelmiş.
Daha neler neler…
Eee suç bizde; salağız ya.
Gelelim Amerikan sinemasına.
Yahu bizler para biriktirip bir ev alamazken bu Amerikalılar sürekli harika evlerde konuşlanıyorlar.
Ama şükür deyin çünkü baksanıza aldıkları evler; perili, ruhlu, ıssız, tılsımlı, büyülü, altında mezarlıklı…
Daha da say say bitmez.
Alın size Polyannacılık oynamaca, iyi ki evimiz yok, baksanıza neler neler gelebilirdi başımıza.
Ha bir de şu Amerikan filmlerinde herkes ölür ya da kurtulur, olay tam sona gelmişken sirenler çalar, polis ve ambulans gelir ya ayrıca hastayım bu duruma, hahahaaa.
………
CESARETİNİZE HAYRANIM
Bu nasıl bir şey, herkes ağustos, eylülü beklemiş demek.
Bir evlenme furyasıdır gidiyor.
İki aydır ne kadar çok ünlünün, cemiyet hayatında yer alanların düğünlerine rast geldik.
Hepsini hele şu zamanlarda; aldatmaların, üçkâğıtların kol gezdiği zamanlarda evlendikleri için kutluyorum.
Allah mutlu mesut etsin.
Lütfen “darısı başına” deyin.
Çünkü gelinlikler beni fena taciz etti.
Bana ne, bana ne evleneceğim ben de.
Paylaş