Kaza mıydı?

Dün Adnan Kahveci’in ölümü gerçekten kaza mıydı, değil miydi diye sormuş ve bunun araştırılmasını istediğimi yazmıştım.

Haberin Devamı

Sizlerden de pek çok eposta geldi bununla ilgili. Bir kısmını sizlerle paylaşıyorum. Belli ki olayın kaza olmadığını düşünen tek ben değilmişim.

 

ADNAN KAHVECİ DAVASININ AVUKATIYDIM

 

Ayşe Hanım, ben 17 yıl Karayolları Genel Müdürlüğü’nde avukat olarak çalıştım. O dava da bana düşmüştü.

 

Size kazanın ayrıntılarını anlatmamı ister misiniz?

 

Av. Buket SARAN

 

CEVAP: Buket Hanım, çok sevinirim gerçekten.

 

Haberin Devamı

….

 

 

Kahveci

Sayın Ayse Aral

Evet, ben de - bir okurunuz olarak - sizi destekliyorum.

Çok yakından tanıdığım, çok takdir ettiğim,

o müthiş vizyon ve prensip sahibi Adnan’ımızı nasıl aramızdan aldılar?

Hiç kimse, hiç bir yetkili bunu araştırmadı.

Konuyu tekrar gözler önüne serdiğiniz için sizi tebrik ederim.

Saygılarımla,

İlhan  

 

….

 

 Merhaba Ayşe Hanım,

Bugünkü Adnan Kahveci yazınız için teşekkür ederim. Araştırılması gereken bir konu ama maalesef kimsenin umuru değil.

Tekrar teşekkürler.

Sevgiler

Filiz

 

 

……

 

PAYLAŞMAK İSTEDİM SADECE

 

Seviyorum sizi ya.

eminim benim gibi günlük yazılarınıza doymayıp "yaa şu yazı da çok güzeldi dur bir daha okuyayım" demiştir ve okumuştur....

Varlığınız sağlıkla daim olur inşallah.

Sevgiyle kalın.

 

Fatma

….

 

Haberin Devamı

 

ADNAN KAHVECİ

 

Ayşe Hanım,

Adnan Kahveci ve ailesinin öldüğü kazada yoğun sis dolayısıyla Kahveci yanlış yola girerek karşıdan gelen arabayla çarpışıyor.

Diğer arabada bir evin tek çocuğu 20’li yaşlarında bir genç var.

Suikast vb gibi komplo teorilerini bırakın da sadece Kahveci’yi değil kazada haksız yere ölen o genci de anın.

Hepsine Allah rahmet eylesin.

 

Burak

 

 

Günaydın, Ayşe Hanım ben yazılarınızı yeni takip etmeye başladım. 43 yaşındayım ve şu Adnan Kahveci suikastı ( suikast diyorum çünkü adım gibi eminim) benim içimde de bir ukdedir. Diğerleri gibi ama nedense bir Allahın kulu - şu dedektif kesilen birçok köşe yazarları dâhil - hiç kimse adını dahi anmadı. Umarım daha fazla gündeme getirir takipçisi olursunuz.

Haberin Devamı

Hoşça ve mutlu kalın.

Şükrü

 

….

 

KADINLAR SAÇINI SÜPÜRGE ETSE DE NAFİLE

 

Yargı, kadınların ev içi emeğini yok sayan bir karara daha imza attı. Yargıtay 8’inci Hukuk Dairesi, boşanan kadının ev işi yapıp, çocuklara baktığı için kocasından “katılma alacağı” talep edemeyeceğine karar verdi.

 

İstanbul'daH.T., 1979’da evlenip 30 yıldır evli olduğu kocası Ö.T.’den sadakatsizlik nedeniyle 23 Mart 2009’da önce boşandı. Kartal 3’üncü Aile Mahkemesi’ne, 20 Ekim 2009’da ‘katılma alacağı’ davası açtı. Bankadaki paradan 18 bin 55 lira, emekli ikramiyesinden 10 bin lira, kocasına kayıtlı mesken için bin lira, ev içi emeğinin karşılığı olarak da bin lira olmak üzere toplam 30 bin 55 lira talep etti.

Haberin Devamı

 

Kartal 3’üncü Aile Mahkemesi, kadının mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katılma alacağı davasını kısmen kabul etti. Mahkeme, “Edinilmiş mallara katılma” rejimi çerçevesinde bankadan çekilen nakit para miktarının yarısı olan 30 bin 724 liranın davacı kadına boşanma kararının kesinleştiği 20 Mart 2009’dan itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verdi. Ancak, kadının ev içi emekleri nedeniyle talep ettiği para ve diğer talepleri reddedildi.

 

‘EV KADINLIĞI KATKI SAĞLAMAZ’

 

Dava temyiz edildi. Yargıtay 8’inci Hukuk Dairesi, kadının temyiz itirazını reddetti ve bu kararı onadı.

 

Yargıtay itirazı reddettiği kararında “Davacı vekili, davacının (kadın) ev işlerini yapmasından kaynaklanan alacak isteğinde bulunmuş ise de ev kadını olarak, evin yemek ve temizlik işlerini yapması, çocukların bakımını üstlenmesi kanunun aradığı anlamda doğrudan maddi bir katkı sayılamaz. Bu bakımdan davacının bu isteği de yerinde değildir.” ifadelerine yer verdi.

Haberin Devamı

 

                      

Yargıtay, bir süre önce de Fatma A. ve Mehmet A. çiftinin boşanma davasında benzer bir karar vermişti.

Davaya bakan Ankara 5. Aile Mahkemesi, boşanma kararı verdi. Hâkim Şerafettin Şanver, evlilik sürecinde edindikleri mallardan katkı payı talebinde bulunan Fatma A.’nın bu talebini de uygun bulmuştu. Hâkim Şanver, evlilik sürecinde alınan ev ile otomobilden kadına belli bir oranda katkı payı verilmesine karar verdi. Ancak davalı koca Mehmet A., kararı “katkı payı” yönünden temyize götürdü. Yargıtay 2’nci Hukuk Dairesi, dosyayı inceledikten sonra yerel mahkemenin kararının bozulmasına karar verdi. Kararda, kadının ev kadını olarak evin yemek, temizlik gibi işlerini yapmasının ve çocukların bakımını üstlenmiş olmasının katkı sayılamayacağı vurgulanarak bozma kararı verildiği ifade edildi.

 

“Yargıtay’ın ev işlerinin kadına ait olduğunu söylemesi ve de çocuk bakımı, temizlik gibi faaliyetlerin aileye maddi katkı sağlamadığını belirtmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?” diye bana sordular, ben de aşağıdaki gibi cevapladım.

 

Hem eşlerini çalıştırmıyorlar, kadın ayakları üzerinde duramıyor, sonra da bu klasik aldatmalar yaşanıyor. Orada da kadın hakkı yok sayılıyor. Adamın burada evini bile vermesi gerekir, tabi eğer aldatma kanıtlandıysa. En kötü şey de kanunların sürekli değişmesi.

Ben mesela ‘90 yılında evlendim, hala mal paylaşımı için sürünüyorum. Çünkü evlendiğimde mal paylaşımı yoktu.

 

YUVASINI YIKAN KADINA DA TAZMİNAT DAVASI AÇSIN

 

Kanunlar o kadar anormal ki. Ben 6 senedir mahkemede sürünüyorum. Daha bitmedi ve “3 yıl daha devam edebilir” diyorlar. Kadının kesinlikle tazminat alması lazım.

Ben aldatılan kadının yerinde olsam öteki kadını bulup ona da dava açarım. Yuvası o kadın tarafından yıkıldığı için o kadına bile tazminat davası açma hakkı var.

 

NASIL GEÇİNECEK BU KADIN DEVLET BAKANIMIZDAN YANIT BEKLİYORUZ

 

Bir de bu kadın şimdi nasıl geçinecek? 30 sene sonra bu kadın nerede ev tutacak, merdiven mi silecek, birilerinin evinde hizmetçilik mi yapacak?

18 bin lira dediğin para bir insana bir sene yetmez. Bir ömür için bu para çok küçük bir meblağ. Bu kadın nasıl geçinecek? Cevap versinler bakalım, Aileden Sorumlu Devlet Bakanı’na da soralım. Biz de onlardan cevap bekliyoruz.

Yazarın Tüm Yazıları