Paylaş
Olmaz derler ama nedense eğitim öğretim gören, üniversiteye gidenler genellikle hep gençler olur.
60 yaş ve üstündeki büyüklerimiz, anneanneler babaanneler dedeler neden hep evde oturur peki?
Emekli olmuş, evde torun bakarlar, bulmaca çözerler değil mi?
Ya onların da içinde okuma, diploma alma gibi hevesleri varsa?
“Ah bizim zamanımızda bu imkânlar olsaydı ben mühendis olurdum” diyen büyükbabanız yok mu?
İçlerinde ukde kalan üniversite eğitimini artık tamamlayabilecek bu büyüklerimiz.
“Öğrenmenin yaşı yoktur” derler ya, vallahi çok doğru.
Üniversite eğitimi almak için artık sadece “genç olmak” gerekli değil.
Hatta tam tersine “Yaşlı Üniversitesi” sadece 60 yaş üstüne açık!
Akdeniz Üniversitesi’nde kurulan Türkiye’nin ilk Yaşlı Üniversitesi’nde tıp, biyoloji, felsefe, kimya, tarih, teknoloji, ziraat, eczacılık, sosyoloji, psikoloji gibi derslerin yanı sıra erkekler yemek pişirme, kadınlar ise tamir dersleri alıyor.
Yaşlı Üniversitesi 60 yaş üstü herkese açık ve ücretsiz üniversitede eğitimlerin 3 yıl sürmesi hedefleniyor.
Bu üniversitede üstelik not ve rekabet de yok!
Amaç sadece öğrenmek.
Sırf bu açıdan bile son derece hayranlık uyandırıcı bir olay bu.
Çünkü gençler genellikle üniversiteye meslek edinmek, kazanç sağlamak ve kariyer yapmak amacıyla giderler.
Ancak yaşlılar üniversiteye gidiyorsa bunun tek sebebi öğrenmektir.
Yaşlılarımızın öğrenme merakı ve isteğini teşvik ederek, aynı zamanda kendisine ve topluma hâlâ faydalı olabilen, bağımsız ve katılımcı ‘yeni yaşlılar’ oluşturan Akdeniz Üniversitesi’ne ve bu projeyi hayata geçiren Gerontoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. İsmail Tufan’a helal olsun demek gerekir.
Bu “Tazelenme Üniversitesi” Prof. Dr. İsmail Tufan’ın eseri.
“Öğrenmek ilaçtır, şifadır” sloganının herkese örnek olmasını dilerim.
Paylaş