Nilgün Sarar’ın Tune ayarı

Hem arkadaşımın sohbetini özlemiştim hem de çok merak ediyordum yaptıklarını.
Onunla konuştuklarımı size yazayım, siz de Nilgün Sarar’dan faydalanın istedim bugün.
6 yıl önce çok ağır bir hastalık geçirmiştim. Kaslarım zayıfladı, vücudumdaki protein sıfıra kadar düştü, bunlar da karaciğerimi etkiledi.
Hastaneye kaldırıldım, yoğun bakımda kaldım. Ölümün kıyısından döndüm resmen. O dönemde annemin araştırmaları ve çabalarıyla Nilgün’le tanıştık, hayatıma böyle girdi.
Uyku halindeyken, yoğun bakımdayken bana sürekli enerji verdi ve sonrasında da elimi hiç bırakmadı.
Yaklaşık 26 yıldır enerji, şifa ve aydınlanma üzerine çalışmalar yapıyor Nilgün.
Ya Nilgün şu senin yaptığın Tune yani Ayar seminerini neredeyse herkesten duymaya başladım. Anlatsana biraz bana, merak ettim.
- Mini seminer demek istiyorum aslında. Katılım sayısı sınırlı, çünkü her katılımcı ile birebir çalışıyorum.
Yani tek tek gösteriyorum, tek tek ilgileniyorum.
Cumartesi sabah başlıyoruz, pazar akşam bitiyor.
İnsanların kafasında hemen şu soru oluşuyor: ‘Senin yıllardır yaptığın şeyi biz iki günde nasıl öğreniriz?’ Sen de soracaksın diye hemen açıklayayım.
Olay şu. Bu yaptığım Ayar Şifa Tekniği’ni herkes öğrenip uygulayabilir. Benimle onlar arasındaki tek fark tecrübe, yani uyguladığım seanslardan edindiğim bilgi, pratik, gözlemlerim. Ben de öğrendim, ben de seminerlere katıldım yıllarca. Tune seminerinde ben sizlere Tune tohumunu veriyorum. En kıymetlisini. Onu birlikte ekiyoruz, suluyoruz. Sizin oluyor, alıp evinize götürüyorsunuz, ondan sonrası size ait.
Su vermezseniz, uygun yere koymazsanız, bakım yapmazsanız o zaman ben yardımcı olamam. Herkese bu tohum veriliyor. Bazıları çok hevesle devam ediyor, büyütüyor, geliştiriyor. Bazısı dokunmuyor, öylece duruyor. Güzel olan bu tohum hiç ölmez. Farz edelim seminer sonrası uzun süre bir şey yapmadı. Çalıştırmadı, uygulamadı. O zaman tekrar katılıyor seminerime. Yeniden bir cila yapıyor.
Tune nedir? Bir sürü şifa çalışması, enerji tekniği var. Bu farklı mı?
- Aslında enerji çalışmalarını kelimelerle anlatmak bir hayli zordur. Hangi tekniği seçerseniz seçin fark etmez.
Tune hafiflemektir. Takıntıları, kalıpları bırakıp hafiflemek, tiril tiril olmaktır.
Kendinizi suyun üzerine korkmadan bırakıvermektir. Akşam yatmadan önce makyajınızı silip doğal olduğunuz, toplantınız bittikten sonra kravatınızı “oh be” diye çıkarıp attığınız andır.
Rahatlamadır. Kendinle barışmak ve tekrar aynaya bakmaktır. Öyle bir farkındalık sunar ki size, yıllarca kendinize neden bu kadar eziyet ettiğinize, yargıladığınıza, küçümsediğinize anlam veremezsiniz.
Birden kucaklamaya başlarsınız kendinizi her sabah, her akşam. Olduğunuz gibi kabullenmeye başlarsınız, çünkü özünüzü uyandırır Tune.
Ruhumuzun da frekansları vardır ve maalesef ruhumuzu istediğimiz kanala ayarlamayı çoğu zaman unuturuz. Bu unutkanlığın yan etkileri ise gizli belirtiler halinde gösterir kendini ve bizi öfkelendirir.
Yalnızlaştırır. Anlaşılmadığımızı, başımıza gelenleri hak etmediğimizi düşündürür. Zaman zaman “hayatımda bir şeyler eksik” duygusuyla bir arayış içerisine gireriz. Bir Tune seminerine katıldığınızda bu öze kavuşma, farkındalık, uyanış gelişir.
Sizin bilemediğiniz ama evrenin öngördüğü, olması gerek dediği şeyler de değişir, bir şeyler açılır, kapanır, dengelenir.
Başka ne gibi özellikleri var?
- Tune’un diğer bir özelliği de korkularınızın üzerine giderek ihtiyacınız olan değişimi yapmanızı sağlayacak dürtüyü vermesidir.
Sana bir sır vereyim mi?
Şifa, enerji, olumlamalar ve aklına gelen daha birçok teknik, çalışma... Bunlar sadece yürümeyi destekleyen baston, bisikleti öğrenirken babanın bisikletin arka tekerlerine taktığı minik tekerleklerdir...
Bütün güç sende, kendinde. Özünde. İçinde. Yürümeyi de, bisiklete binmeyi de sen yapacaksın.
O yüzden ilk adım sensin. Kendini sevmeyi öğreneceksin. Eziyet yok, suçlama yok. Sürekli pişmanlık yok. Olduğun halinle tam ve mükemmelsin.
Yakında seminer var mı?
- 4-5 Mart’ta İstanbul’da Tune Ayar seminerimiz olacak. Kendi enerjisini fark etmek isteyenleri bekliyoruz.