Paylaş
Ben yine yamuldum dostlar ama bu seferki yamulmam başka, sanırım toparlanmam da korkarım diğerine nispeten daha uzun sürecek.
Bildiğiniz üzere yeni ev telaşım var şu günlerde. Kassız bacaklarımla koşturup duruyorum oradan oraya.
Çünkü ne yaptım; her şeye yeniden başlayayım, her şeyi sıfırlayayım diye karar verdiğimden; eski evimde neredeyse ne var, ne yoksa attım. (Attım derken tabi ki ihtiyaç sahiplerine verdim)
Bunu da, yani eskileri def etme operasyonunu da adeta bir terapi şeklinde yaptım. Yani şöyle; taaaa 18 senelik çeyizimden gelme, ağzı burnu yamulmuş ve bana çokça kötü anılar hatırlatan çatal bıçak takımımı önümdeki koliye; “Al sana; bu çatal bilmem ne için; küt! Bu bıçak diğer bilmem ne için; bir tak daha!” gibi fırlattım.
Diğer koliye kötü günlerimi hatırlatan tüm kılıkları top yapıp basket attım.
Marangozlar 18 senelik yatak takımımı götürmek için sökerlerken ayağımda lastik ayakkabılar, mobilyaları tekmeledim; “Al sana bu; yatakta ağladığım günler için, al sana pis gardırop bu; karanlıkta sana çarpıp bacağımı parçaladığın için.
Sonra kenarı, köşesi kırık ya da çatlak ne kadar borcam, tabak çanak varsa hepsini kırarak attım; göz müdür, nedir; üstümde her ne halt varsa çıksın diye. (kırık, çatlak uğursuzluk getirirmiş )
Bu operasyondan sonra oldukça rahatlamıştım. Elime kahvemi alıp evde şöyle bir dolandım.
Allah sizi inandırsın; baktım taşıma şirketini çağırmak resmen anlamsız olacak. Üç- beş koltuk ve yemek odası zaten gitti cilaya, kumaşa; direk gelecekler yeni eve. Eeee, evde kalmamış ki bir şeycik.
İpin ucunu kaçırmışım yine.
Yapacak bir şey yok, alırım yenilerini; oh mis gibi diyerek çıktım alışverişe.
Haddimi bildim güya en ucuz yerlere gittim. Etiketleri görünce koca bir “Yandım Allah” çektim. “Yahu bunlar en ucuzlarıysa acep pahalıları kim bilir kaç kuruş?” dedim.
Günlerce dolaştım, hala da dolaşmaktayım ama yamuk bir şekilde.
Kara kara düşünmekteyim; işin içinden nasıl çıkacağım diye.
Tekmelerle hırsımı aldığım yatağın, gardırobun yenisi neredeyse ikinci el bir araba parası.
Çatal bıçak takımları anasının nikâhı…
Tencerelerimi de atmıştım eskidi diye. Tencere seti bakayım dedim ve baktım ama sadece baktım.
Bakın unuttum Ivanka’yla eski nevresimleri, havluları da kesip yeni ev için toz bezleri yapmıştık. Nevresim, havlu, falan da alınacak yani.
Düşündükçe ateşler basıyor beni. Yapacak bir şey yok, birkaç gün daha gezineceğim, baktım işin içinden çıkamıyorum, bu pazartesi Yetiş Ayşe bana çalışacak.
“Yetişin canım okur dostlarım”
“Her türlü ev eşyasına ihtiyacım vardır, sevaptır; bir zahmet kullanmadıklarınızı lütfen yollayınız.”
……………
www.hurriyet.com.tr
İki buçuk senelik hurriyet.com.tr yazarlığım sırasında cahil ve kapasitesi sınırlı birçok kişi tarafından defalarca aşağılandım.
“Hahaha, sanal ortam yazarı.”
“Seni gerçek gazeteye büyüyünce mi alacaklar?”
Hatta bir gece Okan’ın canlı yayınına bir fikir beyan etmek için bağlandığımda, Okan dediklerimden hoşnut kalmamış olacak ki bana;
“Bu şekilde konuşmaya devam edersen ancak com.tr de yazarsın” dedi.
Şimdi iki kelam etme sırası bende.
“Ayıptır söylemesi Hürriyet'in internet sitesi hurriyet.com.tr, haziranda 9,5 milyon ziyaretçisiyle Avrupa'da en çok ziyaret edilen dördüncü haber portalı oldu.
“KAPAK” DER, BU YAZIYI BU KELİMEYLE BİTİRİRİM.
..............................................................................
ALLAH’TAN ÜNSÜZÜM
Ünlü olsam vallah billâh hop oturur, hop kalkardım. Gerçi şimdi düşündüm de hiç de öyle yapmazdım, kafamı kullanır, evde para tutmazdım, banka diye bir şey var, aa değil mi yani?
Hadi onu da geçtim, bu ünlülerin evinde üç yüz, beş yüz TL barındıranı yok mudur? Her gün okuyoruz, yüz bin TLsı gitti, servet değerindeki mücevherleri çalındı ve bunun gibi bir sürüsü...
Ne desem bilemedim, herhalde en doğru söz; “Kasap yağı bol bulunca gerisine de sürermiş.”, “Maymun muzu bol bulunca…” neyse işte öyle bir şeyler. Allah daha da versin.
Paylaş