Sen gittin gideli buralarda çok şey değişti.
Bizler; senin emanetçilerin, ülkeyi kurda kuşa yem olmaması, daha doğrusu kötü niyetli insanlara bırakmamak adına bağrınıp duruyoruz.
Kurt kuş yazdım, yanlış yaptım, hayvan severiz biz.
Sen de severdin, keşke işimiz kurda kuşa kalsaydı.
Bizlerin artık birbirimize yanlış yaptığımızda, kelimeler yetmediğinde uzatacak bir zeytin dalımız bile kalmadı.
Yakında kuşlarımız da kalmaz...
Her söz insana dair, hayata dair, yaşama dair...
Bazen bir kitapta karşılaşıyoruz bu sözlerle, bazen Instagram’da, bazen biri söylüyor bize kulağımıza küpe olsun diye.
Güneş hâlâ flört ediyor bizimle.
Ama benim içimde var bir kıpırtı.
Bu kıpırtıya sizi de davet etmek istedim, size beğendiğim sözlerden derledim.
Buyurun buradan okuyun...
◊ Eğer tavuklarla takılırsan gıdıklarsın, eğer kartallarla takılırsan uçarsın.
İnsanlar kafadan uyduruyor. Ama güzel uyduruyor.
Mesela geçen gün televizyonda bir programda “gözüm kanıyor” diye bir laf duydum.
Ne oluyor diye baktım, “ay kimin gözü kanıyor” diye meraklandım.
Ben meğerse İşte Benim Stilim’i seyretmekteymişim.
Bu lafı söyleyen de Kemal Doğulu.
Onun da fihristine yarışmacı kızlardan biri sokmuş.
“Görüntü kirliliği” vurgusu anlamına gelmekteymiş bu söz...
Sevinç çığlıkları atıyorsun.
“Oley oley” diye bağrınıp duruyorsun.
Yaşın kaç olursa olsun, sevgilinden ya da kocandan hamile kalmanın hiçbir farkı yok.
Havaya giriyorsun etrafındaki herkese karşı.
“Artık ben çok değerliyim” diye düşünüyorsun.
Naz yapıyorsun birilerine.
Ama daha önemlisi civciv hangisinden çıkar?
“Elbette yumurtadan çıkar Ayşe!” diyenler kaybetti!
Niye mi?Çünkü artık civcivler Abraham Poincheval’dan çıkıyor!
İlk duyduğumda ben de çok şaşırdım ama vallahi de doğru bu.Yani üstteki cümleyi yanlış okumadınız.
Paris’te Abraham Poincheval adında bir sanatçı kafayı nedense civcivlere takmış.
Bu adam tavuk gibi kuluçkaya yatmış. Ve başarmış!
Kuluçkaya yattığı 10 yumurtanın birinden civciv çıkmış.
Daha da yağacak, yağdıkça da dere tepe karışacak gibi duruyor.
Aynı turkish.alibaba.com gibi...
Yahu bu nasıl bir sitedir? Bir sürü şey satılıyor. Gelelim çocuklara!
Mayo ve bikini tanıtımlarındaki çocukların fotoğraflarını gördünüz mü?
Ne pozlar!
Sanki yetişkin kadınlar gibi, güzellik yarışmasındaki mankenler gibi pozlar.
Kim çeker bu fotoğrafları?
Siz duvar ustalarından mısınız bilmem ama ben öyleyim.
Sıkı bir duvar örücüyüm!
Öyle itinayla duvar örerim ki minik bir delik bile bırakmam.
Üstelik ördükten sonrada üç kat boya geçerim üstüne, sonra şöyle bir bakarım olmuş mu diye, içim rahat etmez bir kat daha boya geçerim.
Tam güvenli olsun diye.
Yani bu işin esprisi tabii ama kendimi korurum dışarıdan gelecek her türlü hale.
Bir nisan ayı babacığımı ebediyete yolladık, bir nisan ayı tüm hayatım değişti.
Ve bir 19 Nisan daha geçti.
Senin ölüm yıldönümündü babam be...
Ben çoktan kaç sene geçti diye saymayı bıraktım. Acın yüreğimde neredeyse hiç azalmamışken...
Kaç yıl olduğunu, ne kadar süre geçtiğini hesaplamak beni daha da fazla üzmekten başka hiçbir halta yaramıyor çünkü!
O sabah kalktım, mutfağa gidip kendime her zamanki gibi bir kahve yaptım. Ve her zamanki gibi yılların verdiği alışkanlıkla büyük saatli maarif takviminin sayfasını kopardım.