Paylaş
Nasıl zordur taşıması sırtımıza yüklediklerini...
Nasıl ağır tahrikler, sözlerdir bize söyledikleri...
Ne çok şey vardır bizden bekledikleri...
Kadınız ya, illa bir şey bulup kulbun en ağırını takarlar.
Kadınız ya, aldığımız üç-beş kiloyu suratımıza vururlar.
Ağlamak bile yasaktır bize.
Hak desen yanımızdan geçemez, sevgi desen göz boyamaca sadece.
Hiç fark etmiyor kariyerlisi de kariyersizi de.
Kadınsın ya ezilmeye mahkûmsun bu ülkede.
Gün gelir, kıçın başın bile düşer milletin diline.
Birinin selüliti, birinin karnı elalemin ağzında sakız olur.
Bir diğerine “basit” lafını yapıştırmak için aportta beklerler.
Ah bu erkekler hiçbir zaman kendilerini eleştirmezler.
Hiçbir zaman karşılıksız sevmezler.
Kadınca olmak zor zanaattır.
Erkekler de bunu bilmezlikten gelir.
Hiç düşündünüz mü fahişe kelimelerinin dünyanın hiçbir yerinde bir erkek için söylenecek tam karşılığı yoktur.
Kelime olarak bile eksik kalmışız işte.
Hay senin gibi teyzeye!
O teyze ben oluyorum ve de kendime çok kızıyorum.
Bazen şuursuz davranıyorum; kimin yanında, ne söylenir ayarlayamıyorum.
Geçen gece de ayarlayamadım.
Geçenlerde ördek pişirmiştim.
(Lütfen laf sokmayın, ben yemek yapma delisiyim.)
O gece pişen ördeği yiyemeyen kardeşim; “Tekrar yapsana abla” dedi. Kıramadım tabi.
Yaptım, geldiler.
Kardeşimin 3,5 yaşındaki oğlunun yanında bas bas bağrındım.
“Hım, ördek fırında çıtır çıtır oluyor valla.”
“Hım, az kaldı; ördek 10 dakikaya masada.”
Masada coştum.
“Hey ördeğin neresini istersiniz?”
“Ördeğe sos?”
“Ördeğe bilmem ne?”
Ya sonra?
İşte sonra çenemi tutamadığımdan şunlar oldu;
3,5 yaşındaki kalbi hayvan sevgisiyle dolu yeğenim, ertesi gün uçan bir kuş görünce annesine “Bunu öldürelim” dedi.
Sonraki gün 3,5 yıldır koynundan çıkarmadığı peluş tavşanı tabağa koyup kesmeye kalkıştı.
Dün akvaryum görünce; “Bu balıklar bizim yediğimiz balıklar mı?” dedi.
Yani çocuğun içine ettim, hayvanlarla ilgili kafasının karışmasına yol açtım.
Teyzeliğim böyleyse analığım nasıldı acaba?
Rezildi ki benim kız 5 yaşından beri vejetaryen.
Bir süre ot mot dışında bir şeyi de evime sokmam.
Yok böyle bir aldatma
Ağzım açık kaldı.
İnanmadım diyeceğim, olmayacak. Çünkü şahıslar şu an beraberler, birlikte yaşıyorlar.
Sıkı durun.
Hatta oturduğunuz koltuğa da sıkıca yapışın.
Kadın hamile, mutlu.
Koca da mutlu, ilk çocukları.
Kadın hamile olduğunu öğrenince bir arkadaşının methetmesi üzerine kadın olan jinekoloğunu değiştiriyor, bir erkek jinekoloğa gidiyor.
Jinekolog Amerika’da eğitim almış, özellikle ultrason ve cinsiyet konusunda uzman.
Ve olan oluyor, hamile kadın ve jinekolog birbirlerine âşık oluyor.
Koca bu durumu çocuk doğana kadar öğrenemiyor.
Kadın, bebek doğunca anlatıyor ve evi terk ediyor.
Koca “Yoksa bu çocuk benden değil mi?” deyip DNA testi istiyor.
Ama çocuk ondan.
Adamın şu an hali perişan.
Mahkemeleri hâlâ devam ediyor.
Kadın jinekoloğun evinde, tabi ki bebek de.
Tövbe tövbe diyebiliyorum sadece.
Paylaş