Paylaş
Yalan söyleme şansım da yok; girin internete, yazın Google’a Ayşe Aral diye, arıza hemen altta çıkıyor “Yaşı kaç?” diye bir sitede, hem de saati saatine.
Nah şu yıl, şu ay, saat, dakika işte.
Yaş 44’ün anlamı arada kalmışlık.
Bir yanım tuhafça düzgün; her şeyim düzgün olsun istiyorum, tam bir kontrol delisiyim.
Öte yandan hayalim Çingenelerin içine girip gerçekliklerine karışmak, ruhum onlarla...
40’lı yaşlarda ortalığı daha çok topluyorum mesela ama aslında çocukken izlediğim dizideki pasaklı Sally’yim ben.
Bazen oldies goldies dinliyorum, çok seviyorum ama hippie the hop hoppie the kop, hayda hayda ayağa kalk diyorum sonra.
Bu yaşa geldim hâlâ bir onaylanma hastalığım var, o devam ediyor.
Bu yaşta küfür, hakaret koymuyor da derin sözler, ince laf sokmalar koyuyor.
Mutlu muyum?
Evet, Allah’a bu yaşa kadar yaşamama izin verdiği için şükür ediyorum.
Ama bir palavra var ki ona asla katılmıyorum.
“40’ından sonra hayat harika.”
“Gerçek kadınlık, gerçekten kadınlığını hissettiğin zaman.”
Aman, aman yalan. Düpedüz yalan. Bir kere 40’tan sonra, hele ki başın boşsa nesin ki?
Kolay mı işin sence?
Çok ortadasın.
Ne yapalım biz 40’lanmışlar, çekeceğiz yaşımızın “güya en güzel”, biraz tuhafça yaşanılacaklarını.
Kadınız işte, can ne ister; sarılacağın adamı. Eeee nerede?
Sen 40’lıksan, adam ya çıtırda ya çıtırlarda, pek namus abidesi ise de hanımında.
Genç adam olsa ayak uyduramazsın, güzelliğin izin verse ruhun izin vermez.
Yaşlılar da “âşık olurum” deyip çıtırlara koşuyor.
“Bak çıtıra, nasıl dans ediyor o topukla, otur aşağıya düşmeden, o senin kızın yaşında be adam!”
Demeyin bir daha bana 40’lı yaşlar kadının en güzel yaşları falan.
Daha da ortada kalmış, naniklenmiş bir yaş yok a be yaa.
Yani gene anlamadınızsa...
Yahu aşk istiyorsun.
40’lar ve suretleri muhtemelen bir evlilik yaşamışlardandır. Yaralıdırlar zaten ya da evlenmeden sevgili saydıkları aşklardan bir destur görmüşlerdir.
40’lılar aşağıya tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık misali düşünür, dururlar. He şimdi ne olacak?
Herkes diyor ki kadının en güzel yaşı. Aynaya bakınca; kırışıklıkla, kırışıksızlık arası.
Ruh; tabii her 40’lığın yaşadığı elbet farklı ama geneli ruh yorgunu, idare edilmiş bir herif var belli ki.
Ya yatıp uyuyacaksın ya kendine gelip hayata saçacaksın.
Heyyy hayattasın.
Eeehe...
Herkes de senin için sırada...
Hayat bir şenlik. Tam şenlik.
Yaşı başına, başı yaşına, standartlarda...
Flört desen oha, pohaaa...
Ve iki-üç kaliteli buluşma.
Mesajlar...
Adam diyor ki “Cansın ya, istiyorum, ruh ikizim”...
Ve kadın...
Adam evli, biliyor zaten.
Ama evlilik kâğıttan ibaret. Buluşmaları çok uzun zaman alıyor.
Ve adam “Hayır” diyor, “çünkü sana âşık olacağım”... Yeni moda mı?
Sen 40’lıksın, adam 50 küsur, belki 60. Adamın söylediği tek şey; “Sana âşık olabilirim, sorry”...
Sevmez erkekler kalıcı, dominant kadınları...
Ayşe’nin notu-1: Aslı Işıktaş; bu kadın okurumdu, öyle tanıştık, şu an sırdaşım. Kaçak yazıyordu, “deli kız yazsana” dedim, artık yazıyor.
Blogunun adı zoimou.worldpress.com (Beni geçmesine izin vermeyin! Şaka; okuyun.)
Ayşe’nin notu-2: Facebook’ta Buğra’nın Günlüğü var, bu adamı kaçırmayın, çok kıymetli. Onunla da Facebook’tan dost olduk, çok birikimli.
Ayşe’nin notu-3: Seibella Kuaför; başta patronunuz Bayram Düz olmak üzere beni her yaşımda iyi hissettiriyorsunuz. Yeni yaş, yeni renk boyamla gençleştim.
Paylaş