Egemen Bağış’ı asla bağışlamayacağız

Bir insan, bir baba, benim devletimin içinde en mühim bakanlık koltuklarından birinde oturmuş bir zat, nasıl kalkar da haddini böylesine aşar?

Haberin Devamı

Hangi duygular bir insanın beyninden bu lafları geçirmesine yol açar?
Nasıl bir sevgisizlik vardır böyle laf edecek bir insanın içinde, nasıl bir duygusuzluk besler yüreğinde?
Nasıl katı bir kalbe sahiptir?
Nasıl koltuk ve güç gözünü bu kadar kör etmiştir?
Tüm ülke tek gönül olmuş 15 yaşındaki bir evlat için gözyaşı dökerken, Berkin için sevgiyle hüzün bu kadar yoğun yaşanırken, nasıl bizim sevgimiz nekrofili olarak dile getirilir?
Nekrofili ölü seviciliğidir, ruh hastalığıdır. İşin içinde ölüyle cinsel ilişki vardır.
Bir insan bunu nasıl söyler? Sonra da şuursuzluk olduğunu anlamış olmalı ki yazdığı gibi yazdığını da siler geçer...
Yeni mesajda “nekrofil”i “provokatörlük” olarak değiştirir.
Halbuki bunu yazmakla en büyük, baş provokatör kendisidir, acil olarak da bir ruh doktoruna görünmelidir.
Bize gelince, biz Berkin’i, Berkinler’i yaşarken de çok sevdik, hastanedeyken bin kat daha fazla.
Ve maalesef bu dünyadan göçüp gittiklerinde ise milyonlarca kat daha seviyoruz.
Biz bu evlatlarımızın ölüsünü de dirisini de severiz, seveceğiz.
Sahip de çıkağız, ölü sevicilik buysa evet, bu biziz.

Haberin Devamı

Berkin’e...

Yaşı 15 ama gözleri ferfecir okuyan siyah saçlım, kara kaşlım...
Yaşı 15 ama aklı 15’ten çoktan geçtim ben hissi yaratan, gözleri karalım...
Ne hayallerin vardı, kim bilir ne olacağım diyordun büyüyünce...
Okuyacak adam tipi var, anlıyor insan bakınca fotoğraflarına.
Ailesine sahip çıkacak adam tipi var, baksana anacığını sokağa salmamıştın o gün, “ortalık karışık, ben alır gelirim ekmeği, sen çıkma dışarı anne” diye.
Arkadaşlığın, saygıda kusur etmemen, her şeyi öğrendik be biz seninle ilgili iyice.
Hiç aklına gelir miydi başına böylesinin geleceği?
O minicik bedenine bu kadar hainlik edileceği?
Ama sen dayandın sonuna kadar, gitmedin birden bire.
Bırakmadın savaşını, bırakmadın çeyreğini bile daha yaşayamadığın hayatını.
Belki de dedin ki kalkacağım, soracağım hesabını, yaşatmayacağım benim gibi daha çeyrek hayatını yaşamamışlara bana yaşatılanları.
Olmadı be koçum, olmadı ama gözün sakın ola arkada kalmasın.
Anan, baban, ablan emanet bize.
Seni de orada kimseye emanet etmiyoruz bilesin.
Oradaki çocuklar olsun sana emanet.
Kimseye ihtiyacın yok senin, sen elindeki ekmeklerinle abilik et hepsine.
Senin yüreğinde hepsine yer var.
Hakkın olan huzur artık seninle.
Ayşe Ablan...

Yazarın Tüm Yazıları