Paylaş
İnsanlık tarihinde kadınlığın mazisi o kadar acıdır ki, yaşananlara inanmak gerçekten çok güç.
Hele de bazıları vardır ki, insanlığın alnında kara bir lekedir.
Araştırdıkça, okudukça erkeklerden de sistemden de düzenden de nefret eder hale geliyoruz.
Dokuz ay onu karnında taşıyan, çok zaman kucağında büyüdüğü kadının kalbini yaralamıştır erkek.
İster ilkel devirlerde isterse modern çağda bu değişmemiştir.
Hindistan’ı, Çin’i ve Roma’yı medeniyetin beşiği diye anarlar.
Ama o ülkelerde hep kadından uzak kalınması istenmiştir.
Hatta eski Yunanlılar, kadınlar için “Can yakan ateş, çaresi bulunmayan yılan sokması” derlerdi! Kafaya bak kafaya!
Meşhur felsefeci Sokrates var ya, hani hayranı olduğumuz ünlü düşünür bak ne demiş kadınlar için: “Dünya yüzünde kadın kadar fitne ve fesat maddesi olan hiçbir şey yoktur. Kadın zehirli ağaca benzer ki, dış görünüşü gayet güzel ve gönül çekicidir, fakat onun meyvesini yiyen bir yaratık derhal ölür.”
Bak bak bak felsefeye bak...
Eflatun’un da kadın hakkında düşüncesi benzerdir: “Erkeğin dünyada yaptığı bütün fenalıkların ve bütün rezaletlerin hepsinin sebebi kadındır.”
Adalet, dürüstlük, bilgelik, iyi insan olmakla ilgili sözleri tarihe kazınsın diye mağarada şarapla kafayı bulurlarken, kadınları ezmiş geçmişler resmen!
Saç sakal birbirine karışmış halde parasız pulsuz diye zamanında bunlara bakan kadın olmadı bence, bu garipler de kendilerini deniz manzaralı mağaraya hapsedip kadınlara duydukları kini hırsı böyle kustular.
Ünlü Fransız politik düşünür Montesquieu da farklı söylemiyor: “Tabiat, erkeğe akıl ve fikir vermiştir, kadına sadece güzellik ve süsü. Eğer kadının bu dış görünüşü ortadan kalkacak olursa onun ehemmiyeti ve değeri kalmayacaktır.”
Hay kadınlar kadar taş düşsün başınıza ne diyeyim ben size!
Eskisinden yenisine, filozofundan hükümdarına erkeklerin kadınlar hakkında düşüncesi üç aşağı beş yukarı aynı.
Her yerde, her coğrafyada aynı erkekler!
Medeniyetin beşiği sayılan Roma’da kadınlara yapılanlar, bir yük hayvanına yapılan muameleden farksızdı.
En ufak bir kusurla bir kadının öldürülmesi caizdi.
Bazen herhangi bir günahtan (İsterse bu günah uydurulmuş olsun) zavallı kadın ateşlere atılıp yakılırdı.
Fakir ve yaşlı kadınların, şeytanlarla ve fena ruhlarla irtibat halinde bulundukları ileri sürülüyor ve kendilerine sebepsiz yere yapılmadık işkence kalmıyordu. İngiltere’de binlerce kadın şeytanlarla elbirliği yapmışlardır diye canlı canlı yakılmış, çarmıha gerilmiştir.
Osmanlılara ve Araplara hiç değinmeyelim bu sayfalara sığmaz...
Her zaman söylemişimdir ve burada bir kez daha açıkça yazıyorum.
Türk kadının insanca yaşaması, toplumda değerinin artmasını Atatürk’e borçluyuz.
Yaptığı devrimler ile kadına hak ve hürriyet kazandırması tüm dünyaya örnektir.
“Ben Anadolu kadınından fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar emek verdim diyemez!” diyen Ulu Önder Atatürk, Türk kadınlarının, şartlar elverişli olursa, hiçbir alanda erkeklerden geri kalmayacağından emindi.
Türk kadınlarının Avrupalı kadınlardan da geri kalmayacakları yolundaki inancı tamdı.
Atatürk’ün kadınlara sağladığı en büyük hak olan, Medeni Kanun sayesinde, birden fazla kadınla evlenme kaldırıldı.
Evlenme akdinin, iki ergin şahit huzurunda, resmî nikâh memuru önünde yapılması esası kabul edildi.
Resmî olmayan nikâh hukukî açıdan geçersiz olarak kabul edildi.
Evlenmede kadın ve erkek için yaş sınırı getirilerek çok küçük yaşta evlenmeler kaldırıldı.
Boşanma halinde, kadının ve çocuğun haklarını güvence altına alacak hükümler getirildi.
Miras hukukunda cinsiyet ayrımı kaldırılarak kadın ve erkeğin eşitliği sağlandı.
Atatürk’ün bu konuyla ilgili görüşlerini ve Türk milletinin onun önderliğinde gerçekleştirdiği atılımı bütün dünyaya daha iyi anlatıp tanıtmak görevimizdir.
Bundan daha büyük önem taşıyan asıl görev ise Atatürk’ün çok çetin güçlüklere rağmen, kadının hakları ve statüsü konusunda gerçekleştirdiklerini koruyup kökleştirmek, onun ilkelerine sahip çıkmak ve bu ilkelerin aşınmasına imkân vermemektir.
Ayşe’nin notu: Bu aralar malum gündem çok karışık, hayat koşturmacasından yorulduysanız ve neşeli keyifli bir şeyler okumak istiyorsanız şiddetle tavsiye ederim bu blog’u. Kendisi benim okurumdu, sonra arkadaşım, sırdaşım oldu Aslı Işıktaş.
“Durma yaz deli kız” dedim ve beni dinledi yazdı. Benden çok okumayın haa https://zoimou.wordpress.com
Paylaş