İnternet dolandırıcıları

Bir reklam çıktı karşıma.

MAC (ünlü makyaj malzemesi markası) 99 parça sadece 189 TL diye.

“Son fırsat, aldınız aldınız, kampanyamız stoklarla sınırlı.”

Bir düşündüm, yahu bu MAC’in sadece bir rimeli, bir ruju 70-80 TL diye. Hatta fondöteni 100 TL’den fazla.

Sonra bir daha düşündüm, yurtdışında da yılbaşı üzeri buna benzer ucuzluklar oluyor diye.

Bir yanım al diye bağrınıyor, öteki yanım alma diye...

Sonra bir baktım ki kendime internet üzerindeki o formu dolduruyorum.

Dakikasında geri arandım ve üç gün sonra da kapıya geldi kurye.

Uyanığımdır ben, kolay kolay kazık yemem ama bu sefer afiyetle yedim!

Kutuyu açtım, bir yemek kabıyla karşılaştım. Bir de saklama kabı, üstelik plastik...

İçinde makyaj malzemeleri de var doğru ama hepsi kırık dökük, MAC yazısı silik ve Allah’a emanet yazılmış.

Sahte ya bunlar resmen sahte!

Beynimden aşağı kaynar sular kovalarla döküldü sanki.

Beni arayan numarayı arıyorum ama aranmıyor ki.

Bulamıyorum bu dolandırıcıları, deli olacağım.

Ertesi gün Instagram’da yine reklamları vardı.

Yine form doldurup aradım, yine anında beni aradılar.

“Paramı istiyorum” dedim; “kırık dökük bunlar ve sahte!”

Cevap: “Hanımefendi o kargodan kaynaklanmış olabilir.”

“Sahte diyorum sahte.”

“Faturanız sizde mi?”

“Attım faturayı” dedim.

“O zaman hiçbir şey yapamayız!” dediler.

Telefonu suratıma yedim.

Kim olduğumu söylediğimden bir kere daha arandım, “Pardon telefon kesildi, şikâyetinizi alıyorum, yarın aranacaksınız” dediler.

Yarın falan aranmadım!

Şimdi buradan duyuruyorum, sakın kanmayın!

MAC kozmetik adı altında internet üzerinden satılan hiçbir şeye itibar etmeyin!

Ve Chanel... Bir iğne, bir eşarp komik bir paraya satılıyor, o da sahte.

KILIK KIYAFET DEĞİL ETİKET SATIN ALIYORUZ

Etiket alıyoruz derken markalardan söz etmiyorum.

Geçen hafta kızımla yılbaşı alışverişine çıktık.

Bayılırım pijama, gecelik, sabahlık, terlik ve iç çamaşırı almaya.

Fiyatı makul bluz falan da aldım, hatta tayt mayt gibi şeyler de.

Eve geldim tam deniyorum yeni aldığım cicileri. Belimin, sırtımın bir yerine bir şeyler batıyor.

Aldıklarımın etiketleri...

Yahu ayıptır yazması pijama almışım, üzerinde tam altı tane etiket var. Hepsi de uzun uzun...

Niye acaba bu kadar etiket koyarlar?

Aldım elime makası hepsini teker teker kestim.

Hani yıkamayı ütülemeyi 100 yıldır biliyoruz, etiketlerin nedeni buysa 100 yıllık kadınız be ya...

NAZLI VE MUFTA...

Gençler, Harikalar...

Geleceğin umutları onlar.

Yetiş Ayşe’den biliyorum, çevremden biliyorum, okumak ve okullarını bitirmek için çırpınıyorlar.

Hepsi çok başarılılar.

Nazlı da bu gençlerden biri.

Begüm’ün ilkokul arkadaşı.

Geçen gün bana telefon açtı “Ayşe abla” dedi, “Okulumu bitirdim ve yola koyuldum.”

Nazlı Londra’da tasarım eğitimi aldı, şimdilerde Milano’da eğitimine devam ediyor ama bu arada boş da durmadı.

Kendi markasını yarattı, ismi Mufta.

Çanta tasarlıyor, clutch’lar Osmanlı stili.

İrem adında bir arkadaşı var, aynı okuldan. O da takı tasarlıyor.

Bu iki kız bir kararla bir kermes düzenlemeye karar vermişler.

Kermesteki tüm markalar gençlere, yeni isimlere aitti.

23-25 Aralık’ta Sarıyer Caddesi Seba Royal Konakları Konukevi İstinye’de gerçekleşti bu kermes.

Ben de gittim, inanılmaz güzeldi. Gençler neler yapmış inanamazsınız.

Yeni yüzler, yeni şeyler görmek isterseniz Instagram’dan @muftabags’ı da takip edebilirsiniz.

Yolunuz açık olsun gençler. Önünüzde başarılarla dolu uzun bir yol var...