Ezik insanlar ve sahtekarlık

Bir insan hangi akla hizmet böyle bir işe davranır?
Kim bilir kaç ünlünün canı yandı bu durumdan ya da yanacak.
Benim bile yandı, anlayın ki durum mühim, o derece kanlı canlı.
Şimdi anlıyorum da geçenlerde kendime yeni bir facebook hesabı açtığımda arkadaşlarım beni boşuna mesajlarla soru yağmuruna tutmamışlar.
“Eee çocukken en çok nerede yemek yerdik?”
“Benim teyzemin kızının adı neydi?”
“İlk sevgilimin adını söyle Ayşe.”
Bir ara kızdım herkese, “Ay” dedim, “ya ben bu kadar ünlü müyüm? Beni Angelina Jolie sandınız.”
(çaktırmayın biraz ünüm varmış, baksanıza adıma facebook’ta hesaplar açılmış)
Ve sonra...
Dün bir gürültü kopuverdi.
Benim hacklendi diye kullanmadığım beş bin arkadaşlı hesaptan ve de sahte Ayşe Aral’lı hesaplardan meğer benim adıma neler neler yazılır çizilirmiş diye duyumlar geldi.
Nasıl mı geldi?
Hepinizin tanıdığı insanlar beni aradı, durdu.
Detaya gerek yok şimdi.
Aylarca ben neler neler yazmışım insanlara.
İnanmışlar da.
Nasıl inanmasınlar ya?
Hesabımda beş bin arkadaş var ya.
Benim de hatam var ama ne bileyim hacklendiğini hesabın, girmedim uzun süre facebook’a.
Şimdi ezik zavallılar, ne zevk alıyorsunuz bunlardan, ayıp ya, ayıp!
Ben şimdi sizleri bulacağım. Başınıza musallat olacağım.
Ben de güç var, adaletin gücü var.
Haklıyım çünkü.
Ee siz?
Anca bana size ezik, zavallı dediğim için dava açarsınız bana.
Anca...
Dibinizi kazımak lazım sizin valla.
Hadi kalkın, hepiniz ünlü ünsüz havaya, hepinizin başında vardır bu bela.
Hadi ama.

Soru işaretli bir yazı

Twitter’dan bana biri bir başlık yolladı, yazın bunu bu rezaleti diye. Başlık şu: İki kadına cinsel tacizden hüküm giyen milli eğitim müdürüne moral gecesi düzenlenmiş. Hemen araştırdım haberi, bir ilçenin milli eğitim müdürü cinsel istismardan sekiz yıl, bir ay hapis cezasına çarptırılıyor, daha sonra 50 bin TL kefaletle serbest bırakılıyor.
Bu kısım zaten fena ama işin trajikomik yanı bu şahsa öğretmenler gününde ailesi ve sevenleri moral gecesi düzenliyor. Haberi tekrar tekrar okuyorum. Midem bulanıyor her seferinde. Adam konuşma da yapıyor, diyor ki “arkamda dimdik duran eşime teşekkür ederim. Bunların hepsi iftira.”
Orada karışıyor kafam ya. Hani diyorum Ayşe senin hayata bakışında kimseyi asla yargılamamak vardı bilmeden, belki iftira.
Sonra diyorum ki salaklaşma ya.
Elalemin kadınlarının, bacılarının günahını alacaksın ha. Ateş-duman meselesi, saflaştın yine, dur orada. Seni Allah’a havale etmek en güzeli aslında. Soru işaretli bir yazı bu, kim ne isterse onu dilesin valla.